1. Bölüm / Patlama

28 5 0
                                    

Merhaba ben Elyssa. Klasik bir tanıtım yaptım ve bunu yapmaya devam ediyorum. Çünkü başka kendimi nasıl tanıtabilirim?

Herneyse. Baştan başlayalım. Ben Elyssa Wilson. 17 yaşındayım. Yaşıma bakmayın. Yaşımdan daha olgunum. Küçük yaşta ailemi kaybettim. Bana sahip çıkan bir yurtta yaşıyorum ve kendimi bildim bileli burdayım. Ama gerçek anlamda ailemi kaybettim. Çok hatırlamıyorum. 3-4 Yaşında falandım. Bu zamana kadar ailemle çok iyi zaman geçirirdik. Birgün lunaparkta onları kaybettim. Onlar olmadan yaşamaya Alışık değildim. Hemen ortalığı ayağa kaldırdım. Sonra onları hiç bulamadık. Adeta yer yarılmıştı yerin içine girmişlerdi. Sonra polisler beni bir yurta verdiler. Bana iyi davranıyorlardı ama ben ailem olmadan iyi hissetmiyordum.

Neyse bu kadar dram yeter. Bugün Yılbaşı. Kutlamalıyız değil mi? Bir çok parti. Bir çok eğlence. Söylemeyi unuttum. Bir tane de sevgilim var. James. Aynı yurttayız. Aynı durumdayız da. Bir birimizden başka kimsemiz yok. Aşkımız gerçek mi? Bilmiyorum. Karışık gibi geliyor. Ama birbirimizin yanındayız. O bile yeter.

Şimdi gidip James'i ikna etme zamanı. Kendisi böyle şeylerden pek haz almaz da. Ama ben nasıl ikna edeceğimi biliyorum. Belki Saçma gelecek ama Palyaço. Evet partiden haz almaz ama Palyaçolara bayılır. Kişiliği gibi renkli şeyleri sever. Partileri de sevmemesinin yanı siyah. Siyahtan hiç ama hiç hoşlanmaz. Hatta siyaha tahammül edemez. Partilerde de genelde siyah giyenler olduğu için gitmeyi sevmiyor. Bende dolabımda hep sakladığım kostümümü giyip ona Süpriz yapacağım.

Ve iş tamam. Sıra hazırlanmaya geldi. İkna etmek için çok uğraşmama gerek kalmadı. Kendisi hemen İkna oldu. Çaktırmadım ama sanki biraz da parti için istekliydi.

Dolabımdan çıkardığım bordo uzun kollu yarım Tişört ve çok kısa olmayan siyah eteğimi giydim. Biraz makyaj ve aksesuar ile işlerimi halledip James'in odasına doğru gittim.

O da hazırlanmıştı. Buz mavisi pantolonunun üstüne beyaz Tişört giymişti. Belki şaşıracaksınız ama siyah ceket giymeyi de ihmal etmemişti.

Siyah ceketin nedenini sormayı sonraya bıraktım çünkü yeni yıla girmeye çok az kalmıştı. Hemen saatime baktım. Akrep 11'i yelkovan 40'ı gösteriyordu. Lanet olsun. Hazırlanmada çok uğraşmışım. Eğlenmeye zaman kalmadı. Ama gece uzun. Bence düşündüğümden daha fazla eğlenicez.

Her yurt'un kendi partisi oluyormuş. Bizim Şehirde 5 tane yurt var. Bu da 5 büyük parti demek. Kesin yine geçen sene ki gibi şikayetçi olanlar olacak Şehirde yaşayan insanlardan ama bizim yurt buna dahil olmayacak gibi. Nedeni ise şehrin çok dışında olmamız. Nerdeyse il sınırındayız diyebilirim.

2016'ya girmek için ışıkları kapattılar. Bardaki garsonlar ellerinde konfeti bekliyorlardı. Ve geri Sayım başladı. Bu Sırada bende James'e sarıldım.

"10-9-8-7-6-5-4-3-2-1 BAM!" Duyduğum silah sesi ile herkes yere yığılmıştı. Ayakta kalan bir tek ben vardım. O Sırada gözüm James'e kaydı. Beyaz tişörtü kan olmuştu. Tekrar gözümü diğerlerine çevirdiğimde biraz daha böyle kalırsak yani ambulans gelip müdahale etmezse buranın kan gölü olacağı aşikardı.

Ben kana karşı dayanıklıyımdır. Böyle şeylere ağlamam. Buna rağmen içimde ağlama hissi oluşmadı değil. Sevgilim ölüyordu. Bunu aklıma getirip hemen yanına koştum. Nefes alıyor mu diye baktım. Çoktan ölmüştü. Dudaklarından kanlar damlıyordu. Buna karşı ben yine soğukkanlılığımı koruyordum.

Tam ona son kez sarılacakken ortalık sis doldu. Hemen çantamı aramaya başlamıştım. Bizim masayı bulduğumda üstüne 2 tane cesetin yığıldığını gördüm. Onları yere ittirip çantamı aldım ve telefonumu çıkardım. Ne! Sinyal yok mu? Imkansız. Buraya hep gelirdim ve burda hep telefon çekerdi.

Sis artınca bunun gaz Bombası olduğunu anladım. Yavaş yavaş beni ele geçiriyordu. Sanki bayılacak gibi hissediyordum. Düşündüğüm oldu. Gözlerimin kararması ile birlikte diğer ölü bedenlerin arasına karıştım.

Yeni Yıl OyunuWhere stories live. Discover now