Ailemden uzak ilk gecemi geçiriyordum. Biraz zor, biraz da huzur vericiydi. Taşındığım şehrin her bir karesi, burada aldığım her nefes huzur doluydu. Sanki şehirde başka bir şey vardı, ismini koyamadığım bir şey...
Kendimi dinlenmek üzere yatağa attım. Ama düşünceler, geri gelmişti.
Onu halâ seviyor muydum? Kesinlikle hayır!
Özlüyor muydum?
Belki biraz...
Geri istiyor muydum?
Hayır.. ya da bazen..Düşüncelerden kaçmak için kafamı yastığa gömdüm. Nafile. İnsan çoğu kez kendini istemediği birşeyden kaçarken bulur. İstemediği bir karar, bir hatıra veya bir anı. Ben kendimi hep hayatımdan kaçarken bulmuştum. Kalkıp balkona çıktım. Yanımdan asla ayırmadığım paketten bir sigara alıp yaktım. İçime, daha derinlere çektim dumanını. Her üflememde kötü anıların silinmesi dileğiyle içtim.
Günlüğü okuyup okumamak arasında kalmıştım. Ya okuyup eski günlere geri dönecektim, ya da her şeyi boşverip yeni bir yol çizecektim.
Üniversite hayatım yeni başlamıştı, yeni birine aşık olabilirdim. Günlüğü okumamaya karar verdim. Acı verici yılları yad etmenin neresi güzel olabilirdi? Sürekli hastanede olmam, herkesin bana iğrenerek bakması ve Ezra'nın gidişi... Gözümü kapatıp kendimi rüzgara bıraktım. İnsanlar o kadar şey bekliyordu ki, beklentilerin altında ezilmiştim. Hastane koridorunda ki yakarışım kulaklarımda çınlıyordu bazı zamanlar."Uçurumun ucuna kadar getirip, itmediniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Hatıra
ChickLitBazen geçmişten kaçamazsın. Gittiğin her yerde seni bekleyen gerçeklerden kaçamazsın. Ezra, çocukluk aşkım... Acımasız bir gerçekti. Unutulması gereken bir anı. Peşinden gelen acı, hastane odaları, zor zamanlar. Ve son bir not parçası: "Biliyor m...