28.BÖLÜM

32.7K 1K 181
                                    

Merhaba benim minik patateslerimm oy ve yorum yapmayı unutmayın❤🌹

-Satır arası yorumlar kalp ben-
Sonlarda birazcık absürt şeyler var okurken dikkat edin.

Nermin Teyze ile selamlaştıktan sonra mutfağa geçerek annem ve benim getirdiğimiz yiyecekleri servis tabağına koymak için üst rafta bulunan tabaklara ulaşmak için parmaklarımın üzerinde yükselmiştim , tabaklara ulaştığımı çok fazla söyleyemezdim ama arkamdan belimi kavrayan kollar ile gülümsemiştim. Buram buram burnumun içine nüfus eden toprak kokusunu derince içime çekmiştim.
Kulağımda hissettiğim sıcak nefesi ile alt dudağımı dişlemiştim.

"İyice bu evin kızı olmaya başladın" fısıltı şeklinde çıkan sesi kendisini arkamdan bana bastırmıştı. Boyumu eski haline getirerek derin bir nefes alarak ona dönmüştüm.

"Hoşuna mı gidiyor peki bu ?" Bende aynı tonda kulağına  fısıldayınca belimdeki kolları beni daha iyi kavramış ardından beni tezgahın üzerine oturtmuş bacaklarımı açarak aramızdaki tüm mesafeyi kapatmıştı.

"Sanırım öyle , ama daha da hoşuma gidecek şeyler biliyorum" boynuma doğru sıcak nefesini verdiğinde gözlerinin içine bakarak alt dudağımı kanatmak istercesine ısırmış boşta kalan ellerimi ensesine götürmüştüm.

"Böyle bir şeyin zamanı olmadığını biliyorsun ama!" Bulunduğumuz konumdan rahatsız olduğumu pek fazla söyleyemezdim fakat birinin bizi bu halde basması beni çok tedirgin ediyordu.

Boğazını temizleyerek dudakları ile boyun girintime bir öpücük bıraktıktan sonra belimde olan kollarını çekerek yukarıya uzanmış bana ihtiyacım olan tabakları alırken kendisini daha çok bana bastırmıştı. Gülerek yukarıdan aldığı tabakları yanımıza bırakmasını seyretmiştim.

"Artık inebilir miyim peki tezgahtan ?" Gözleri ile gözlerime bakarken ne kadar istekli olduğunu gözlerinden görebiliyordum.

"Bilmem istersen inme" kaşlarımı hızla çatarak oturduğum tezgahtan indiğimde o da yan tarafımda bulunan buzdolabına yaslanarak beni izlemeye başlamıştı.

"İçeride annelerimiz var farkında değilsin sanırım!" Sesimin Ne kadar da sert çıkmaması için ümit etsemde olduğundan da sert bir çıkış yapmıştım.

"Pekala" benim için üst raftan indirdiği servis tabaklarını yan yana dizerken utandığımı hissetmiştim. Kulağımın arkasında ki saç tutamımı oradan çıkartarak yüzümün kızarıklığını gizlemesi için bir kamuflaj olarak kullanmıştım.

"Boşuna saklamaya çalışma yanaklarında olan kızarıklığın on metre öteden de belli oluyor." Bunu söylemen çok iyi oldu Asaf! Sözleri ile yüzüm daha çok yanmaya başlamıştı.

"Ya sen içeri gitsene ne işin var mutfakta, hadi içeri Asaf , hadi!" Utançla hızlı hızlı konuşarak yaptığım işi bırakarak onu ittirerek mutfaktan çıkartmaya çalışıyordum.

"Hey! Tamam tamam çıkıyorum sakin ol bebeğim" 'bebeğim' onu iten kollarım bu kelime ile bırakın onu itmeyi bütün vücudum hareketsiz kalmıştı. Bana bebeğim demişti , Ben onun bebeği miydim ? Yavaşça bana dönerek dudağımı öpmeye başladığında anın şoku ile bende karşılık vermeye başlamıştım. Dili ağzımın içini zorlayarak adeta keşfe çıkmış gibi ağzımın içini dolanıyordu. Gülerek ondan ayrıldığımda o da gülüyordu.

"Artık çıkmalısın bence"

"Bence de galiba yoksa bir sonraki seviye benim odam olacak" elim ile yaptığım yumruğu omzuna geçirmiştim. Bana gülerken elleri ile bana engel olmak istercesine havaya kalkmıştı.

ASAF KOREL  Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora