Un

1.2K 109 97
                                    

Media'daki şarkısız okumanızı yasaklıyorum.

Merhaba, ben Kim Jongin. Çocukluğumdan beri süre gelen bir akciğer kanseriyle baş ediyorum. Ailem bunu ilk fark ettiğinde on beş yaşındaydım. Yapısal olarak normal olan akciğer hücrelerim kontrol dışı çoğalmış ve orada benden habersiz tümör oluşturmuştu. Ama anlaşılan o ki yerini pek beğenmeyip, vücudumun başka bölümlerine de göç etmişti. Zaten benim hikayem de burada başlamıştı.

O zamanlar, çocukluğun verdiği neşeyle kanser oluşumu pek önemsemiyordum. Zaten bana, kurtulacağım söylenmişti. Ama kurtulamayacaktım. Bana öleceğimi öğreten, bu hayata tutunma isteğimi verendi. Zaten Oh Sehun, hiçbir şeyi saklayamayacak kadar patavatsızdı. Bir hastane odasında karşılaşmıştık, bir resim atölyesinde sevişmiştik.

Onunla tanıştığımda on yedi yaşındaydım. Hani en güzel aşklar hep on yedimizde karşımıza çıkardı ya, o da benim karşıma on yedi yaşındayken çıkmıştı. Ve "Hayır" demişti. "Kim Jongin, sana bağlanam. Sana bağlanırsam eğer seninle birlikte düşerim." O söylediklerini hala hatırlıyordum. Haklıydı da, ben hastaneye öleceğim günü ertelemek için, o ise elindek
i küçük yanık için gitmişti. Bana bağlanmak demek ölümle birlikte yaşamak demekti. Lakin hayatın bizden habersiz planları vardı.

Sehun'u resim kursunda derslere katıldığını öğrenmek benim için şans mıydı gerçekten bilmiyordum. Çünkü onu da kendimle birlikte çekmiştim. O, bana bağlanmak istemediğini söylerken ben bencilce kendime başlamıştım her seferinde. Sonra da o düğümlerin hiçbirini açmaya cesaret edememiştim. Ne öksürük krizlerine girdiğimde, ne de yutkunamadığım için yemek yiyemediğim günlerde. Bu kadar korkaktım işte.

Hocamız bir gün bize kaybetmekten en çok korktuğumuz şeyi sorduğunda o ayağa kalkıp "Kim Jongin." demişti. "Onu kaybetmekten gerçekten çok korkuyorum. Eğer onu kaybedersem hayallerimi de kaybedecekmişim gibi geliyor. Sanki bir daha resim çizemezmişim gibi." Ve o bunları söylediğinde, bir kere daha aşık olmuştum.

Şimdi ise bir resim atölyesine sahiptim. Kanser tüm bedenimi sarmıştı. Artık taşmak istiyordu. İlaçlar eski etkiyi vermiyor ve ben resim çizerken bile nefes nefese kalıyordum. Elli beş kiloya düşmüştüm. Gerçekten yemek yemek benim için tam bir işkenceydi. Boğazım her an yanıyordu ve ben her seferinde kan tükürüyordum. Adım adım ölüme yaklaşıyordum ama yine de yaşadığım hayattan pişman değildim. Eğer kanser olmasaydım o hastane odasında Sehun ile karşılaşamayacaktım ve o, kurstaki herhangi bir çocuktan birisi olmanın ötesine geçemeyecekti. Hiçbir zaman onu çizemeyecek yada o pembe dudaklarını öpemeyecektim. Şimdi ise ona ve resim atölyeme sahiptim. Son anlarım olduğunu biliyordum. Sehun'un Belki'si olduğumu da. Bu, yaşadığım 21 yılı benim için değerli kılıyordu. Sonu yakındı ama daima sonsuz hissettirmişti. Bunun için ona minnettardım.

Ve söylemek gerekirse bunun mutlu bir hikaye olmasını ben de isterim. Ama değil, bunu biliyorum. Sadece yavaş yavaş öldüğüm için üzgünüm.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 01, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Atelier de peinture || sekaiWhere stories live. Discover now