#1

16.2K 603 78
                                    

Bu kitap, gecenin sürüklediği siyahlıkta tek ışığı onun gözlerinde bulduğum, Tapılası Adam'ıma ithaf edilmiştir.

                          
Bölüm Adı ;
'NEFRET'

Arabaya bindiğimde bidaha hiç göremeyeceğim evime son kez baktım. Yutkunduğumda boğazımda hissettiğim yumru, beni ağlamam için zorluyordu. Her şeyden nefret ediyor, beni bu hale getiren geçmişimden tiksiniyordum. Yan tarafıma baktığımda dişlerimi kenetlememe yol açan, içimde yükselmekte olan nefreti hissettim yeniden. Dayımda artık beni istemiyordu. Bir bakıma haklıydı, onunla yaşamaya başladığımdan beri başına açmadığım dert kalmamıştı. Ve yaptığım son hata bardağı taşıran damla olmuştu. Dayım beni iki sene önce yetiştirme yurdundan kurtarıp yengem, kuzenim ve onunla yaşamama izin verdiğin de işlerin bu boyuta geleceğini hiç tahmin etmiyordum. Bunu yaptığı için ona minnettardım,ta ki beni miras uğruna yanında tuttuğunu anlayana kadar. O günden beri ona olan nefretim git gide artıyor, kin her geçen gün beyin hücrelerimdeki miktarını arttırıyordu. O miras bana annemden kalan tek elle tutulur şeydi. Bunu benden almak istemesi beni dedilirtiyor, parmak uçlarımın sinirle gerilmesine neden oluyordu. Ama bıkmıştı... ve bedeni benden kurtulmak için can atıyordu. Yola çıktığımızdan beri ikimizde tek kelime etmedik. Arada bir beni izlediğini farkediyordum ama yüzüne bakmak dahi istemiyordum. Üç ay önce yengemin onu aldattığını kendi gözlerimle görmüş, bunu içimde tutacak kadar sabredememiştim. Bunu ona itiraf ettiğimde dayım beni dövmüş, pislik bir yalancı olduğumu defalarca dudaklarında tekrarlamıştı. Sırtım, hala o geceden kalan kemer izlerini benliğinde barındırıyor, ve morluğuyla bir süre daha beni rahatsız edeceğini açıkça haykırıyordu. Ben sadece onun sonunun annem gibi olmasını istemediğim için bunu dile getirmiş, ve asla çekinmemiştim. Çünkü çekinecek biri varsa o kişi ben değildim. Dediğim onca şeye rağmen yengemin onu aldattığına inanmıyordu. Bana inanmıyordu. Dayım, o sürtük kadın tarafından gerçekten sevilmediğini anladığı gün onun yanında olmak istiyordum. O çöküşünü heyecanla bekliyordum . Derin bir iç çekip yüzüme baktı:
" Böylesi hepimiz için daha iyi biliyorsun değil mi? "dedi.
Gözlerimi devirerek, "Sorun değil. Kaybetmelere alışığım. " dedim. Tabikide alışıktım. Ben bağıracaktım ve birileri beni duymayacaktı. Hep aynı hikaye.

Arabayı durdurdu. Vücudunu bana çevirerek, " Annenin öldüğünden bu yana gerçekten iyi değilsin Alya. Biliyorum çok zor olmalı. Bu bizler içinde zordu. Yurtta kaldığında yurdu birbirine kattığın için... "

"Miras için," dedim sözünü keserek. " Miras için yanına aldın beni. "

Gözlerini gözlerime dikerek:
" Tamam Alya bir şey demiyorum neye inanmak istiyorsan ona inan." dedi.
Hafifçe gülümsedim, " Yengemin seni aldatmadığına inanmak istediğin gibi mi? "dedim. Ağzımdan çıkanlardan pişman değildim. Bu sözümle delireceğini biliyordum,ama içimdeki intikam duygusunu bastıramıyordum. Beni sevdiği için yanımda değildi. Ve beni annem öldükten sonra evinde parti veren üvey teyzemin yanına kendi elleriyle götürüyordu. Dayımı asla affedemezdim.

" Alya kendine gel! Annen, baban onu defalarca farklı kadınlarla aldattığı için intihar etti. Ve senin şerefsiz baban seni terk etti Alya! Başka bir kadınla gitti ve seni terk etti. Sırf bu yaşadığın şeyler yüzünden herkesi birbirini aldatıyor olarak göremezsin. Seni yurtlarda büyümek zorunda kalmayasın diye yanıma aldım. Ama senin şu yaptığına bak. Beni aldatmıyor bunu o aklına sok. Bu sadece senin uydurman." diye bağırdığında sesindeki kırgınlık yüzümü okşuyordu.

Başımdan kaynar sular döküldüğünü hissettiğimde ,titriyordum. Annemin gözlerimin önünde sandalyeyi ittiği an , kalbime bir bomba gibi düşüp tüm bedenimi alevlerle sarmalamıştı. Bunu bilerek yapıyordu. Annemin intihar ettiğini bilerek haykırıyordu yüzüme.

"Alya! " diye bağırdı tekrardan. Dalmış olan göz bebeklerimi hafif kafamı sallayarak kendine getirmeye çalıştım. Ağlamamak için direnen gözlerimi onun suratına çevirdiğimde, beni dikkatlice süzüyordu. Ağzımdan çıkacak kelimeleri beklediği her halinden belliydi. Sırıttım.

" Sana acıyorum. Annem gibi aptalın tekisin. Aynı onun gibi aşık olduğun insan için çoğu şeyden vazgeçip hayatını sikecek kadar aptalsın. " Sözlerimin onu mahvettiğini biliyordum. Bir insanı tanıdığınızı düşünürsünüz ama öyle bir şey yaparki aslında onu hiç tanımadığınızı farkedersiniz. Ben annemi asla tanıyamamıştım. Dayımsa annemin sonuna yaklaşıyordu. İkisindende nefret ediyordum. Derin bir nefes aldım ve devam ettim, " Bir gün o kadında babamın yaptığını yapıp seni bırakınca yüzünün halini merak ediyorum. Umarım annem gibi kendini öldürmezsin. Ve sana şunu söyleyim zavallı adi herif! Gerçekten kör olmuşsun. Yani demek istiyorum ki... Kalbinin damarlarını sikeyim. "

Sinirini gözlerinden anlayabiliyordum. Az sonra kulaklarından ateş çıksa şaşırmazdım. Önüne döndü ve arabayı çalıştırdı. Yol boyunca akıp giden evleri izleyip yeni hayatımı düşündüm. Yeni okul, yeni yatak, yeni insanlar ve sevmediğim bir üvey teyze. Annemden hep nefret etmişti çünkü o sürekli annemin gölgesinde kalmıştı. Annemin patron olduğu şirkette o hademelik yapıyordu. Annem onu yüksek kademeye çıkarmak istemiş ama o kabul etmemişti. En azından ben bu kadarını biliyordum. Bilmediğim şey üvey ablasından, öldükten sonra parti verecek kadar nefret ettiğiydi. İlk duyduğumda gözlerim yerinden çıkacak kadar büyümüştü. Dayım onu benimle yaşamaya nasıl ikna etti bilmiyordum. Ama işin içinde mirasın olduğundan emindim.

İki saatlik yoldan sonra evin önüne geldiğimizde sıcak havaya derin bir nefes bıraktım. Birazdan neyle karşı karşıya kalacağımı merak ediyor, kendimi rahatlatmak için parmaklarımı sayıyordum. Sevmediğim ve annemden nefret eden bir kadına muhtaç olmak tüm hücrelerimi bir enkaza çeviriyordu. Arabadan indim. Dayım valizleri alırken bende bu villa görünümündeki evin bahçesine girerek etrafa göz gezdirdim. Ev oldukça büyük ve ihtişamlıydı. Kocamanda bir bahçeye sahipti. Dayımın evinden iki kat daha büyük olduğundan emindim. Camdan bir kafa uzandığında emin olabilmek için dikkatlice baktım. Beni görünce evin kapısını açıp , bağdaş yaptığı kollarını demir kapının döşemesine yaslıyarak gülümsedi.

Bana bakıyordu. Kafamı gökyüzüne kaldırarak gözlerimi kapadım. Sonsuzluk şuan ihtiyacım olan tek şey gibi görünüyordu... Nefes almakta zorluk çekiyordum. Boğazımı temizledikten sonra, " Yanımda olmayışlarını unutmayacağım anne. " dedim.

Bana ulaşmak için;

Instagram: sevde.ozbay

Instagram: tapilasiadamwattpad

Sevgilerle,

SEVDE ÖZBAY.

TAPILASI ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin