Yılbaşı

2K 105 198
                                    

Selamlar! Umarım hikayemi beğenirsiniz. Allah yeni yılda hepimize ailemizle ve arkadaşlarımızla, sağlıklı, mutlu, huzurlu ve umutlu yıllar nasip etsin!

Mutlu yıllar canlarım, sizi seviyorum!

Keyifli okumalar...Oy ve eleştirilerinizi bekliyorum...

İthaf one-shot yazma fikrini veren prensesime :)



"James." Dedi genç kız sabırla. "Unut bunu."

"Hayatta olmaz." Dedi James de.

"Bak." Dedi Lily. "Ne güzel de biliyorsun olmayacağını." Diye devam etti.

James oflaya puflaya Gryffindor Ortak Salonu'ndan çıktı. Kendisini bahçeye attı ama aradığı kişileri orada bulamadı. Dondurucu soğuğa daha fazla dayanamadı ve Büyük Salon'a gitmeye karar verdi. Sıcacık Hogwarts James'e iyi gelmişti. Biraz olsun ısınmıştı ki kahkaha sesleri duydu. Kafasını çevirdi ve kaç zamandır aradığı kişileri buldu. Onlara doğru koşarken Sirius'un kendisine sırıttığını gördü. Bozulmuştu doğrusu.

"Ne diye gülüyorsun öyle pis pis Pati?" Diye sordu ters bir sekilde.

Sirius dayanamayıp içinde tuttuğu kahkahayı sesli bir şekilde serbest bıraktı. Remus ve Peter ise James'e kaçamak bakışlar atıyor, gülmemek için göz göze gelmemeye çalışıyorlardı. Bu kadarı da fazlaydı ama! Arkasını döndü ve gitmeye hazırlandı ki Sirius kolunu yakaladı.

"Dostum!" Dedi. "Sadece eğleniyorum o kadar."

"Evet, üzüntümle eğlenmen senin normal olmadığını gösterir zaten." Dedi James.

"Peki, sen normal misin?" Diye sordu Sirius gayet ciddi bir şekilde.

Artık hepsi ne kadar ciddi olunabilecekse o kadar ciddiydiler. Birbirlerine bakıyorlardı. Yaklaşık üç saniye sonra hepsi birden katıla katıla gülmeye başladılar.

James sonunda gözünden gelen yaşları sildi ve konuştu.

"S-sence normal olsam sizinle işim ne?" Dedi kahkahalarının arasında.

"Çatalak haklı Patiayak. Hangimiz normal ki?" Dedi Remus.

Sonra hepsi Ortak Salon'a gitmek üzere merdivenlere yöneldiler ki pişman oldular. Özellikle de James. Çünkü Lily ve Severus merdivenlerden inerken bir taraftan bir konu hakkında tartışıyor bir taraftan da gülüyorlardı. Çapulcular'ın yanlarından geçerken Lily onlara gülümsedi.

"Selam çocuklar. Astronomi ödevini umarım yapmışsınızdır. Çünkü Profesör parşömenleri yarın toplayacak." Dedi ve Severus'a döndü. Konuşmalarına kaldıkları yerden devam ederken merdivenlerden inmeye devam ettiler. James'in neşesi bir anda kaçmıştı. Adımlarını hızlandırdı. Son olarak Sirius'un 'Kızıl da Çatalak'a biraz yüz verse ölür sanki !' Dediğini duydu.

Ortak Salon'a girince eline Yüz Yılın En İyi 100 Quidditch Oyuncusu kitabını eline aldı. Bir taraftan sanki sinirini kitaptan çıkartır gibi okurken bir taraftan da hırsla dudağını kemiriyordu. Geri kalanlar ise Salon'a dağılmışlar, arada sırada James'e göz atıyor ve sinirinin geçip geçmediğine bakıyorlardı. Aradan geçen sürenin sonunda, James 58. Oyuncu'nun hayatını okumaya başladığında ağzına kan tadı geldiği an okumayı bıraktı. Kitabını kenara koydu ve Erkekler Tuvaleti'ne doğru gitti. Sirius arkasından gidecek gibi olduysa da Remus her zaman ki gibi engel oldu. Böyle durumlarda hep aynı şeyi söylüyordu.

'Bırak da sinirini kendi kafasında dindirsin.'

James tuvalete gidince aynadır karşısına geçti. Yüzüne baktı bir süre. İtici birisi miydi? Hayır, hatta bakınca sempatik ve insana güven veren bir surat ifadesi vardı. Kötü bir insan mıydı? Asla, arada bir Slytherinlere ufak tefek uğursuzluk büyüleri atması onu kötü biri yapmazdı. Aksine tüm kalbiyle iyi bir insandı. Kaba birisi miydi? Asla, belki biraz kibirli bir yapısı olabilirdi ama hayatı boyunca asla kaba birisi olmamıştı. Annesinin soyundan gelen Black nazikliği ve babasından gelen Potter sevecenliği tümüyle James'e miraz kalmıştı. Dersleri mi kötüydü? Aslına bakarsanız Sihir Tarihi ve biraz da İksir dersleri diğerlerine göre azdı ama geri kalan tüm derleri Olağanüstüydü. Hemen hemen herkesin bayılarak izlediği ve oynadığı Quidditch sprorunda yaşıtlarının en iyisi sayılabilirdi. Tabii Lily Qudditch sevmiyordu.

Lily & JamesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin