Dans pistinde dans eden, özel localarda oturan insanlar ve daha niceleri. Ben etrafı incelerken Ezranın yönlendirmesi ile özel localardan birine oturduk. Sağ tarafıma Ezra, sol tarafıma biraz uzakta Mira oturdu. Oktay bir kaç dakikalığına ortadan kaybolsada daha sonra yanında iki erkek ve bir kız ile geri geldi.

"Ezra ağabey, hoş geldin. Seni görmek ne güzel burada." Ezra ciddiyetini bozmazken, karşısında samimiyet ve birazda çekingenlikle konuşan çocuğa baktım. Aynı yaşta gibi duruyorduk. Yapılı bir vücudu ve bebeksi bir yüzü vardı. Anlayacağınız yakışıklı kategorisine giriyordu.

"Hoşbulduk Samet. İşler yoğun bu aralar, anca vakit bulabildik." Ezranın yüzündeki hafif gülümseme dikkatimden kaçmadı. Oktayın arkadaşları ile uzun zamandır tanışıyordu galiba.

"Sizinle tanışma fırsatımız olmadı, ben Samet. Oktayın arkadaşıyım." Uzattığı eli hafif bir tebessümle sıktım. Saygılı ve kibar oluşu hoşuma gitmişti.

Yanındaki çocuk elini uzattı bu sefer, "Ben de Alp." Onun da elini sıktım. O da aynı şekilde yakışıklı bir çocuktu. Genlerimi güzel bunların !

"Ben de İkra. Memnun oldum." Kızın sıcak kanlılığı ve samimiyeti içimi ısıtırken, gülümseyip elini sıktım.

Oktay ve arkadaşları da masamıza otururken ortada koyu bir sohbet dönmeye başladı. Ezra çok sık katılmazken, Mira ve ben gülerek katılıyorduk.

Aydilge'den Yangın var çalmaya başladığında İkra ve Samet piste çıktılar. Ardından Alpta kalkınca, Mirayı da Oktay kaldırdı. Masada Ezra ile baş başa kalırken, içki bardağını elinden alıp masaya koydum. Bana anlamsız bakışlar atarken elinden tutup ayağa çektim.

"Hadi dans edelim."

"İçmeden sarhoş oldun galiba ?"

"Eğlenmeye geldik Ezra, tüm geceyi oturarak geçirecek değilim herhalde."

"O pistte kıvırtmana izin vereciğimi mi sanıyorsun ? Hayal dünyan fena gelişmiş senin !"

"İyi ! Sen kalkma ben tek başıma dans ederim o zaman !" Elini bırakıp piste çıktım. Sözünü dinleyip yerimde oturacağımı sanıyordu galiba !

Kıvrak hareketlerle dans etmeye çalıştığımda -ki becerdiğim söylenemez- belimde bir çift kolla, tanıdığım simaya çevrildim.

Karşımda Ezrayı görünce zaferle gülümsedim.

"Ne oldu Ezra Erdem ?" Ellerini belime koyarken sırıttı.

"Sözümü dinlemedin. Madde kaçtı hatırlamıyorum ama," düşünürmüş gibi yaptıktan sonra sırıtması genişledi. "İki gün öne alınan bir düğünün var, sevgili müstakbel karıcığım Hira Seren Erdem"

"O ne be öyle ! Küfür gibi !" Dediğimde kafasını geri atıp kahkaha attı. Kahkahasını herkesten saklama isteğiyle dolup taşarken, yutkundum. Ne oluyor be !

Ellerimi Ezranın omuzuna koyup kıvrak hareketlerle dans etmeye çalıştım. Daha sonra Ezra beni geri itti kolunun altında dönünce, tekrar kendine çekti.

Pislik mafya bozuntumuz dans ediyor !

Gülerek, uydurduğu figürlere eşlik ettim. Şarkı bitip, Feridun Düzağaçtan Alev Alev başladı. Yerime geçmek için hareketlendiğimde bileğimden tutuldum. Ezra beni kendine çekerken, ellerini belime yerleştirdi.

"Kaçmak yok." İtiraz etmeyip, ellerimi omuzlarına yerleştirdim. Bizimkilere bakındığımda Oktayın sırıtarak Dj kabininden indiğini gördüm. Ah! Bu şarkı Oktayın fikri olmalıydı. Pistte bir tek bizim kalmamızda buna dahildi eminim ki.

ŞebefruzWhere stories live. Discover now