8 - Kalbimi Kırabilecek İnsanlar

Start bij het begin
                                    

-Ne konuştun Yiğit'le zilli?

Esin gözlerini dikmiş Ömür'le İrem'e bakarken bana cevap verdi.

-Hiç havadan sudan. Üç günlük işi var.

Güldüm. Esin kafasıyla İrem'i işaret etti.

-Bu ne?

-Bizim liseden bir kız. Ömür'ün yeni gözdesi.

-Bak sen.

İrem'le Ömür'ün kahvelerini alıp masalarına gittim.

-Biraz otursana sen de.

-Oturamam mesai saatlerinde.

Ömür uzanıp yanağımı sıktı.

-Böyle de iş ahlakı olan birisidir.

İrem güldü.


***


Aradan zamanlar geçiyor.

Yiğit'le Esin takılıyor gibiler, keyifleri yerinde. Esin'i uyardım, güvenme dedim, 'bende o iş' dedi.

Can'ı gazetelerden takip ediyoruz, çıkardığı olaylar, yakalandığı kızlarla. Ben arayınca açmıyor, Ömür'le de bir kere mi ne görüşmüş, onu da anlatmadı Ömür.

Daha doğrusu anlatamadı çünkü İrem'le aşk yaşamakla meşgul çok.

Bir de Uğur var başımın belası, onca adamın arasından bana tek kalan. Kafeye gelip canımı sıkıyor arada sağolsun.

Yılbaşını bile Bridget Jones gibi pijamalarımla duygusal şarkılar söyleyerek tek başıma geçirdim, ailem bile yoktu. Aslında Ömür gittikleri partiye çağırdı ama istemedim yanlarında olmak.

Hayatım eksiliyor giderek sanki, okul da kış tatiline girince iyice boş hissetmeye başladım. Kafede çalışma saatlerimi arttırdım tabi durum böyle olunca.

Esin'le Serdar'ın işi olduğu için de kafeyi bu akşam kendim kapatmayı kabul ettim. Tam demiri çekerken arkamdan iki el gözlerimi kapattı. Ben de doğal olarak arkamdaki her kimse tekme attım. Döndüğümde önümde kıvranan Ömür'ü gördüm.

-Allah cezanı versin Zeynep.

-Allah senin cezanı versin Ömür. Ne sinsi gibi yaklaşıyorsun gece gece.

-Öğrendim kendin kapatacağını dükkanı, gelip alayım dedim, demez olaydım.

Bacağını ovuşturması bitince beni kendine çekip sıkı sıkı sarıldı.

-Özledim be! Neredeyse bir ay oldu.

-Sen kimden öğrendin benim kendim kapatacağımı kafeyi?

-Öğrenirim ben.

Kolunu omzuma attı, atkısını boynuma doladı.

-Zibidi gibi çıkıyorsun evden titriyorsun böyle sonra.

Telefonu çaldı, arayan İrem'di. Açmaya tereddüt etti.

-Saçmalama Ömür açsana.

İrem'e ufak bir hesap verdikten sonra tekrar kolunu omzuma attı. Yakınan bir ses tonuyla sordum.

-Bana hala anlatmadın Can'la ne konuştuğunuzu. Neden açmıyor telefonlarımı, neden görüşmüyor bizimle?

Umursamazca kaşlarını kaldırdı.

-İyi değil ya. Kafa dağıtıyor aklınca.

-Neden iyi değil anlamıyorum ki? Bir gitsek mi evine ya da sete? Konuşsak mı?

-Bence senin tek başına gitmen daha iyi olur.

Sessizlik oldu.


***


Cumartesi sabahı Ömür ciddi manada beni yatağımdan sürükleyerek çıkardı. Gözlerimi açamayarak söylendim.

-N'oluyor ya, kim aldı seni içeri?

Batu kafasını kapıdan uzattı.

-Ben.

-Evet benim zararıma bir işi anca iki kafadar siz yaparsınız. ÖMÜR! Çekekleme ya kalkıyorum tamam! Ne istiyorsun sen benden sabah sabah?

Meğerse sinemaya gitmek istiyormuş, 11 seansına. Evden apar topar çıktık, taksiyle sinemaya gittik. Gişedeki kuyrukta İrem bekliyordu. Onun yanına gittik. Ben hala uykudan şiş olan gözlerimle İrem'e baktım.

-Valla benim size yamanma gibi bir niyetim yoktu, na bu Ömür yataktan sürükledi beni buraya.

İrem gülüp kolumu sıktı.

-Saçmalama Zeynep aşkolsun.

Saatin gelmesiyle salona geçtik, Ömür ortamıza oturdu. Filmin ortalarında bir yerde Ömür'le ikimiz gülme krizine girdik. Hem de filmin duygusal olması gereken bir yerinde. Neyseki tam o sırada ışıklar açıldı, film ara verdi. Ömür ayağa kalktı.

-Ben bir su alacağım, siz bir şey istiyor musunuz kızlar?

İkimiz de hayır der gibi kafamızı salladık. Ömür gidince İrem kalkıp yanıma oturdu. Gülerek İrem'e döndüm.

-Ya çok pardon, biz saçmalayabiliyoruz bazen böyle.

İrem yüzünde ciddi bir ifadeyle bana baktı.

-Sen benim canımı sıkmaya başladın.

Efendim?

-Bu Ömür benim tavırların, hele ki benim yanımda yapman bunu, çok itici.

-Ne diyorsun sen İrem?

-Diyorum ki acaba biraz uzak mı dursan Ömür'den?

İçimdeki saç baş yolma dürtüsünü tepikledim, geri gönderdim, sakinleştim.

-Bana bak sen kime artistlik yapıyorsun? İnsan içindeyiz falan demem patlatırım bir tane suratına.

Eh bu kadar geri gönderebilmişim.

İrem gözlerinde dizilerdeki kötü kadınlarda gördüğüm şeytansı bir gülümsemeyle bana baktı.

-Ömür'le görüşmeni konuşmanı istemiyorum. Ve inan bana bunu senin insafına bırakacak kadar da saf değilim. Ömür'le son günlerini geçiriyorsun, tadını çıkar.

Bak sen?

Eğer öyleyse ben de kuşanırım silahlarımı.

Bazı insanlar kalbimi kırabilir, ama kalbimi kırabilecek insanları kimse elimden alamaz.

Kime Ne?Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu