'Atlatacağım'

7.7K 374 11
                                    


Bellanın Ağızından

Balkonda gecenin tazeliğini dinliyordum . Baykuş ve çekirge sesleri nehrin akışı ve bazı insanların kısık sesleri hepsi birbirine karışmış doğal bir orkestra gibiler herşey üst üste geliyordu . Arthuru düşünmeden edemiyorum bir kaç kez daha görmüştüm ama ne yapıyor ne planlıyor bilmiyordum . Alexi o geceden beri görmemiştim görmeyi de istemiyorum. Neden Dylanla uğraşıyorlar hiç bir fikrim yok ama herzaman ne olursa olsun onun yanındayım onu çok çabuk affettim . Onsuz yapamazdım ki ben nasıl affetmeyeyim . Onsuz olan her dakikam da her saniyemde acı çekerken onsuz nasıl yapabilirim . Benim torbamdaki kanım gibiydi bağımlısı olmuştum . Ondan ayrılmak istemiyordum . Bu duygu her şeye bedeldi . Nasıl sahiplenmiştik birbirimizi nasıl bu kadar bağlanmıştık bilmiyorum ama olmuştu işte ve bundan şikayetçi değildim . Ay ışığının üstüne yavaş yavaş kızıl perde inmeye başlamıştı . Bu görüntüyü ömrümün sonuna kadar izleyebilirim ama malesef bugün okul var ve benim içeri geçip hazırlanmam gerek . Ne kadar acımasız bir dünya . Her şeyiyle acımasız . Bu dünyada her türlü yaratık var ve bunu tek bilen o yaratıklar . O yaratıklardan biride benim işte . Bu bütün düşündüklerime gülüp geçemiyorum . Her zaman kendimi sorguluyorum neden ben neden biz neden bu dünya ?! Kafamdan bütün düşünceleri atıp içeriye geçtim . Brenda yatağında değildi . Belki mutfaktadır diye mutfağa gittiğimde Brenda kan dolabının önünde oturmuş kan içiyordu ama etrafa baktığımda her yerde bitirilmiş kan torbaları vardı .Bu kadar kanı bitirmiş olması imkansız .

" Brenda napıyorsun ?! "Dedim . Cevap alamayınca yanına gittim ve elindeki kan torbasını aldım . Brenda bana döndü ve hırladı . Elimdeki kan torbasını almaya çalışıyordu.

"Brenda kes şunu . " diye bağırdım . Ama sanki dışardaki sesleri algılamıyor gibiydi . Bende hızlı bir şekilde bardağa su doldurdum ve suratına fırlattım ama etki etmedi . Hatta daha kızdırmışa benziyordu. Bi anda üstüme saldırdı ve yere düşmemi sağladı . Oda uzerime çıktı .Kendini hakim edemiyor gibiydi . Brenda yüzüme bir yumruk çaktı ama ben ona karşılık vermiyordum eğer verirsem bunun sonu çok kötü biteceğine eminim .

" Brenda kendinde değilsin . Kes şunu . " diye bağırdım . Bana bir tane daha yumruk atınca onu üzerinden ittim . Dolaba çarpmıştı ve dolaptaki camlar yere düşmüştü . Brenda yerde diz çökmüş başını ovalıyordu . Bende hemen ayağa kalktım.

" Brenda iyi misin ? " dedim .

" Bu kadar güçlü olmak zorundamıydın . " dedi .

"Pardon ama başka çare bırakmadın . " dedim oda etrafa baktı ve yüzünü buruşturdu .

" Gerçekten Özür dilerim . İnan kendimi hakim ol..olamadım " dedi kekeleyerek bende onunde diz çöktüm .

" Tamam sakin ol ben biliyorum tamam mı ? Şimdi bana herşeyi anlatıyorsun ? " diye sordum . Oda hala başı öne eğikti .

" Kampta oldu . " Dedi ve yutkundu. Gözlerini sıkabildiği kadar sıktı . "Profesörün dediği insanları ben öl-öldürdüm Bella ben öldürdüm ben nasıl yapa bildim bilmiyorum hiç suçları yoktu onların Bella lütfen yardım et dayanamadım . " dedi ve hıçkırıklarla ağlamaya başladı . Ona sıkıca sarıldım .

" Birlikte atlatıcağız tamam mı ? Sen ve ben atlatıcağız . " dedim .

" At -atlatıcağım . " dedi .

" Evet atlatıcaksın şimdi kalk ve elini yüzünü yıka ben etrafı toplarım . " dedim oda kafa salladı .

" Sağol Bella senin hakkını nasıl öderim hiç bilmiyorum . "Dedi ve ayağa kalktı.

" Lafı bile olmaz . " dedim . Brendanın vahşileşmesine çok Şaşırmıştım . Ama bunu bilerek yapmadığını biliyordum. Her vampir kontrolünü kaybedebilir ordaki kamp yapan birileri olduğunu kimse akıl edemezdi . Brenda topallayarak banyoya gitti. Bende etrafı toplamaya başladım . Heryerde kan ve cam kırıkları vardı . Etrafı güzelce topladıktan sonra Brenda banyodan çıktı.

UYUMSUZ PRENSES(Düzenleniyor  )Donde viven las historias. Descúbrelo ahora