10.BÖLÜM "MASKELİ BALO"

297K 14.9K 13.2K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR💐

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

KEYİFLİ OKUMALAR💐

"Güvenme, inan..." Güven ve inanç... İki kavramda mantığımda dönüp dururken Mesih'le bağdaştırmaya çalışıyordum. Güven benim çok bildiğim bir kavram değildi. Yaşamakta olduğum hayatta sadece sayılı kişilere beslediğim bir duyguydu. Hatta tek bir kişiye...

Selenay'a... Ben sadece Selenay'a güvenirdim. Başka limanım yoktu benim. İnanç çok farklıydı. Koşulsuz şartsız bir bedene ya da ruha veyahut ta kişiye bağlanmak çok farklı bir olaydı. İnanç kavramı bana uygun değildi.

Yaratıcıyı çok iyi bilmesem istediğim vakitlerde annem araştırıp ona yönelmeme izin vermese de ben inanıyordum. Bir inancım vardı, tek ona vardı. Öyle olmaz mıydı? Yoksa insanlar koşulsuz şartsız başkalarına inanabiliyorlar mıydı? Derin soluklar alarak olayı kavramaya çalıştım. Kâbus görmüş, Mesih tarafından uyandırılmıştım... Birkaç salise dudaklarıma değer sert dudaklarında şehvet yada farklı bir şey yoktu. Sadece kendini göstermek, belli etmek için yaptığı bir dokunuştu.

Gerçek bir öpücük değildi. Mesih beni hiçbir zaman gerçekten öpmemişti, bunu bende istememiştim. Şehvet hissetmiştim, kendime yalan söyleyemezdim fakat... Ondan duygu akan bir öpücük istememiştim.

"Elis..." Dediğinde bedeninin yanı başımda oturduğunu gördüm. Farklı bir odadaydık. Buğulu gözlerle etrafı izledikten sonra bakışlarımı maviliklerine dikerek tiz bir sesle mırıldandım.

"Burada ne işim var?" Odanın duvarlarına kısa bir bakış attıktan sonra omuzlarımdaki ellerini çekerek yanı başımda oturarak kaldı.

"Salonda uyumuşsun, seni buraya getirdim." Koltukta oturduktan sonra kalkıp merdivenlerden çıktığım, gökyüzü duvarlı odaya girdiğim kısmın kabusuma dahil olduğunu söylüyordu. O anlar, fazla gerçekçi olsa da üzerinde fazla durmadım.

Gördüğüm kabusta korktuğum kişi Mesih olsa da şu an yanımda kalmasını istiyordum. Hala etkisindeydim ve korkuyordum. Mesih ayaklandığında dudaklarım aralansa da konuşmadım. Bakışlarını aşağıya indirerek beni süzdüğünde keskin çenesini aşağıdan baktığım için çok daha net görebiliyordum.

"İyisin?" Dedi sorarcasına... Kafamı hızla salladım.

"İyiyim." Değilim. O da başını sallayıp omuz silkti.

"Tek başına kalabilir misin?"

"Evet." Hayır. Kararsız bakışlarıyla ifademi denetledi.

"Bir şeye ihtiyacın var mı?" Boğazımı temizledim.

"Yok." Sana ihtiyacım var. Titreyen irislerimle Mesih'e baktığımda iç sesimi duymuş gibiydi. Çatık çenesi, kaşlarıyla beraber yumruklarını sıkıyorken kendini zor tutuyor gibi bir hali vardı. Bir küfür mırıldandıktan sonra birden üzerime eğildiğinde kafamı arkaya doğru ittirerek ne yapmaya çalıştığına baktım. Sanki yanıma yatacak gibiydi.

ADALETSİZWhere stories live. Discover now