"Çünkü toprağa hükmedebiliyorum."

"Toprağa hükmedebiliyorum demek bana göre yanlış bir kullanım, Greldell. Ben olsam toprak ile iletişime geçebiliyorum derdim. Neyse," dedi elini havada sallayıp. "Konumuza dönelim. Nerede kalmıştık? Ah tanrım! Beynim bir tarafımdaki kıllardan daha beter hale geldi ama bana hala öğretmenlik yaptırıyorlar."

Sınıfta gülüşmeler yükselince Edmond da güldü. "Sadece şaka yapıyordum sizi böcekler! Üç haneli sayılara ulaşmış olabilirim ama hepinizden daha iyi durumdayım!"

"Bu da şaka olmalı değil mi?" dedi arkamda oturan kız.

"Şaka olmasını isterdim. Orién de yüzlü yaşlara ulaşmak hiç de ilginç bir şey değil."

"Bizim şaşırdığımız o değil Edmond," dedi Amy. "Yüzlü yaşlara gelmene rağmen böylesine genç ve yakışıklı görünmen!"

"Ah, adın ne senin?"

"Amy."

"Seni sevdim Amy," dedi Edmond gülümseyip hafif titreyen parmağını ona doğru uzatırken. "Öyleyse sen cevap ver bakalım. Efsanelerin gerçek olabileceğine inanıyor musun?"

Amy hiç duraksamadan, kendinden emin bir şekilde cevap verdi. "Unicornların gerçek olmasını isterdim ama hiç sanmıyorum."

"Senin gücün nedir sevgili Amy?"

"Su."

"Peki iki ay önce, yani buraya gelmeden önce elementler ve büyücüler ile ilgili bir şeyler duymuş muydun?"

"Sadece filmlerde."

"Şu an nerede olduğunu biliyor musun?"

Amy bu sefer bir süre düşündükten sonra cevap verdi. "Büyülü bir kapı ile geçilen, farklı bir boyutta."

Bana bakıp sordu, "Ve burada ne yapıyorsunuz?"

"Sahip olduğumuz olağan üstü güçlerimizi kullanmayı öğreniyoruz," diye cevapladım.

"Bu durum olağanın ne olduğuna göre değişir sevgili...?"

"Elena."

"Elena, senin gücün nedir?"

"Ateş."

Başını sallayıp, ellerini arkasında birleştirerek sınıfta tur atmaya başladı.

"Söylemeye çalıştığınız şey, aslında efsanelerin sadece efsane olmadığı mı?" Edmond, soruyu soran kızın önünde durdu.

"İsmin nedir çocuğum?"

"Lerin."

"Sen, aslında efsanelerin sadece efsane olmadığını söylemeye çalıştığımı mı düşünüyorsun Lerin? "

"E-evet."

"Ben bir şeyi söylemeye çalışmam sevgili Lerin. Söyleyecek bir şeyim varsa, direkt olarak söylerim."

Bir anda dönüp bana baktı. "Sevgili Elena, sence ben ne söylüyorum?"

"Orién'in büyülü bir dünya olduğunu," dediğimde gülümseyip kafasını hafifçe eğerek beni onayladı.

"Ve Orién'de olağan ile olağanüstünü ayıran bir ayrım olmadığını," diyerek beni tamamladı Shannon. Edmond cevabımızdan tatmin olmuşa benziyordu. Kürsüsünün yanına geçip, ikinci sırada oturan bize baktı. "İlk defa beni bu kadar iyi anlayabilen bir sınıf ile karşılaşıyorum. Greldell! Sen söyle, sence ben ne söylüyorum?"

Grelldel, Edmond'un gürleyen sesi yüzünden bir anda yerinden sıçrasa da, takılmadan cevap verdi. "Efsanelerin kanıtlayamayacağınız kadar olağanüstü ve normal bir şeymiş gibi yaşanacak kadar olağan olduğu."

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLOnde histórias criam vida. Descubra agora