Mavi Peruklu Travesti

İçinde ki çığlık

Dün gece yaşadığı bu olay bütün hafızasına hızla hücum etmeye başlamıştı Mavi'nin. Sanki yavaş yavaş ama acımasızca beyni tükeniyor gibiydi. Kalbi çok hızlı çarpıyordu ve nefes alıp verişi düzensizleşmeye başlamıştı. Beynine hücum eden kanı hissedebiliyor gibiydi..

'Ben nasıl birini öldürmüş olabilirim?'

...

'Ben katilim!!!'

Kafasının içinde bu cümleler sürekli başa sarıp tekrarlanıyordu. Dehşete kapılmış gibiydi, hızlı hızlı nefes alıyor evin içinde kontrolsüz bir halde anksiyete krizi geçiriyordu.

Kafasının içinde taşların yerine oturmasi ile yavaş yavaş idrak etmeye başladığı olayın derinliklerine indikçe sonu olmayan bir çukurdan aşağıya düşüyormuş gibi hissediyordu. 

Sonra tekrar düşünmeye devam etti.

Peki ya ceset? Ceset neredeydi?

Acımasızca ve büyük bir hırsla beynini paramparça ettiği adamı ne yapmıştı? Hafızasını zorlamaya devam etti. Olayın geri kalan kısmında ne olmuştu? Gözlerini kapadı ve düşündü..

Kesik kesik olan görüntüler birleştikçe dehşetin seviyeside artıyordu.

_______________________________________

Gecenin koyu mavisinde adam kanlar içinde sere serpe yerde yatarken tepelerindeki ay ışığı onları aydınlatıyordu.

Bir film sahnesi ya da gazetenin 3. sayfasından değildi bu görüntü. Tam olarak hayatının ortasına yıldırım gibi düşmüştü ve bu daha başlangıçtı. Hayatının bundan sonraki hiçbir günü eskisi gibi olmayacaktı. Mavi bunu bilseydi belki o sahile hiç gelmeyecekti,sıkıcı ve monoton iş gecelerinden birini geçirip evine gidecekti. Ama hayat sürprizle doluydu ve o bu gece bunu yaşamak zorundaydı.

İçtiği votka etkisini iyice göstermeye başlamıştı. Midesi hem vodkadan hemde birini katletmenin etkisiyle bulanıyordu. Bir anda cesedin hemen yanında midesinde ne varsa çıkardı. Kendini berbat hissediyordu. Dizlerinin üzerine çöktü, elleri titriyordu. Beyni dağılmış adamın nabzını yokladı o anki psikolojiyle. Ama o adamın yaşıyor olması imkansız bir şey olurdu.

Saat sabaha karşı üç sularıydı, şanslıydı ki civarda hiç kimse yoktu. Yinede sağına soluna bakınıp kimsenin olup olmadığını kontrol etmişti. Zaten biri bu olayı girseydi çoktan etrafı polisler sarmış olurdu.

Daha fazla vakit kaybetmeden cesedi ortadan kaybetmesi gerektiğini düşündü. Nasıl bu işin içinden sıyrılabilirdi ki Gerçekten yaşadığı olay onun için kaçınılmaz bir son hazırlıyor gibiydi..

  Topuklu ayakkabılarını çıkarıp arabanın açık kapısından içeri fırlattı. Ayağa kalkıp kendine sağlam bir tokat attı. Bunu biraz daha iyi düşünebilmek için yapmıştı.Hala bedeni titriyordu.

Adamı bacaklarından kavradı ve sürükleyerek arabaya doğru taşıdı. Arabanın arka kapısını açtı. Kollarından tutup adamı arabanın içine zorda olsa soktu. Her yer kan içindeydi. Elbisesi, elleri, yerler arabanın içi..
Her yerde sadece o yapış yapış koyu renk kanı görüyordu. Hala midesi bulanıyordu ama kendini tutuyordu. Şuan güçlü olmak zorundaydı.

Sürücü koltuğuna oturdu. Hemen arabayı çalıştırıp o alandan uzaklaştı. Çok fazla uzaklaşmadan durdu.

Kafasını direksiyona yaslayıp ne yapmalım diye düşündü.İstemsizce gözlerinden yaşlar süzülüyor, kafasını direksiyona vurarak yaşadığı bu olayın gerçek olmamasını diliyordu.