YÜZLEŞME (Tamamlandı)

Bölüm 2

''Kocanız nerede?''

''Yemin ederim bilmiyorum yalvarırım bırakın beni ufacık çocuğum var benim''

''Mobese kayıtlarından kocanızın dün akşam evinizin sokağına girdiği görünüyor, yani eve gelmiş''

''Bakın oldukça geç saate kadar kocam eve gelmemişti, sonrasında da bir gece önce nöbette olduğum için uyudum''

''Belki de kocanız geldi ve tartıştınız sonra da onu öldürdünüz,testere ile parçalara ayırıp yok ettiniz''

''Bakın ben kocamın öldüğüne inanmıyorum, söylediklerinizde tamamen sizin hayal gücünüz''

''Belkide siz uyuduktan sonra Ufuk bey eve geldi, ardından birisi gelip salonunuzun ortasında kocanızı öldürdü sonra da suçu sizin üzerinize bıraktı ve gitti''

Bu olabilir miydi?

 Hayır imkansız

''Ben kocamın öldüğüne inanmıyorum,fakat başına bir şey gelmiş olmasından endişeleniyorum''

Saatler süren sorgunun ardından komiseri suçsuz olduğuma ikna edememiştim.

Ufuk neredesin?

İki gün boyunca sorguda kaldıktan sonra beni nöbetçi mahkemeye sevk ettiler.

Mahkeme tutuklu yargılanmama karar verdi

Mahkeme çıkışında Çiğdem beni bekliyordu.

''Suçsuzum Çiğdem yemin ederim suçsuzum''

''Avukat tutacağım merak etme''

''Sağ ol Çiğdem Barış sana emanet''

''Tamam ona iyi bakacağım''

Her ne kadar anlaşamasak ta ondan başka akrabam yoktu.

Hapishaneye girdiğimde olanlara hala inanamıyordum.

Benim Ufuk'u öldürmeme nasıl ihtimal verirler.Ufuk'un başına bir şey gelmişti.

Her ne kadar düşünmemeye çalışsam da ölmüş olması düşüncesi beni mahvediyordu.

Hayır hayır...

****

Bir haftadır ceza evindeyim ve burası asla bana göre bir yer değildi.

Cezaevindeki mahkumların itip kakmaları gururumu fazlasıyla incitiyordu.

Ben buraya ait değildim.

Kimse buraya ait olamaz.

Bu zamana kadar Ufuk'un ortaya çıkmaması ölmüş olma ihtimalini daha da kuvvetlendiriyordu.

Bu ihtimali düşünmek bile beynimi kemiriyordu.

Gözyaşlarım artık kurumak üzereydi.

Barış, oğlum kim bilir şuan ne yapıyordur.

Çiğdem'in ona gözü gibi bakacağından emindim.

''Ziyaretçin var''

Gardiyanın sesiyle göz yaşlarımı silip çıkışa doğru yürüdüm.

Çiğdem sözünü tutmuş ve bir avukat ayarlamıştı.

''Defne hanım bakın  durum sandığınızdan daha ciddi.Kocanız hala ortada yok ve onun kanı evinizin her köşesine sıçramış, o akşam hiç bir şey duymadınız mı?''