Vazgeçmek 1

1.4K 55 6
                                    

Selin Ali'nin arkasından bakakalmıştı. Ancak o zaman dank etti söyledikleri. "Senin Tuğçe'den ne farkın kaldı" Tamam yaptığı belki de en mantıklı hareketi değildi ama kendi başına gelen olayla karşılaştırması hem de işin içinde kendi parmağı da varken bunun Ali'nin yapması çok ağırına gitmişti. Hem de Elif'in arkasından koşarak gitmesi...Tuğçe'nin sesiyle irkildi.

Tuğçe: Bu kadar rol yapabileceğini tahmin edemedik, acemi gibi.
Selin: Haklıyken haksız duruma düştük
Tuğçe: Sağlam durmak lazım, daha bu iş bitmedi.
Selin: Bence bitti Tuğçe, ben artık yokum.
Tuğçe: Saçmalama kızım...
Selin: Bitti diyorum, işbirliğimiz de öyle, konuştuğumuz gibi.
Tuğçe: Daha cesur olduğunu sanıyordum
Selin: Herkes öyle sanıyor

Selin sınıfa gitmek için dışarı çıktığında Ali'yi Elif'i teselli ederken görür. Elif sanki hiç bırakmayacakmış gibi sarmıştır kollarını Ali'nin boynuna. Ali ile göz göze gelirler, Selin yenilgiyi kabul etmiş gibi kafasını çevirerek uzaklaşır oradan. Sınıfa geldiğinde;

Nazlı: Neyin var senin? Tuğçe birşeyler söyledi Elifle ilgili...
Selin: Öyle mi? Beni mi merak ediyorsun gerçekten? Yoksa sevgilinin ev arkadaşının huzuru bozulur diye korkuyorsun, ikizlerden tatlı olanı?
Nazlı: Selin saçmalama
Selin: Tabi herkes istediği gibi saçmalasın ama benim öyle bir hakkım olmasın...konuşmak istemiyorum seninle Nazlı, işine bak sen...

Ders arasında dalgın bir şekilde pencereden dışarı bakarken...

Demir: Dalgınsın bugün..
Selin: Efendim...tanışıyor muyuz?
Demir: Henüz değil. Demir ben..
Selin: Memnun oldum..ben de..
Demir: Selin...

Selin'in yüzüne belli belirsiz bir gülümseme yerleşmişti.

Demir: Evet sorun olmazsa anlat bakalım gözlerinden geçen gölgenin sebebini.
Selin: Sorun olur...ama havadan sudan konuşabiliriz.
Demir: Gülümsemeni genişletebilecekse gurur duyarım.

Selin karşısındaki çocuğu çaktırmadan inceledi. Uzun boyluydu, esmerdi, ve hadi yalan olmasın hoş çocuktu. Bir süre havadan sudan konuştular. Selin Demir'in ondan bir yaş büyük olduğunu, Amerika'dan gelip derslerini saydıramadığı için son sınıfı tekrar okuduğunu öğrenmişti. Konuşuyordu ama aklı fikri Ali'deydi, gözlerindeki hayal kırıklığını unutamıyordu bir de teselli için Elif'in peşinden koşmasını.

Günün sonunu zor getirmişti. Dersten sonra Nazlı ile birlikte dışarı çıktıklarında Ali ve Elif Ali'nin arabasının yanında yine yanyanaydı.

Nazlı: Elif! Eve mi gidiyorsun?
Elif: Evet..
Nazlı: Neyin var senin?
Elif: Onu ikizine soracaksın...
Nazlı: Selinn! Naptın yine?
Ali: Boşver Nazlı.
Elif: Bari bir özür dileseydin ufaklık...
Ali: Selin özür diler misin artık kapansın konu?
Selin: Asla!
Ali: Eninde sonunda dileyeceksin.
Nazlı: Noluyo ya?

Selin gözünü dikmiş sadece Ali'ye bakıyordu. Her zamankinden daha uzak ve soğuktu.

Elif: Neyse boşver...eve gidiyoruz hadi gel sen de...
Nazlı: Oluur..konuştum Savaşla o da eve gidiyormuş zaten. Selin hadi...
Selin: Almıyım ben
Ali: Bin hadi eve bırakayım o zaman
Selin: Gerek yok...

Aynı anda...

Demir: Selin?

Selin kafasını çevirdiğinde yanında Demir'i gördü.

Selin: Selam...
Demir: Selam verdim borçlu çıktım demezsen sana edebiyatla ilgili bir iki soru sorabilir miyim? Türkçem yetmiyor da...
Selin: Şimdi mi?
Demir: Eve gitmen gerekiyorsa gel seni bırakayım yolda da konuşuruz...

Ali, Elif ve Nazlı'nın gözleri Selin'in üstündeydi şimdi...

Selin: Olur tabi...
Nazlı: Selin? Arkadaşın kim..
Demir: Selam, Demir ben. Sen de Selin'in ikizi Nazlısın.
Nazlı: Merhaba da...tanışmış mıydık?
Demir: İsmen tanıyordum diyelim.

Rahatsız edici bir sessizlik olmuştu şimdi bu tuhaf 5'li arasında...tabiki Elif bozdu sessizliği

Elif: Ben de Elif, çok memnun oldum.

Sadece Ali konuşmamıştı. Dik dik bakmaya devam ediyordu.

Selin: Bu da annemin yeni eşinin oğlu, Ali..
Demir: Abin yani?
Selin: Tam öyle değil...

Selin Ali'nin gözlerinden ateşin çıktığını hissedebiliyordu şimdi. Evet riskli bir oyundu oynadığı bugün olanlardan sonra ama karşı koyamamıştı.

Demir: Memnun oldum...

Ali bir Demir'in uzattığı eline bir de Selin'e baktı...sonra sessizce sıktı uzatılan eli.

Ali: Hadi Selin!
Demir: Sorun olmazsa Selin'i ben bırakayım, dersle ilgili bir iki sorum var.
Ali: Ehliyetin var mı?
Demir: Tabiki...gidelim mi?
Selin: Olur...size iyi eğlenceler

Selin biraz uzağa parkedilmiş olan son model lacivert BMW'ye doğru yürürken geride kalan üçlü de arabaya binmişti.

Nazlı: Başladı işte..
Elif: Ne başladı?
Nazlı: Selin'in hayran kitlesi..okula başladığımızdan beri bekliyordum, meraktaydım vallahi.
Elif: Hoş çocuk ama, boylu poslu, Savaş'a benzemiyor mu biraz?

Kapıların kapanmasıyla Ali'nin gaza basması aynı anda oldu.

Selin'in gözü ön koltukta oturan Elif'e takılmıştı. Yüzündeki o yılışık ifadeyle el sallamıştı bir de.

VazgeçmekWhere stories live. Discover now