FIRATIN GELİNİ (TAMAMLANDI)

1. Bölüm YALAN.

bölümü yayınlamama daha vardı ama merak edenler çok olunca ilk bölümü paylaşmak istedim. ben bu hikayeye epey heyecanla başladım inşallah sizlerde severek okursunuz..

yorumlarınızı bekliyorum...

Babası önde kendisi birkaç adım geride duran Fırat çok ufak bir pişmanlık dalgasına kapılsa da hemen kendini toparlamış ve babasının yanında yürüyerek konağın kapısından içeri girmişti.

Avluda onları bekleyen Sibel'in babası Hamit ve 16-17 yaşlarında erkek bir çocuk, Fırat çocukla göz göze gelirken çocuğun gözlerinde ki öfkeyle karşılaşması oldukça tuhaf gelmişti. Yalancı bir tebessümle çocuğa gülmüş ardından kayınpederi olacak Hamit'in elini öpmek için adım attığında konağın balkonundan onu izleyen bir çift gözle karşı karşıya gelmiş dikkat çekmeden kendini toparlandığı gibi kayınpederinin elini öpmüştü.

Tekrar kafasını kaldırıp balkona doğru baktığında kimseyi görememişti. Hoş kendi de bilmiyordu ya neden bakmak istediğini...

*******

Mustafa'yla çocukluk arkadaşı olmasına rağmen Sibel'le hiç yüz yüze gelmemişti. Dakikalardır bekliyordu en sonunda arkasını dönüp adım attığında odanın kapısı açılmıştı.

İçeri giren Sibel'le göz göze geldikleri zaman istemsizce kızı incelemeye başlamıştı.

Yuvarlak yüzü esmer teni gözlerinin kahverengi oluşu karşısında duran kız oldukça güzeldi. Yüzünü incelerken bakışları oldukça etli ve dolgun olan dudaklarda takılı kalırken hızla kendine gelmeyi başarmıştı.

Göz göze geldiği Sibel'le bakışmaya başladıklarında ilk kendini toparlayan Sibel olmuştu.

''hoş geldin''

Kızın sesi kulaklarını doldururken sadece başını sallamakla yetinmiş ve Sibel'in gösterdiği koltuğa oturup aralarında süren sessizlik devam ederken Fırat Sibel'in sorduğu soruyla biraz da olsa afallamıştı. Başka bir kız olsaydı kendisine hele ki ilk sorusu;

''benimle neden evlenmek istiyorsun?''

diye olmazdı. Hatta kızlar kendilerini istemeye gelenleri başkalarına ballandırarak anlatırdı.

Dudaklarını diliyle ıslatırken söyleyecekleri Fırat için iki kelimelik bir şeyde olsa huzursuzdu. Ellerini dizlerinin üzerine koyarak Sibel'e doğru eğilmiş;

''senden hoşlandım'' demişti.

Söylediği şey baştan aşağı yalan iken dikkatlice Sibel'e bakıyor ve bir cevap vermesini bekliyordu.

Sibel hızla ayağa kalktığında karşısında ki genç adamda ayağa kalkmıştı. Sibel alay dolu gülümsemesinin ardından;

''gözlerin öyle söylemiyor''

Cümlesi Fırat'ı gülümsetmiş ve iki adımla karşısında duran kıza yaklaşmış ve bir yanı kızın cesaretine hayranlık duymaya başlasa da kabul etmemiş ve hızlıca düşüncelerinden kurtulup;

''gözlerim neler söylüyor.''

Sibel gelen soruyla kendinden emin bir şekilde;

''öfke var gözlerinde''

Diye konuşmuştu hem de ne konuşmaydı Fırat'ı iyice sinir ettiğini bilmeden konuşmuştu.

Fırat iyice sinir olmuş bir haldeyken belli etmemeye çalışarak Sibel'e bir adım daha atmış ve nefesi genç kızın yüzüne çarparken genç kız kaşları çatık bir şekilde Fırat'ın gözlerine bakmıştı. Elinde olmadan heyecanlanan kalbine söz geçiremezken hızlı hızlı nefes aldığından göğüsleri hızla inip kalkarken genç adam gözlerini gözlerinden çekip göğüslerine bakmıştı.