14

84.6K 4.6K 60
                                    

     Eğlenceli ve uzun bir dersten sonra acıktığımızı hissederek,Carey'yle birlikte bir şeyler atıştırmak için kafeteryaya gittik.Tepsilerimizi doldurduk ve yağmurun dindiğini görünce bahçeye çıkıp kocaman bir ağacın altındaki masaya oturduk. 

    Careygünlerdir, sevgilisi Sonny'yi anlatıp duruyordu, bugün nihayetbizi tanıştıracaktı. Onun gelmesini beklerken ben de ona Denis'i anlattım. 

Hınzır bir şekilde gülümsedi. "Denis'ten etkilenmişsin sanki?"

  "Hayır, etkilenmedim," dedim. "Sadece... Farklı biri." Elbette yalan söylüyordum, etkilenmiştim, hem de fazlasıyla. 

Birden gözlerini kocaman açtı ve otuz iki dişini de göstererek gülümsedi. Omzumun üzerinden arkama bakıyordu, bu dademek oluyordu ki Sonny gelmişti. Ayağa fırlayarak, masamızayaklaşan uzun boylu, siyahi adamın boynuna atladı ve öpüşmeye başladılar. 

  Şaşkınlıkla gözlerimi kaçırdım ve gülümseyerek bana bakan Denis'le göz göze geldim. Sonny'nin hemenarkasında duruyordu. Arkadaş mıydı bunlar? Bu kadar tesadüfolabilir miydi? 

 "Tekrar merhaba, Zeynep," dedi.Onun sesini duyan Carey ateşli öpücüğüne son vererek birbana, bir Denis'e baktı. 

 "Siz tanışıyor musunuz yoksa?"Denis ona bakarak gülümsedi. "Selam, Carey."Carey'nin suratında devasa bir sırıtış belirdi.

 "Yok artık!Zeynep'in bahsettiği Denis sen miydin yani?"

 Yapma bunu Carey diye geçirdim içimden. O anda kafamıdeve kuşu misali kuma gömmek ve ölene kadar öyle kalmakistedim. 

Dudaklarıma utancımı yansıtmayacağını düşündüğümbir gülümseme yerleştirdim ve onların sırıtışlarını görmezdengelerek Denis'e döndüm. "Kafede olanları anlatmıştım da," diyebildim.

 "Yani kibar bir beyle tanıştığımı...""İltifat için teşekkür ederim," dedi Denis yanıma otururken.Sonny ve Carey de karşımızda yerlerini aldıktan sonra sıcakbir sohbet başladı. Sonny çok komik ve eğlenceli biriydi. Söylediği her şey Carey'nin kahkahalarla gülmesine neden oluyorduve her bir kahkahanın da bir öpücükle sonlandığını düşünürsek, karşımızdaki manzara çok da iç açıcı değildi.

 Onlar ateşliyeni bir öpücüğe başladıklarında Denis ayağa kalktı ve bana dakalkmamı işaret etti. Gülümseyerek başımı salladım ve hemenayağa fırladım. Öpücükleri öyle ateşliydi ki bizim uzaklaştığımızı fark etmediler bile.

 Biraz yürüdükten sonra, "Beni kurtardığın için teşekkürederim," dedim."Ve tabii kendimi de," dedi.Onunla konuşmak iyi hissettiriyordu. Bunu ona da belli etmek istercesine gülümsedim.Aniden durdu ve dikkatlice yüzüme baktı.

 "Gerçekten kötübir gün geçirdim. Güzel bir kızın gülümsemesi kendimi her zaman iyi hissettirir. Benim için bir kez daha gülümser misin?" 

Ay, sen çok tatlısın ama ya! Öylece kaldım, yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Başımı öne eğdim ve ayakkabımınucunu yere sürtmeye başladım ve bunu yaptığım için kendimekızdım, çünkü ne zaman heyecanlansam bunu yapıyordum. Üstelik şu an dudaklarımdaki gülümsemeye de engel olamıyordum.

 Hiçbir şey söylemedi, hafifçe gülümsedi ve sanırım benidaha fazla rezil etmemek için yeniden yürümeye başladı. Bende peşinden devam ettim ama başımı kaldırmaya henüz cesaret edememiştim. 

Bu sırada sert bir omuz darbesiyle sarsıldım.Kafamı kaldırdığımda, montunun kapüşonunu kafasına geçirmiş olan birinin koşarak uzaklaştığını gördüm. İnsan bir özürdilerdi, değil mi ama?

 Deli mi ne!Denis'in ellerini omuzlarımda hissedince ona döndüm. Kısabir süre yüzüme baktı ve çocuğun peşinden koşmaya yeltendi. Kolundan tutarak onu durdurdum. 

"İyiyim ben, bir şeyimyok," dedim. "Olur böyle şeyler, sorun değil." Tatmin olmamışgibiydi. Gülümseyerek devam ettim. 

"Gerçekten iyiyim, DoktorBey." 

Onaylar gibi kafasını salladı ve yürümeye devam ettik. Dersimin başlamak üzere olduğunu söylediğimde yönümüzü benim binama doğru çevirdik.

 İyi dersler dedikten sonra kendibölümüne doğru yürümeye başladı. Hızlı adımlarla sınıfa girdim ve nereye kaybolduğumuzu Carey'ye açıkladıktan sonradikkatimi derse vermeye çalıştım.

 Çalıştım diyorum, çünkü aklım bana çarpan çocukta kalmıştı. Tıpkı Toprak gibi kokuyordu.Gözlerim otomatik olarak Toprak'ın sırasına kaydı, evet, yerinde oturuyordu ama üzerinde siyah deri bir ceket vardı. 

Belkide hâlâ rüyamın etkisindeydim ve bu koku olayı aklımın banaoynadığı bir oyundu.

ADI GÜZELİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin