Aşk Merdiveni

1.Bölüm

Sabah gözlerime vuran tatlı güneşle uyandım. Yataktan kalkarken gözüme çarpan hostes üniformama göz atıp, gülümseyerek banyoya doğru rutin işlerimi halletmek için ilerledim. Banyodan çıktıktan sonra aynı evde yaşadığım, hem yakın arkadaşım hem de meslektaşım olan arkadaşlarımın odalarının kapılarına tıklayarak seslenmeye başladım. "Hadi ama artık kalkın akşam oldu, uçağı kaçıracağız." dedikten sonra Buket odasından saçlarındaki bigudilerle ve pembe sabahlığıyla gözlerini ovalayarak çıktı ardından banyoya yöneldi. Onun ardından Hülya alnında göz bandıyla, gözleri yarı açık bir şekilde çıktı. "Yine banyoyu kaptırdım değil mi?" Dedi, üzgünce. Başımı salladım ve Hülya oflayarak kafası yere eğik, ayaklarını yere sürüyerek banyoya doğru gitti ve kafasını kapı pervazına yasladı. Bende onu izlerken odamdan yükselen melodi sesiyle irkildim. Hemen odama ilerleyip telefonumu elime aldım ve arayan kişiye baktım. Mete olduğunu görünce gülümseyerek açtım.

Mete'nin sesi kulaklarımı doldurdu "Günaydın sevgilim." Bende ona içtenlikle "Günaydın sevgilim." dedim. Mete devam etti. "İyi yolculuklar dilemek istedim hayatım." Dedi. Bende "Teşekkür ederim sevgilim." Dedim. "Umarım benimle görüşmen için biraz zamanın vardır hayatım?" Dedi, sabırsızlıkla. "İnanki hiç zamanım yok Mete uçağım 12:00'da kalkacak. Benim bir buçuk saatim var, anca hazırlanırım." Dedim, üzgünce.

Mete hemen atıldı ve 1 yıllık ilişkimizde her uçaktan önce sorduğu, artık kural haline gelmiş olan sorusunu sordu. "Peki ne zaman döneceksin?"

Dedi, büyük bir ihtimalle her iş dönüşü olduğu gibi yine bir süpriz yapacaktı. "3 gün sonra hayatım." Dedim ve kendine iyi bak konuşmasınıda yaptıktan sonra telefonu kapattık. Kızlarla kahvaltı alışkanlığımız olmadığı için her sabah sıra sıra kahve yaparız ve bugün sıra bendeydi. Hemen mutfağa ilerleyip gerekli malzemeleri çıkarıp kahveleri yaptım ve üç fincana doldurduktan sonra üniformalarını giyinmiş olan kızlara fincanları uzattım. Kahveleri yudumlarken günün programını konuştuk.

Hülya, Buket ve ben hostesiz. Hülya iç hatlarda çalıştığı için uçuşları kısa olur ve hergün eve gelir bazı istisnalar dışında.

Buket iç ve dış hatlarda çalışıyor haftanın 3 günü evde olmuyor.

Ben ise dış hatlarda çalıştığım için eve sadece haftanın 2 günü gelebiliyorum izinlerim dışında.

Kahvemi hemen bitirdim kızlara hazırlanacağımı söyledim ve odama geçtim. Üniformamı giyinip makyajımı yaptım. Hazır olan mini bavulumuda aldıktan sonra ayakkabılarımı giyinmek için kapıya ilerledim. Kızlarda zaten ayakkabılarını giyinmiş beni bekliyorlardı. Ayakkabılarımı tam elime alırken portmantoya asılmış olan çantamın içinden o tanıdık melodi yükseldi. Unutmamak için Mete'yle konuştuktan sonra telefonumu çantamın içine koymuştum. Ayakkabıları şuanlık boşverip çantamın içinden telefonumu çıkardım ve arayana baktım. Annem arıyordu. En kısa konuşmamız yarım saatti ve benim uçağımın kalkmasına 1 saat vardı. Anneme uçağa yetişmem gerektiğine dair bir mesaj attım ve tekrar telefonumu çantamın içine koyduktan sonra çantamıda aldım. Ayakkabılarımı giyindim ve kızlarla hemen asansöre bindip aşağı indik. Evimiz bir apartman dairesiydi ve kiraydı. Apartmandan çıkarken apartman görevlisi Mustafa amcaya selam verip Hülyanın 74'lük vosvosuna atladık ve Etilerden Atatürk havaalanına doğru yol aldık. 45 dakika sonra Hülya bizi dış hatlara bırakıp iç hatlara geçti. Buket Roma uçağına bense Londra uçağına doğru ilerlemeye başladık başımıza gelecekleri bilmeden.

Biliyorum kısa oldu ama sadece ilk bölüm böyle olacak :)                                                                                              Lütfen oy ve yorum atın bekliyorumm...