Pembeden Siyaha

225 27 28
                                    

16 yaşında genç bir kızım ben. Koca 16 sene yaşadım, gördüm. Aptal değilim herşeyin farkında genç bir bireyim. Fakat kendi gözümde. Ailem hala dünkü çocuk olduğumu düşünüyor. Ne aptalca!! Ya ben de diğer gençler gibi gezmek istiyorum, ailemle degil arkadaşlarımla alışverişe gitmek istiyorum, el ele sevgilimle dolaşmak istiyorum annemle değil. Çok mu şey istiyorum ulann?!!

***

Her zaman ki gibi monoton bir gün daha. "Niye böyle olmak zorunda, niye annem saat 6'ya kurulmuş sinir bozucu bir alarm gibi beni dürterek uyandırmak zorunda!!" diyerek, kızgın bir ifadeyle kendi kendime sitem ettim. Uzunca bir 'Offff' çekerek yorganı yatağın öbür ucuna fırlatıp "keşke yalnız yaşasaydım" dedim ve hazırlanarak kahvaltı yapmaya indim.

Annem biten tükenmez kalemim yerine mutlu olacağımı düşünerek pembe ve çiçek desenli şirin bir kalem almış yetmezmiş gibi pembe hediye paketi yaptırmıştı. Bi kalem ya bi kalem. "Ulan kadın niye böyle şeyler yapıyorsun" dedim, duyamayacağı bir ses tonuyla.

"Yüzlerce, binlerce kez söyledim sana ya benim tarzıma benim zevkime göre alsana be Nesrin Sultan" diyerek el kol hareketi yaptım. Kalemi alıp hızlıca beni dışarıya çeken kapıyı açıp bagcıklarını bağlamadığım pembe ayakkabılarımı giyerek. Neden mi pembe? Çünkü annem almış. Benim canım annem bana sormadan pembe ayakkabı almış. Sokağın öbür ucundaki cöp konteynırına doğru yürümeye başladım. Her gün yüzünü gördüğüm süper zeka komşularımız beni her gördüğünde nasılsın kızım diyerek saçlarımı okşamak zorunda değillerdi. Ama zorundaymışım gibi cevap vermemi beklerlerdi. Neden? bende bilmiyorum...

Yürümeye devam ettim... Kalemi incelerken bi ara elimden düştü. Almak için eğildiğim zaman benimle birlikte bir el daha kaleme uzanmıştı. Kalemi almasına izin verdim ve kim olduğuna bakmak için eğildiğim yerden kalkınca sınıf arkadaşım Buğra olduğunu farkettim. Sadece sınıf arkadaşım değil di ama...

Evet Buğra ortaokul hayatım boyunca ceza almamı sağlayan, sınavlarda konsantremi bozan, belge almamı engelleyen, ailemden azar işitmemi sağlayan, abimi oda hapsi verecek kadar sinirlendiren peşimden düşmeyen, benimle aynı liseye gelmek için yapmadığını bırakmayan acınacak bir şekilde bana aşık olan Buğra!!!!

Ondan nefret ettiğimi her gördüğümde dile getirsemde bana aşık olan Buğra.

"Senden nefret ediyorum" diyerek somurtuğum yüz ifadem karşısında üzüldüğünün farkındaydım. Umrumda olmayan ailemin köreltiği taş kalbimle.

Benim pirsingli Kaan'a aşık olduğum gibi aşıktı bana...

Kaan ile Aynı sınıftayız. Aynı mahallede oturuyoruz. Aynı şeylerden hoşlanıyoruz. Ama beni farketmiyor bile. Çünkü ailem buna engel olan en önemsiz fakat en güçlü faktör.
Beni yiyeceğim yemekten gideceğim yere kadar yöneten ailem.

Sonunda kalemi cöp konteynırına atarak hızlı adımlarla eve varabilmiştim.
Annemin hoşlanmayacağı bir sekilde kapıyı tıklatırken aynı anda zile bastım.

"Kim O"

"Ben" demiştim o soruya verilebilecek en saçma cevabın bu olduğunu bile bile.

Kapıyı açan annemi sağ elimle hafif bir şekilde iterek "ben anne tanımadın mı yoksa? Kusura bakma tasmamı takmayı unutmuşsun" diyerek gözlerimi aşağı doğru devirdim. Kendimi acındırmaya çalışmaktı amacım. Başarmıştım.

Annemler ben hariç herkesi toplamış sohbet ediyorlardı. Hafifçe kafamı salondan içeri uzatarak neler konuştuklarını dinlemeye başladım. Konu bendim. Inanamayacağım seyler duymuştum. Bana karşı gösterdikleri fazla ilgiye son vereceklerdi. O an yeni doğmuş gibi hissettim. Anneme yaptığım konuşmanın bu kadar etkili olacağını bilseydim bunu 5 sene önce yapardım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 18, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Mavi Saçlı SevgilimWhere stories live. Discover now