Neden hiçkimse bizi uyarmıyordu? Manyak mı bunlar?

Yanağımda hissettiğim sızıyla kafam yana doğru savrulduğunda Uraz fırlayıp Hüseyin amcanın yakasını tutarak yumruğunu yüzüne vurmak üzere kaldırdığında duyduğu ses yüzünden durdu.

"Yeter!" Hepimiz sesin geldiği yöne baktığımızda odasın kapısından güç alarak ayakta duran bir Beste gördük.

''Yeter! Herşeyi unutmadım Baba...En fazla 5 yada 6 ay hafızamdan silindi. Alya'yı, seni, annemi, ve bana yaptıklarını hatırlıyorum. Onun haricinde sadece şu üçünü hatırlamıyorum ama anladığım tek şey var onları hatırlamadığım halde onlar benim yanımdalar. Belliki bana değer veriyorlar baksana şu halime ailemden kaç kişi var? HEPSİ NEREDEYSE ARKADAŞIM! ÇAĞAN, ALYA, BARMEN ÇOCUK VE DİĞER HATIRLAMADIĞIM 3'Ü. Bıktım tamam mı? Bana zarar vermenden, hiç umursamadan binlerce defa kalbimi paramparça etmenden bıktım. BİLMİYORMUYUM SANIYORSUN KAZANDIĞIN PARANIN YARISINI MEYHANEDE HARCADAĞINI?! HER GECE KARI KIZLA GÜNÜNÜ GÜN ETTİĞİNİ BİLMİYORMUYUM?!''

Tekerlekli sandalyeden kalkıp Beste'nin yanına gittim ona sarıldım buna ihtiyacı vardı. Soğuk bedenini kollarımla sardıktan hemen sonra soğuk kollar bedenimi kapladı. İkimizinde buna fazlasıyla ihtiyacı vardı. Birkaç saniye sonra bedenini bıraktığında üstümde oluşan ağırlığı zorlukla tutabildim. Doruk hızla yanıma gelip Beste'yi kucakladı ve odasına götürdü. Ne olmuştu yine?

Tam rahata erdik derken buda neyin nesiydi. Doktor odaya girip Beste'yi muayene ettikten sonra. Bize dönüp konuşmaya başladı.

"Sakin olun endişe edicek herhangi hir durum yok. Yeni uyandığı için biraz halsiz o kadar." Dedi, önce Güldeste teyze kızıyla konuşmak için odaya girdi. Hepimiz iyi haberden sonra rahatlamıştık. Doruk derin bir nefes alıp kendini koltuğa attı, baya yorulmuştu oda. Bende hemen yanına kuruldum Urazda tam karşıdaki koltuktaydı. Çağan ve Kutay yere oturmuştu. Evrim de sırtını duvara dayamış şekilde ayaktaydı.

Hepimiz bu süreç içerisinde çok yorulmuş ve bitkin düşmüştük. Ama yinede en çok hasar alan Beste olmuştu... Hayat odanız gibiydi dağıtılması o kadar kolayken toplaması da bi o kadar zordu ve bu sizi dara sokuyordu. Şaşıyordunuz neden bu kadar kolay toplanmazki diye... Yada saçlarımız gibiydi dağılması birbirine girmesi o kadar kolaydıki saniyelik işti ama gel gör ki taraması... cehennem azabıydı.

Eğer o saçma sapan kavga olmasaydı monoton hayatımız devam edicekti...

Güldeste teyze çıktıktan sonra hepimiz Beste'nin odasına girdik. Doruk yatağın karşısındaki duvara geçmiş bir şekilde öpmek, koklamak, sarılmak istediği sevgilisine bakıyordu. Uraz da ayaktaydı. Evrim ve Kutay'da ikili koltuğa oturduğunda bende yatağa yakın duran koltuğa oturdum.

"Alya."

"E-efendim?"

"Bu çocukları muhtemelen tanıyor olsamda şuan hiçbirini tanımıyorum..."

"Hatırlamıyorsun Beste." Diye atladı hemen Doruk, aslında haklıydı sevgilisi onu hatırlamıyordu.

"Bak Beste, Yarın sabah taburcu olucaksın şimdi az dayan biz sana harırlartıcaz kendimizi. "

"Seni ve Çağan'ı hatırlıyorum, birde şu barmen çocuk. Ama onun ne işi var hala anlayamadım."

"Kalkın gidiyoruz bu kendine gelmiş." Deyip hafifçe Beste'nin başına geçirdim.:p

"Alya sen hala 5 ay önce bıraktığım gibi sap mısın bebeyim?"

"Hiçte bile daş gibi sevgilim var burada öküz kadar."

"Ooo sonunda en best sapımız sevgili yapmış. Kanka peki ben sap mıyım?"

"Yok kanka şu tam karşında ayakta dikilen danada seninki."

POYRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin