"Bunu yapabilirsin. Ben senin ondan daha güçlü olduğunu biliyorum. Ve başka bir şey daha biliyorum. Eğer bir savaş olacak olursa-ki bu kaçınılmaz- hiç şüpheniz olmasın ki biz hep arkanızda olacağız majesteleri" dedi. Sınıftaki tüm o öğrencilerin onu onaylar mırıltılar çıkarması beni cesaretlendirmişti. Bu kadar insan beni desteklerken umutsuz olmam neredeyse imkansızdı. Çalan zil sesiyle kafamdaki tüm kaygılar kaybolurken "Başaracağım." diye fısıldadım kendi kendime, başaracağım, kimsenin yüzünü kara çıkarmayacağım. O kadar insanın intikamını alacağım.

Toplanıp dışarı çıkarken arkamdan gelen topluluktan her kişi bir söz söyleyerek geçiyordu yanımdan.

"Başaracaksın."

"Ondan daha güçlüsün!"

"Arkandayız."

"Hep seninle olacağız bunu unutma!" Tabi ki hepsi bu kadarla sınırlı değildi. Birkaç dakika öncesine kadar sadece bizim sınıf yanımdan beni destekleyerek çıkarken şimdi tüm okul desteklerini belirtmek için önümde kuyruk olmuştu. Bu şaşırtıcı bir durumdu, daha önce kimse bana bu kadar güvenip beni bu kadar çok sevmemişti. Sesimi biraz yükselterek önümde oluşan kalabalığa seslendim.

"Hey çocuklar! Beni dinleyin! Hepinizin arkamda olduğunu bilmek güzel bir duygu. Ama izin verinde tenefüsümü yapayım." dedim. Hepsi önümden çekilirken okul çıkışına yani bahçeye doğru yürüdüm. Ashley'i görünce ona seslendim.

"Heyy! Ash beni bekle!" Ashley sesimi duyunca yavaşlayarak durdu.

"Merhaba. Sana inanamıyorum Alex. Nasıl oldu da iki dakikada okulu sallamayı başardın?" Sırf gıcıklığına sırıtarak cevap verdim.

"E, bir Alex olmak bunu gerektirir."

"Aman da aman egoya bak sen. Neyse bu günün dolunay olduğunu biliyorsun değil mi ?" bir dakika ya ne dolunayı.

"Ash sen neyden bahsediyorsun? Bu gün dolunay mı var ?"

"Sakın bana haberim yok deme? Unutmuş olamazsın sana bunu dün söylemiştim. Ama Ash'i kim dinler?" gerçekten şimdi hatırladım demek akşam gelip zırvaladığı şeyler dolunayla ilgiliymiş. Akşam çok uykum olduğu için 'hı hı' deyip geçmiştim.

"Yani ilk dolunayım bu gecemi. İlk dolunayın çok zor geçtiğini durmuştum."

"Öylede geçer zaten. Benim ilkim berbattı ve ben yalnızdım. Sen bu konuda çok şanslısın yalnız olmayacaksın." Arkamdan gelen tanıdık ses ile arkamı döndüm. Gelen Ryan'dı. Ona doğru yürüdüm ve sarıldım.

"Ryan! Bu gece yanımda olacak mısın?"

"Şu sorduğun sorunun saçmalığına bakar mısın tabi ki olacağım." Ryan da bu gece yanımda olacağı için sevinmiştim. İlk dolunayım da yalnız kalmak istemiyorum.

"Ryan bak, şimdi benim tam beş dersim daha var, onlar bitince zaten hava kararmış olur o zaman görüşürüz. " Ryan kafasını sallayarak beni onayladıktan sonra sınıfıma doğru gittim.

..........................................

5 Saat Sonra

Sonunda akşam olmuştu. Çok heyecanlıyım. Şu anda ne mi yapıyorum? Ryan önde ben arkada okulun mahzen denilen yerine doğru ilerliyoruz. Duyduğuma göre mahzen bizim gibi şekil değiştirici kurtların dönüştükleri zaman içinmiş. Ryan durduğunda bende durdum. Bir oda kadar küçük yere gelmiştik. Kapısı demirdendi ve biraz yamuktu. Karanlıktı ve duvarlarda el ve ayak bileklerimizi bağlamak için olsa gerek kelepçeler vardı.

"Seni bunlara bağlayacağım ki etraftaki birilerine özellikle bir vampire zarar vermeyesin." Kafamı tamam anlamında sallayınca Ryan gelip beni duvardaki kelepçelere bağladı. Yaklaşık olarak yarım saatin sonunda sol kolumdan gelen dayanılmaz acı ve çıt sesiyle dönüşümün başladığını anladım. Ardından sağ kolumda kırılınca dayanamayarak güçlü bir çığlık attım. Sol ayağım ve sağ ayağımda kırıldığında neredeyse dört ayak üzerindeydim. Ryan'ın konuşmasını zar zor duyabildim.

" Dayan Alex! Sadece bir aşama kaldı sonra bitiyor." Ryan sözlerini bitirir bitirmez belimden gelen çıt sesiyle gözlerimi kapadım. Az önce tüm hayatım boyunca attığım çığlıkların en büyüğünü attım. Gözlerimi açtığımda acı bitmişti. Daha kısa boyluydum. Kafamı öne eğip ayaklarıma baktığımda dört ayak üzerinde olduğumu fark ettim. Beyaz kürküm ve dışarıda dolanan kurtların kinden daha büyük bir bedenim vardı. Telepati yoluyla Ryanla iletişime geçtim.

"Neden onlardan daha büyüğüm?"

"Sen hepimizden farklısın Alex."

"Nasıl bir farklılık? Açık konuş Ryan  ne dediğini anlayamıyorum."

"Sen yöneticisin Alex. Bu dünyaya gelmiş gelecek tüm alfaların en güçlüsü. Sen alfaların alfasısın".
Ne alfaların alfası mı? Yeni bir güç daha ha? Aman ne güzel(!). Nasıl yaptım bilmiyorum ama tekrar insan bedenine dönüştüğümü hayal edince insan formuna geri döndüm.

"Ryan, lütfen şu yönetici meselesini yarın konuşalım. Dönüşümden olsa gerek kendimi çok bitkin ve yorgun hissediyorum."

"Tamam prenses. Sen nasıl istersen. Git biraz uyu ve dinlen." dedi kafamı salladım. Odam doğru ilerlemeye başladım. Odanın kapısını açıp içeri girdiğimdeyse uyuyan bir Ashley ile karşılaştım.

Pijamalarımı giyip yatağıma yattım ve uzun zamandır hiç bir şey düşünmeden uykuya daldım. Bunun için fazla yorgundum. 

Kehanet; Melez Prenses (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin