3. Bölüm ''Geriye Kalanlar...!''

12.9K 774 85
                                    

Yine merhaba :) Bu hikaye beni hiç düşünmediğim kadar etkileyen, sarsan ve içime yolculuk yaptıran bir hikaye ... Sizden yorum beklememin en büyük nedeni bu...Küçük bir aile olduk. Birbirimiz yüz yüze görmesekte. Birlikte yazıyoruz...Ve ben sizin duygularınızı çok merak ediyorum. Lütfen oylarınızı ve en çokta yorumlarınızı esirgemeyin...:)

Medyaya koyduğum şarkıyla yazdım bu bölümü. Dinlemenizi tavsiye ederim. :) Keyifli okumalar. :)


3.Bölüm

''Geriye Kalanlar...''

Hayır, üzgün değildim.

Değildim.

Olmayacaktım....

İlk defa duyduğum .... Duymak...? Sahi duymak neydi ? Kulaklarınla olması gereken bir şeydi ? İnsanlar sadece gözleriyle görür ,kulaklarıyla mı duyardı? Oysa ben hep her şeyin daha iyi olacağına olan inancımı hiç yitirmemiştim.

Oysa ben hiçbir zaman hiç gerçekleşmeyecek hayallere kapılmamıştım. O kızın söyledikleri değildi beni üzen Batu'nun gözlerinde gördüğüm o ivedi hüzündü yıkan baharlarımı.

O ivedi hezeyandı benim kuşak kuşak açan renklerimi solduran... Oysa ne demişti şair 'Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var...

Yaşadın mı ,yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi,

Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten

Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği...'

Başımıza gelenlerden sorumlu tutmak bir şeyleri, birilerini ,yükümüzü hafifletir ,bizden geriye kalanları toplayabilmemizi kolaylaştırırdı. Ama ben yapmadım, yapamadım. Korkakça kaçmadım yaşadıklarımdan, kabullenmek zor olmuştu ama asla korkmadım yaşayacaklarımdan.

Bir tek O ,söz konusu olduğunda tüm kalkanlarım deliniyordu. Boğuyordu gerçekler. Artık olurumuzun –ki sanki öncesinde varmış gibi- olmadığı gerçeği ruhumu cam kırıklarına buluyordu. Yapıştırılamayacak ,onarılamayacak küçük kırıklar...

Elbette hayatına devam edecekti. Sırf ben onu seviyorum diye o da beni sevecek değildi ya... Ah be Nazım nasıl da anlıyordum Piraye'yi...

Sevmek tekil olamaz gibi gelirdi hep bana... Sevgi dolu bir ailem olmadı. İstediğim her şeye sahip ama bir o kadar sahipsizdim ,ıssızdım... ben hep...Bir parça eksik...

Ama neden diye sormaya bile cesaretim yoktu. Neden beni sevmiyorsun ? Yeterince güzel değil miyim? Yeterince sana layık değil miyim ? Ve hepsinde aynı cevabı buluyordum sanırım...

Sevilmek mi istiyorsun yoksa karşılık mı istiyorsun ? Hayatta her duyumuzun karşılığını alıyor muyduk ki sevmenin karşılığı olsun ? Tek kişilik de sevilmez miydi ? Tek olunca sevda da gerçek değil miydi ?

Yatağa girip gözlerimi kapattım. Karanlığa gözlerimi kapatınca yine karanlıkla boyadım. Sessi z bir ortamın rahatlığını beklemeye gerek duymamam şanstı. Şanstı değil mi?

Biri size çıkıp bir daha nefret ettiğiniz sözleri , sesleri hatta kelimeleri bile özleyeceksiniz dese gülerdim. Hayatta kesin yargılarım olmadı benim hiç ya da ön yargılarım. Zaten yaşım ve zekam yüzünden yeterince dışlanmış ,yeterince yalnız kalmıştım.

Ama o zaman bile yalnızlığın sesi vardı. Bazen en sevdiğim şarkı bazen kedimin mırıltısı ve hatta bazen yüksek sesle söylediğim şarkıların sesi...

Düşüncelerimin her zaman ki burukluğuyla gözlerimdeki karanlık beni içine çekmeye başladı.

Gözlerime değen ışığın sıcaklığıyla açtım. Yatarken perdeyi kapattığımdan emindim. Işıkta uyuyamazdım. Yatakta gerinip banyoya girdim. Duşumu alıp havluya sarınıp odaya girdiğimde beklediğim görüntü iç çamaşırımı parmağının ucunda sallayan sapık bir Batu değildi.

Asi ve Mavi (Devlerin Aşkı- III)Where stories live. Discover now