"İyi ki bi' gelsin istesinler dedik... Bilseydim git şu saniye evlen derdim. Anam mezarında ters dönüp ağladı, Kato!"

Kato lakabını seven Pınar, bundan sonra hep böyle demek için aklının bir kenarına not aldı.

Poşetler nihayet bittiğinde, ellerini yıkayıp mutfağa koştu. Allah'tan, Katibe akşama hazırlık yapcam diye kızları aç bırakmıyordu.

***

Arya, kaşlarını çatarak Simge'ye bakmayı devam etti. Az önce yemek yerken, tabağındaki yemeklerin hepsini Simge'nin üzerine dökecekti fakat Katibe'nin 'acıyın bana! çok işim var daha!' bakışı onu derinden etkilemiş, vazgeçirmişti.

Şimdi ise hiçbir şey yapamamanın verdiği sıkıntıyla iç çekerek yerinden kalktı.

Merdivenleri çıkarken sıkılmış, aşağıya geri dönmek istemişti. Ama ilham perileri izin vermemişti.

Bu gece, bütün ev halkı Simge'nin çığırmasını dinleyecek, koşuşturmasını izleyecekti.

Hayali bile eğlenceliydi Arya'ya göre.

***

"Bakın! Bir yerin dağıldığını görürsem, o çırpı bacaklarınızı koparır, ayrı ayrı poşetlere koyar, çöp kutusuna atarım ona göre!"

"Aman Kato Sultan. Sen sakin ol. No stres, No sinir. Yes mutluluk. Ben like benim bacaklar. Hadi git yemeklere bak sen. Ben kıpırdamalarına bile izin vermem bu çırpı bacakların."

Katibe, Pınar'a kafasını sallayıp mutfağa girdi. Bu sırada Arya, mutlu olan Simge'ye döndü.

"Ya sen niye mutlusun? Ben senin bu gece için seçtiğin elbiseyi boyadım!"

Simge sırıttı.

"Bak canım, o elbise gittiyse başka elbise vardır. Sen sen ol, sakın bir elbise için kendini üzme. Ayrıca o boya yıkayınca geçermiş. Katibe'ye sordum."

Arya ellerini göğsünde birleştirip, hayal kırıklığıyla arkasına yaslandı.

En kısa zamanda ilham perilerini işten kovacaktı. Daha sağlam çalışanlara ihtiyacı vardı.

Kapı çalınca yerinden fırladı ve kapıya koştu. Katibe de dahil, Pınar hariç, bütün kızlar ayaklandılar.

Pınar ayağının tekini bacağının üzerine koyup, havalı olduğunu umduğu bir şekilde, adamların içeriye girmesini bekledi.

En son gelen Kadir Amca'ya baktı. Saçları zaten fazla yoktu olanları da yana yatırmıştı. Elindeki çiçeği Katibe'ye verip, o da oturdu.

Pınar, ona en yakına oturan Kaan'a baktı. Kaan isteyecekti anlaşılan.

Pınar, oluşan ortama gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ve ayaklarını düzelttikten sonra Katibe'ye döndü.

"Kızım, hadi sen git bir kahve yap misafirlerimize."

Katibe mutfağa girerken, Pınar'ın ne kadar eğlendiğine baktı. Eh, öğreniyordu o da yavaş yavaş.

Pınar kızlara bakıp konuştu.

"Simge ve İpek. Ağzınızı kapatıyor musunuz yoksa şu heriflere sırıtan tipinizi si-"

"Bu gece sus be Pınar! Bak şuraya hayırlı bir iş için geldik."

Kaan'ın uyarısını alan Pınar dönüp ona da cevap verecekti ama Kadir Amca'yla göz göze gelince vazgeçti. Bu geceyi mahvetmeye gerek yoktu.

Komşum DengesizWhere stories live. Discover now