27.Bölüm ♠

3.9K 263 17
                                    

[Multimedia İpek]

*Oylar düşmesin lütfen!^^

27. Bölüm°

-Yazar Anlatımı-

Simge suratına yediği Pınar'ın yumruğuyla aniden gözlerini açarken, bir an ne olduğunu fark edemedi.

Rüyasında dün gecenin tekrarını görmüştü resmen. Bir yumruk, bir tane daha ve ve bir tane daha. Her yumrukta Pınar'ın soruları... Zaten kabus olma niteliğindeki bu geceyi, rüyasında görmemesi ayıp olurdu.

Neyse ki sağlam bir şekilde Pınar'ı yolcu etmiş ve uyuyabilmişti.

Ama bir yandan sağlam olmakta yetmiyordu... Pınar gözlerinden buz dağları fışkırtarak "Tamam, aşık olun ama birlikte takılmayın." demiş. Ardından, Arya'ya dönüp, "İki kızımızı, kaybettik. İki puştiko tarafından katledildiler. Biz dikkatli olalım Arya bacı."  demişti.

Simge yataktan kalkıp, koşarak banyoya girdi. Hemen yüzünü yıkayıp kendine geldi ve aşağıya indi.

Katibe'nin mutfakta olduğunu, burnuna dolan kokularla anlayıp o tarafa yöneldi.

Kapıyı açtığında beklediği manzaradan farklı bir manzarayla karşılaşmıştı.

Katibe, İpek ve Arya masanın hemen yanında, ayakta sessizce bir şey konuşuyorlardı.

Birkaç dakika olduğu yerde durdu fakat, bir şey duyulmuyordu ki.

"Ihm.."

Simge'nin sesini duyduklarında sustular ve ona döndüler, Arya ve İpek sırıtırken Katibe konuştu.

"Yanağına ne oldu Simge kızım?"

"Bırak şimdi yanağımı, siz ne konuşuyordunuz öyle."

Katibe, 'Hiç kızım, ne konuşacağız." derken, kızlar kıkırdıyorlardı.

Simge somurttu ve sanalyeyi çekerek oturdu. Amaaan, sanki çok meraklıydı da bilmeye.

Tamam birazcık merak ediyor olabilirdi. Ama sadece birazcık. Daha fazla değil.

***

Emir ve Cenk mezarlığın yanına, dizlerinin üzerine oturdular ve karşılarındaki mezar taşına baktılar.

"Seni özledik, kardeşim."

Cenk elini toprağın üzerinde gezdirerek konuştu. Emir bir şey demedi. Zaten Cenk çoğul konuşmuştu değil mi?
Biliyordu ona geri cevap verilmeyeceğini, ne gerek vardı saatlerce duygusal duygusal konuşmaya. Başlarda fazlasıyla yapmıştı bunu Emir. Ne varsa içinde, söylüyordu Egemen'e. Cevap almayı o kadar çok isterdi ki. Zilyon tane cevaplanmamış sorusu vardı.

Emir kafasını çevirdi ve ilerideki mezarlığa baktı.

"Nasıl cesaret edebildin Emir?"

Cenk'in sesiyle kafasını Dilem'in mezarlığından çevirerek, yanındaki Cenk'e baktı.

"Neye?"

"Dilem'i, bir kızı öldürmeye."

"Öldürmedim! Öldürttüm."

Güldü Cenk.

"Öyle mi? Demek öldürttün.... Emir. Tamam o kız belki de ölümü dibine kadar hakeden biriydi, ama yapabileceğin daha zararsız şeyler de vardı."

"Kafam basmıyordu."

"Kafan basmıyor diye bir kız öldü. Korumamız gereken asıl varlıklardan biri, senin kafan basmıyor diye öldü! Kendine gel Emir!"

Komşum DengesizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin