"Son soru; sarışın mı benim gibi?"

"Hayır esmer.. Esmer güzeli senin annen. Hadi yat uyu. Bak saat kaç olmuş sen hala ayaktasın!"

Tüm bu konuşmalar bir anda esivermişti aklına. Babasının anlattıklarına göre şuan karşısında bulunduğu fotoğraflarla dolu alan annesine aitti. Annesinin resimleriydi bunlar. Esmer uzun saçlı ve mavi gözlü.

Yavaş yavaş incelemeye başladı resimleri. Neredeyse hepsi siyah-beyazdı. İçlerinden en küçük resmi alıp uzun uzun inceledi annesini.

"Çok güzelsin anne" sesi biraz ağlamaklı çıkmıştı küçük adamın.

Resime, kendi kadar küçük bir buse kondurup sıkı sıkı bastırdı kalbine. Annesini hissetmek istercesine.

Gözlerinden süzülen birkaç damla göz yaşına engel olamadı. Babası şuan onu burada görse çok kızardı ama şimdi bu durum Batuhan'ın umrunda bile değildi. İlk defa görüyordu annesini.

"Batuhan neredesin oğlum!?" bi alt kattan gelen sesle gözlerini bir çırpıda sildi küçük adam. Elinde ki resmi ikiye katlayıp cebine sokuşturdu.

Ah! Evet kesinlikle babası onu burada görmemeliydi. Yoksa elinde ki resmi bile alabilirdi.

Hemen perdeyi düzeltip, kıyafet dolabının kapısını kapatıp dışarı çıktı. Parmakları ucunda yükselip kapıyı kitlemek için tüm gücüyle anahtarı çevirdi. Birinci denemesinde başarmıştı başlarmasına ama tek sorun kapı kilitlemek değil anahtarı aldığı yere götürmekti..

Anahtarı karşı odaya, babasının çizim odasına koymaya karar verdi. Hızla karşı odaya koşup içeri girdi. Anahtarı pencerenin önünde duran masanın çekmecesine koymaya karar verdi.

Masanın önüne eğilerek küçücük elleriyle çekmeceyi açmaya çalıştı. Fakat çekmece kilitli olduğundan dolayı açılıyordu.

"Batuhan?"

Evet, tebrikler Batuhan yakalandı!

Hızla arkasındaki kişiye yönünü döndü. Karşısında duran kişi babasıydı. Oğlunun ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırcasına pür dikkat Butuhan'ı izliyordu.

"Şey..ba-baba ben.. Şeyy.." kekeleyerek zor konuşuyordu Batuhan. Zaten bir suç işlese hemen kekelerdi.

"Ah küçük yaramaz seni! Neredesin sen?" ilk defa bu kadar çok sevinmişti ingabob'u gördüğüne.

"Size gerek kalmadı Merve Hanım gidebilirsiniz, ben buldum oğlumu." biraz sert bir üslupla söylemişti Emre.

"Hayır efendim asıl siz gidebilirsiniz, ben ilgilenirim küçük beyle." çok kararlı konuşmuştu ama sanki karşısında duran kişinin kim olduğunu unutmuş gibi bir hali vardı Merve Hanım'ın.

Batuhan bu konuşmadan istifade edip elinde ki anahtarı yavaşça masanın altına fırlattı. Size zeki olduğunu söylemiş miydim?

" Bir çocuğa sahip çıkamayan siz mi söylüyorsunuz bunu? Ah güldürmeyin beni! Size gidin dedim!" Emre'nin sesi oldukça sert çıkmıştı.

Batuhan bu konuya son vermek için, babasının önüne gelerek iki kokunuda havaya kaldırdı. "Baba çok uykum var hadi uyuyalım."

"Hop atla bakalım" diyerek kucağına aldı. Çizim odasından çıkıp merdivenlere yöneldiler.

"Hiç sevmiyorum o kadını. Çok kötü bakıyor bana. Baba bana Esma teyze baksa olmaz mı?" sesinde ki o tını o kadar masumdu ki, Emre'nin kalbine dokunan iki sesten sadece birisiydi bu.

KADER KATİLİМесто, где живут истории. Откройте их для себя