2. Bölüm

49 3 0
                                    

"Beni uyandırdığına göre önemli bir işin olmalı?"

"Akıllı olduğunu hep biliyordum Aftiel."

"Benden yardım bekleme Hades. Ben... Ben artık eskisi gibi değilim. Hem bu vücutta daha iyiyim. Faith'in düşünceleriyle oynamak çok hoşuma gidiyor. Sanırım onu delirtiyorum." dedim ve bir kahkaha patlattım.

"Bunu yapma Aftiel. Senin böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Uyumak istemediğini ve bu vücutta mutlu olmadığını biliyorum." beni tanıdığını sanmasına şaşırmalı mıydım? Hafif gülümseyerek ayağa kalktım.

"Beni tanıdığını mı sanıyorsun?" kafamı iki yana sallayarak devam ettim, "Beni tanıyor olsaydın, sana yardım etmeyeceğimi bilirdin. Yaptığınız şeyin beni yaraladığını bilirdin. Evet doğru bu vücutta olmak istemiyorum. Ama benim için yaptığınız yeni vücudu da istemiyorum. Şimdi izin verirsen biraz dinlenmeliyim."

"Tamam. Dinlen. Ama şunu bilmeni istiyorum, isteyerek yapmazsan zorla yapmak zorunda kalırsın. Vücudunu her şekilde değiştireceğiz. Bunu anlamanı bekliyorum." diyerek odadan çıktı.

Bu kadar sakin olabilmeyi başarmasının nedenini merak eden tarafımı bastırarak tekrar yatağa oturdum. Düşünmem gereken şeyler kafamın içinde dolanırken ne yapmam gerektiğini bileceğimden emin değildim. Belkide biraz uyumalıydım.

--

"Hey, Aftiel! Uyandın mı?" Sofia'nın sesi kulağımın içinde yankı oluştururken hafifçe gözlerimi araladım ve yatakta doğruldum.

"Evet uyanığım."

"Bir şeyler yemek ister misin? Sonuçta bedenin bir insana ait." karnımın gurultularını onunda duyduğuna emindim.

Kafamı sallayarak ayağa kalktım ve kıyafet odasının önüne geçtim. Hiçbir şey değişmemişti. Ölüler diyarında yaşamak istediğimde kaldığım odanın aynısıydı. Ne eşyaların yerleri, ne de odanın rengi. Her şey benim yaptığım gibiydi. Bu düşünce nedense gülümsememe neden oldu.

"Aftiel! Kıyafet seçmene gerek yok
Dün akşam senin için ayırmıştım." gösterdiği yerden kıyafetlerimi alıp banyoya girdim.

--

"İstediğiniz şeyi tekrar söyleyebilir misin?" Bunu dememle Hades baktığı sabit noktadan bakışlarını çekip bana dikti.

"Ölüler diyarında sana ihtiyacımız var. l'heure bleue senin yardımını istiyor. Sen Alcakaranlığın kendisisin. Onu kurtarmalısın. Ölüler diyarındaki aydınlık ve karanlığın ortasını sağlayan kişi sendin. Mavi saati sağla. Bizde her zaman istediğin şeyi sana verelim. Gerçek bedenini." bedenimdeki ürpertiyi es geçtim.

"Mavi saat kaybolamaz. Onun yok olmaması için size karşı suç işledim ben. Bedenimi vereceğinize inanmıyorum."

"Mavi saat yok oluyor Aftiel. Bunu ben değiştiremem. Üzgünüm. Fakat sen değiştirebilirsin." kendimi yok oluyormuş gibi hissetmem mavi saattendi demek. Yardım edersem kurtulacaktım. Etmezsem yok olacaktım. Güzel yanı huzuru sonunda hissedecektim. Seçeceğim şey ölüm olmalıydı...

Çok kısa oldu ama okulum erken açıldığından dolayı yazmaya ne vaktim ne isteğim var. İçime pek sinmesede yazmış oldum sonuçta. Bir sonraki bölüm görüşmek üzere.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 12, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AFTIELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin