11 Yıldızın Öyküsü - İnsanlığın Çöküşü

Bölüm II - Hain

Vi ile Lludd oturdular uzun uzun muhabbet ettiler. Divan bahçesi çok güzel bir yerdi. Bir bakan bir daha bakıyordu. Gümüşten sandalyeler ve masalar vardı. Tepelerine asılmış fenerler çok güzel parlıyorlardı. Vi bir türlü konuya nasıl gireceğini bulamamıştı. Lludd'ı suçlamak istemiyordu hemen. 

Lludd iri bir kraldı. Uzun siyah bir pelerini vardı. Saçlarını arkadan at kuyruğu biçiminde toplamıştı. Yeşil gözlüydü ve siyah saçları vardı. Beyaz tenine saçları hafif bir meltemden dolayı değiyordu. Yiğit bir insandı. 

"Merak ediyorum da bu planımızı diğerlerine söyleyenler hakkında ne düşünüyorsun Lludd?" dedi Vi.

"Bunu her kim yaptıysa cezasını çekecek Vi. Bundan emin olabilirsin." dedi Lludd eli ile çenesini okşayarak. "Zeta reisi Marquis, oğlun Glenn'in savaştan üç gün önce bir yere gittiğini görmüş. Bu doğru mu? Nereye gitti?" dedi Vi. Kludd doğruldu "Oğlum Glenn istediği yere gitmekte özgür diye düşünüyorum sevgili Kral Vi (!)" dedi. 

"Tabi ki de özgür. Sadece savaş anı böyle bir kaçamak herkesi şüphelendiriyor." dedi Vi.

"Ne yani şimdi benim oğlum mu yolsuzluk yaptı? Bunu mu demeye çalışıyorsun? Açıkla!" dedi öfkeyle Lludd.

Ayak sesleri geldi. Andromeda'nın genç leydisi Nina bahçeye geldi. Güzelliğini anlatacak kelimeler bulamayız. Andromeda galaksisinden gelen çok meleğimsi bir ırktır. Uzun beyaz saçları vardı. Teni bembeyaz bu tene güzellik katan gözleri ve bordo rengi dudaklarıydı. Koyu mavi gözleri ile Lludd'a baktı ve yanına süzülerek oturdu. 

"Sevgili Lludd, tabiki de senin oğlunu direk suçlamıyoruz fakat onun dışında Stella'dan kimse ayrılmadı. Üstelik savaşa bu kadar yakın." dedi Nina güzel sesiyle.

"Kanıtlayın o zaman!" dedi Lludd sesini yükselterek.

"Kanıt mı istiyorsun? Elimizde tabi ki de kanıt var." dedi Nina. "Kanıtları getir Aya!" dedi. Aya elinde bir tablet ile geldi. Tableti masaya koydular karşılarına 3 boyutlu bir görüntü çıktı. Kamera kayıtları açıldı. Evet Glenn Stella'dan çıkmış bir yere doğru gidiyordu. Doğuya yöneldi Glenn, sessizlik içindeki kara deliklerin olduğu huzursuz doğuya. 

"Bence bu yeterince bir kanıt Kral Kludd!" dedi Nina. Ağaya kalktı gidelim dedi biraz öfkelenmişti sanki. Tableti aldı gitti kapıdaki nöbetçiye "Kral Kludd'ın oğlu Glenn'i yakalayın ve hemen Magna Mahkemesi'ne getir." dedi. 

Lludd gülerek ayağa kalktı "Nina! Ciddi misin? Gerçekten de suçu oğluma mı atıyorsun? Haha. Bu hiç komik değil. Ne yaptığını sanıyorsun." dedi. Bir kaç nöbetçi geldi ve Lludd'ın kollarından tuttular. Bir cihaz ile kollarının hareketini durdular. "Bizimle geliyorsunuz Kralım!" dedi nöbetçi. "Sorguya çekileceksiniz!"

Lludd'ı aldılar ve Magna'nın sorgu odasına doğru götürdüler. Oğlu Glenn çoktan oraya getirilmişti bile. "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Ben Kralım! Bu ne cüret!" dedi Lludd. "Ne cüret mi? İnsan olmanız bile yeterli!" dedi Nina gülümseyerek. "Bu saçmalığa bir son ver Nina! Eğer suçsuz çıkarsam işte o zaman işler tersine dönecek!" dedi Lludd. 

Glenn ve Lludd'ı oturttular. Bileğine dikine bir yara açtılar. İçerisine küçük bir çip taktılar. Bir diğer çipi ise büyük bir ekranın üzerine yapıştırdılar. Ve sorgu başladı.

"Siz Kral Lludd! Büyük Galaksi savaşında Siccumlar ile bir görüşme yaptınız mı?"

"Hayır! Yapmadım. Beni bununla suçlayamazsınız!!" dedi Lludd.

Lütfen sorulara sadece evet-hayır olarak cevap verin! Ekrandan böyle bir ses geldi.

"Cevabınız nedir efendim?"

"Hayır!" dedi Lludd.

Ekranda görüntüler çıktı. Lludd ile Siccum toğluluğunun başında duran Trevett ile mesajlaşdığı görüntülendi. Kral Lludd önüne baktı. "Bu bir yalan. Bana komplo kuruyorsunuz!" dedi bağırarak.

"Saçmalamayı kes Lludd. Hain olduğuna şimdiye kadar inanmamıştım!" dedi Vi.

Glenn'in gözleri doldu. Ağlamaya başladı. "Her şeyi babam başlattı. Trevett ile 4 aydır konuşuyorlar." dedi Glenn.

Lludd ona sert sert baktı ve "Seni budala işe yaramaz! Senin gibi bir oğlum olacağına ölseydim!" dedi.

Nina ayağa