..

56 4 40
                                        

Tw, sex. 🤌🏻 just sex bu kez. edging var biraz onu da tw olarak koymim bi zahmo, onun dışında ilk bolumdeki tagler iste

***

"Tanrım Minho! Siktir git şuradan! Sana rağmen biraz rahatlamaya çalışıyorum." Duyduğu bağırtıyla sırıttı Chan. Ardından da banyo kapısının açılma sesi gelmişti. 

Salonda, elinde viskiyle, yüzünde değişik bir gülümsemeyle oturan babasına gözlerini devirdi Minho. "Sorun ne?" diye sordu Chan tok sesiyle. Homurtuyla ne dediği bile anlaşılamayarak bir şey olmadığını söyledi Minho. "Onu mutlu edemiyorsan mutlu edebilecek kişilere izin vermelisin Minho." 

"Bu seni ne ilgilendirir, baba. Kim onu benden daha iyi mutlu edecekmiş, sen mi?" Sesini yükselterek hışımla babasına döndü. Babasının sinirli bir bakışı yetmişti devamını getirememesine. Sinirli ifadesi sönmese de arkasını dönüp çıktı evden Minho. 

Ondan biraz sonra neredeyse bitmiş olan içkisiyle yukarı çıktı Chan. Minho'nun açık bıraktığı kapıdan girdi. Ses duyduğunda hırsla arkaya döndü Kai. Beklediği kişi olmasa da istediği kişiydi gelen. 

Suyun içinden tamamen görünüyor olmalıydı alt bedeni, daha da göründüğünden emin olmak istercesine uzattı ayaklarını küvetin içinde. "Bay Bang?" 

Emin adımlarla yanına yürüdü Chan ve tek dizini yere koyarak çömeldi küvetin yanına. "Kai." Bardağı küvetin yanındaki sehpaya koydu.

"Burada ne yapıyorsunuz?" Elini sudan çıkarıp tutundu küvetin yanına.

"Seni kontrol etmek istedim." Oğlanın ıslak elini tuttu. "Minho canını sıkmış gibi görünüyordu." 

Gözlerini devirdi Kai, elini Chan'dan çekti ve işaret parmağını ona doğrulttu. "Oğlunuz tam bir şımarık Bay Bang, bir gün o fıldır fıldır gözlerini oyacağım o olacak, kolunun altında ben varken bir başkasına gidebilecekmiş gibi gördüğü her orospuya iş atmak gibi bir huyu var!" Konuşurken elini sürekli sallamış her yere su sıçratmıştı. 

Yüzünün önündeki eli tuttu tekrar Chan. Parmaklarını okşarken konuştu. "Gerçekten de elindekinin kıymetini bilmiyor." Chan'ın bu minik dokunuşu etkisi altına almıştı bile Kai'yi.

"O sadece doyumsuz bir orospu çocuğu!" Bahsettiği adamın babasının elini tutmuyormuş gibiydi sözleri. "Baktığı yerde beni bulamayınca da böyle kuduruyor alkolik piç."

Kai'nin öfkesine güldü Chan, fark ettiğiyle Chan'daki elini çekmiş bulunup iki eliyle ağzını kapadı. "ÇOK ÜZGÜNÜM BAY BANG! Laflarımın size gelmesini istemedim. Tanrım çok üzgünüm, o çocuk o kadar sinir ediyor ki beni kendimi tuta-"

Çocuğun yüzündeki ellerini tuttu tekrar Chan. "Ssshhh Kai-ya! Sorun yok, sorun yok. Sadece cidden çok sevimlisin. Oğlum senin gibi birinden bu lafları işitiyorsa kesinlikle söylediklerini kabul etmek zorundayım."

Kai'nin küçük yüzü utançla kızarmıştı. "Hayır, lütfen böyle söylemeyin asla bu lafları hak etmezsini-"

Oğlanın çenesini kavradı ve bir anda dudaklarını birleştirdi Chan. Kai'nin Chan'ı her gördüğünde yaptığı cilveler bir sonuca varmalıydı artık.

Bir anlığına dudakları sakince bekledi birbiri üzerinde Kai sonunda o anın geldiğini fark ettiğinde miniğin kendiliğinden kapanan gözleri açıldı bir anda ve dudaklarını araladı Chan için. Nazikçe öptü onları iri adam. Oğlanın çenesindeki eli yavaşça aşağı inip boynunu kavradığında küçük bir inleme kaçtı pembe dudaklar arasından.

Chan'ın sınırını aştı bu inleme. Aniden geri çekildi. Kai ona şaşkın, muhtaç gözlerle bakarken belinden kavradı oğlanı ve zaten kendisi onu kucaklamıyormuş gibi "Çık şuradan!" dedi.

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: Oct 04 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

papi pacify, bang chan.Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon