Kalemin Kalbime Dokundu

Bunu Bize Sen Yaptın Özgür.

*****

Babamla masada otururken Sevilay hanım masaya çayları koydu. Teşekkür ederek çayı önüme çektim. Ben çay sevmem ama herneyse.

"Ne zaman dönüyorsunuz?"

"Eve mi?"

Onaylar şekilde başımı salladım. Babam kafasını salladı.

"Valla sanırım şu bir kaç gün içinde gideriz. Sonuçta Burç'un babası normal odaya alındı."

"Sizinle gelebilir miyim?"

"Evet, elbette de sevgilin ne olacak?"

"Onunla konuşacağım merak etme. Onu bir kez daha kıramam."

"Bir kez daha mı?"

"Aramızda bir şey. Bunları seninle paylaşmak garip olur, ben bir eşcinselim."

"Eğer paylaşmak istersen dinlerim kızım, ben senin babanım. Sevilay da annen sayılır. Biliyorum bizi hala kabullenemedin ama onun için de zaman var. Bizimle gel. Yurt dışına vizeni, pasaportunu çıkartalım bir hafta falan sürer en fazla, eğer istersen bizimle kalabilirsin. Hem de istediğin kadar, seni evimizde görmek emin ol mutluluk verecek."

"Teşekkür ederim. Ben artık kalkayım. Ada'nın yanına döneceğim."

"Tamam kızım, selamımızı söyle."

"Söylerim."

Diye mırıldanarak yerde duran çantamı aldım. Ceketimi giyip çantayı taktım omuzuma. Ve otel odasından çıktım. Çalan telefonumu hızla kulağıma götürdüm.

"Efendim Ada?"

"Neredesin?"

"Eve geliyorum. Babamlardan çıktım. Ne oldu?"

"Konum at gelip seni alayım, adam akıllı bir konuşma yapmalıyız."

"Tamam bekliyorum."

*****Nükleer Başlıklı Kız-Son Sözler, ile okuyunuz*****

Ormanın ortasına çekti arabayı. Etrafımıza bakındım kolay kolay göremezlerdi bizi. Koltuğumu geri yasladım.

"Evet. Ne konuşmak istiyorsun bakalım?"

"Son günlerde neyin var Özgür? Neden kendini uzaklaştırıyorsun benden?"

"Şey aslında seni kendimden uzaklaştırmıyorum fakat böyle anlaşılabilir, haklısın. Yanlış davranışlarda bulundum. Düşünemiyorum artık beyin devrelerim yandı resmen."

"Artık beni istemiyor musun Özgür?"

"İstiyorum fakat senin benimle daha çok yıpranmanı istemiyorum."

"Seninle yıpranmıyorum Özgür ben sensiz yıpranıyorum."

"Emin misin?"

"Elbette eminim, bana bir baksana, gözlerimin içine. Orada kendini gör. Bak şimdi ben seni o kadar seviyorum ki yakın bir gelecekte seninle yurt dışına gitmeyi planlıyorum. Biz neden yurt dışına gidiyorduk hatırlıyorsun değil mi? Evlenmek için. Gerçi biz şu anda bile evli bir çift gibiyiz ha? Geceleri aynı yatakta yatıyoruz, birbirimizin kollarında uyuyakalıyoruz. Sabahları aynı yataktan kalkıyoruz, birbirimizin kollarında uyanıyoruz. Canımın istediği her an seni öpme özgürlüğüne sahibim. Seni istediğim her an sana dokunabilirim. Bizim gibi olamayan binlerce çift var. Belki aralarında, mesafeler vardır. Belki engeller vardır. Belki daha bir yoğun, onlara ve onların mutluluklarına engel olan insanlar vardır. Biz bu konuda şanslıyız. Tamam annem seni hala sevmiyor. Ama hey senin için önemli olan benim sevgim. Ve ben, senden sonra başka kimseye aşık olamayacak kadar çok seviyorum seni kadın. Sanırım yurt dışına çıkacaksın Özgür. Olsun git, biraz kafa dinle. Hakkın. Ama geri dön Özgür. Beni terk edip gitme. Beni hala seviyorken ufak bir ara verelim ilişkimize öyle git. Ben burada senin ardından, salya sümük, yedi yirmidört ağlamaya dayanamam. Sadece git ve gel. Özlerim."