Part 2

309 20 0
                                    

--okullar açılmadan 1 hafta önce---

Bütün yaz tatilim aynı geçmişti. Şimdi ise Londra ya geri dönmüştüm. Babam şirketteydi. Annemi 2 yıl önce kaybetmiştik. Bu aslında benim için pek kayıp olmamıştı. Genelde hep işteydi benimle pek ilgilenmezdi. Hafta sonları babam annemi yemeğe çıkarırdı. Ben ise evde bakıcımla evcilik oynardık.

Elimi iki ay önce boyattığım mor uzun saçlarımdan geçirdim. Dışarda yağmur yağıyordu. Ben ise cama yaslamış bir şekilde kitap okuyordum. Toprak kokusunu akciğerlerimin içine çektim.

Kahvemden bir yudum daha aldım. Arkadan gelen babamın sesiyle irkildim. Kapı gıcırdadı ve içeri girdi. Gidip boynuna sıkıca sarıldım. Kollarının arasından sıyrılıp yüzüne baktım. Sessizce:

-Bana kahve yapar mısın hayatım? Şuan tek isteğim bu, deyip gülümsedi.

Mutfağa gidip babamın kahvesini yaptım. Salona girdiğimde koltuğa uzanmış bir şekilde televizyon izliyordu. Kahvesini verdim. Kahvesinden bir yudum alıp konuştu:

"Anneni kaybettiğimizden beri değerini daha çok bildim, sana daha yakınlaştım. Geçiremediğimiz zamanlar için özür dilerim. Bunu telafi edeceğim. Söz veriyorum" dedi.

Tam ağzımı açıcakken konuşmaya devam etti:
"Artık yeni bir hayata başlayacağız Marie. Yeni bir iş teklifi aldım. Değişikliğin bize iyi geleceğini düşündüm. Ayrıca çalışma saatleri gayet uygun. Daha fazla zaman geçirbileceğiz"dedi.

Babam bana annemden daha yakın davranıyordu. Annem hayatteyken bile bu böyleydi. O işten gelene kadar beklerdim. Yorgun olmasına rağmen benimle oyun oynardı. Annem tam tersiydi. Eve geldiği gibi uyurdu.

Bu fikir gerçekten şahaneydi. Burda arkadaşlarım yoktu yada düzgün bir hayatım. Artık herşey değileşecekti. Herşey...

Marie   || Michael Clifford ||Where stories live. Discover now