2. Bölüm: Oha afet olan mı?!!

132K 3.3K 133
                                    

Medya: Çağla'nın kıyafetleri.

Kadir tüm bakışların üzerinde olduğunu biliyordu. O hiç böyle kibarlıklar yapmazdı. Ama yazın sıcağında ılık,yumuşacık elleri vardı ve kız daha önce kimsede görmediği kadar sert bakışlara sahipti.
Bu yönden benziyorlardı. Onu gebertecekmiş gibi bakışları Kadir'e farklı şeyler hissettiriyordu.

Burak ve babasının kaşları yukarı kalkmıştı ki kendi masasında da durumun aynı olduğundan emindi. "Tanıştığımıza gerçekten çok sevindim Çağla hanım." Kızın elini bıraktı. "Masama dönüyorum. İsterseniz bize katılabilirsiniz. İyi akşamlar."

Kızı davet etmek için tüm masayı davet etmiş olmasına inanamıyordu. Kadın ondan bariz bir şekilde rahatsız olmuştu ve tehlikeli bir merak sardı adamı. O bakışları da neydi öyle?! Bu kızı tanıyacağından adı gibi emindi. Masasına döndüğünde kimsenin tek kelime etmesine tahammülü yoktu. "Ağzını açanı vururum!"dedi. O böyleydi. Liderdi.
Sessizce kalktılar.
Mekândan çıkarken Kadir bilerek masalarının yanından dolandı ve "İyi akşamlar Çağla Hanım."dedi.
Kadının sinirli bakışlarının onu mutluluktan mest etmesi normal miydi?

---

Ertesi gün Burak şirketteki toplantıdan sonra öğle yemeklerini adetleri olduğu üzere arkadaşlarıyla yiyordu. Bu onlarda gelenekti. Güçlü bağları sağlamlaştırmak adına sanki kardeşlermiş gibi birlikte vakit geçirir, korur ve kollarlardı.
Herkes dün geceki kadını deli gibi sormak istiyordu. Allah kıvranışlarını gördü.

Burak'ın telefonu çaldı. "Güzelim, iyi misin?"
"İyiyim Burak. Şey diyecektim, ben koşuyordum da ayarı kaçırmışım yine."kıkırdadı. "Öğle yemeğini beraber yiyelim mi?"
Burak'ın yüzü asıldı. "Çağla, şuan arkadaşlarımla yiyorum."
Çağla'ysa içinden iyi ki yüzümün kızardığını göremiyor diye geçirdi. "Öğlenleri arkadaşlarınla olduğunu unutmuşum, üzgünüm."
"Hayır,saçmalama."

İlgiyle onu izleyen arkadaşlarına döndü. "Çağla'yı çağırsam bir sorun olmaz herhalde beyler?"
Kimseden çıt çıkmayınca "Adresi mesaj atıyorum."diyerek telefonu kapattı.
Burak arkadaşlarına döndüğünde Kadir dışındaki herkes meraklı duruyordu. "Çağla kim?"dedi Kerem.
"Dün masada bizi gördüyseniz yanımdaki kız."diye kestirip attı.

Bekir'in içkisi boğazında kaldı ve güçlü bir öksürük krizinin ardından bir tarafına kaçmış sesiyle "Oha afet olan mı?!" gibi saçma bir soru sordu.
"Ne diyorsun lan sen?!"diye kükredi. Burak normal zamanda hep çok sakin biriydi. Kerem'se sadece onayladı. "Afet olduğunu biliyorsun. Bilmeseydin kızmazdın."

Burak seslice nefesini bıraktı. "Biliyorum. Çağla, Gürpınar İnşaat'ın sahibi. Ailesi öldüğünden beri de babamın gözetiminde. On üç on dört yaşlarında iki yıl bizle kaldı. Sonra da sürekli yurt dışındaydı. Şirkete de o ara biz göz kulak olduk. Okulu bitirip bir yıl sonra buraya yerleşti. Kısa sürede çok fazla yüz yüze geleceksiniz."
Mert ellerini birbirine sürttü. "Eh bunu istiyorduk."

Ama Burak gerçekten sinirliydi ve Kadir onu hiç böyle görmemişti. "Bana bakın. Ne düşündüğünüzü biliyorum. Ama Çağla, buna bende dahil hepimizin adamlığına fazla gelir. Bu size ilk ve son uyarım olsun ondan uzak durun!" Mert'e döndü. "Yoksa ellerinizi zevkle götünüze sokacağım!"
Hepsi gerilmiş hava elektrik yüklenmişti. Burak her zaman öfkeli, inatçı ve soğuk Kadir'in tam zıttı bir karaktere sahipti. Ama bu onu adam yapmaya yetmiyordu.
"Tek bir laf duyayım var ya sizi..."
"Tamam Burak! Onu bizim kızları koruduğumuz gibi koruduğunu anladık. Serseri ve siktirci boktan adamlarız doğru. Ama eğer onu koruyorsan bize de onu korumaktan başka bir şey düşmez."dedi. Kadir bunları söylerken ondan uzak duramayacağını biliyordu.

Başını çevirdiğinde kızı kapıda gördü. Garsona bir şey söyleyip onların masasını işaret etti. O da Kadir'i görmüştü.
Garsondan ayrılıp gelirken adamın Çağla'nın götüne hayran bakışlar attığı gözünden kaçmamıştı. Dişlerini sıktı. Elinden bir kaza çıkacaktı!
Çağla'yı arkadan görmemişti ama boxer gibi bir sporcu şortu giydiğini gördü. Bacakları gerçekten güzeldi.
Hepsi onu görmüştü. Masaya ilerlerken askılı bol tişörtünü çıkarıp sadece sporcu yarım atletiyle kaldı. Bu kız Kadir'in elinde kalacaktı!
"Çağla geldi."diye mırıldananınca Burak arkaya döndü.
Kız elindeki tişörte karnındaki yüzündeki terleri siliyordu. Burak sarılmaya yeltenince onu itip cırladı."Ay bir dur Burak yanıyorum!"
Ah, Kadir onu söndürecekti!
Burak sırıttı. "Bizi tanıştırmayacak mısın?"
Masadaki salaklar hayran hayran sırıtıyordu. "Mert, Bekir, Ali."
Ellerini sıktı. "Kadir'le dün tanıştın. Bu da ikiz kardeşi Kerem."
Kerem'de güven veren bir hava vardı. "Memnun oldum."dedi, Kadir'in elini sıkmadan soğukça "merhaba"diye mırıldandı.
Burak Kadir'le arasına sandalyeyi çekince oraya yönelmek mecburiyetinde kalmıştı. O oturmak için dönünce de külot gibi şortundan dolgun, yusyuvarlak kalçalarını Kadir gördü.
Sertleşmişti, oha hemde çabucak! Küçük ergen oğlanlar gibi bu tepkisi o kadar salakçaydı ki! Dişlerini sıkıp huysuzca yerinde kıpırdandı. Garson gelirken Burak "Koşudan geldin demek."dedi.
Önüne koyulan küçük üç şişe suya gözleri parıldayarak gülümsedi. "Teşekkür ederim."dedi garsona.
"Rica ederim, afiyet olsun efendim."

Burak ve Kadir'in kaşları aynı anda çatıldı. "Yüz verme şunlara, amına koyduklarıma bak! Ağzına düşecekti!"
"Sen ne saçmalıy..."
"Burak haklı."dedi Kadir.
Hışımla ona döndü. "Sizinle konuşmuyor farkındaysanız ve bu sizi hiç mi hiç ilgilendirmez!"
Masadakiler bile Kadir'e böyle çıkışmazken herkesin kaşları havaya kalktı ve şokla ağzı açıldı.

Kadir önündeki şişelerden birinin kapağını açıp Çağla'ya uzattı. Kız alıp içmeye başlayınca da "İlgilendirir."dedi.
Bir sır vermek ister gibi suyu içip bir yandan da tişörtüyle suratını silen kıza yanaştı. "Şu masadaki adamlara iyi bak. Hepsinin birer kız kardeşi var. Ve biz onları korumak için kimleri ezip geçmedik ki?! Birbirimizi ve birbirimizin ailelerini koruruz. Bu yüzden şu zavallı herife yüz vermesen iyi olur çünkü sanırım pek yanlısı olmayan Burak bile topuğuna sıkmaktan büyük keyif alır." Ayağını denk alması için pis adamlıklarını bariz olarak belirtmişti.
"Sende şu yanında oturan kıza iyi bak Kadir Beycik(!) Hepsinin birer kız kardeşi olması umurumda değil. Çünkü ben Burak'ın kardeşi falan değilim. Yalnızca ailemi kaybedince başlarına kaldım o kadar. Evlerinde iki yıl geçirmem beni onun kardeşi yapmaz. Ve siz salakların topuk sıkmasına ihtiyacım olduğunu sanmıyorum. Çünkü o işlerde yetenekliyimdir!"

Sen Bu Yüreğe HapissinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin