KENDİMLE TANIŞMA

47 16 0
                                    

Gözlerim aralanırken etrafı tanımaya çalışıyordum. Buraya daha önce gelmediğim kessindi. Herşeyi hatırlama başladığımda vucuduma dokundum. Hiçbirşey olmamıştı. Üniformam üstümde değildi sıkı bir elbise üstüme yapışmış gibiydi. Kalkmaya çalıştığımda onu bana bakarken gördüm bu defa yanlız değildi. İki arkadaşıda yanındaydı. Onlar okulda onun yanında gördüğüm kişilerdi.
"Sana zarar vermiycez" dedi ve
"Kısacası ben Simay" dedi. Kızın uzun siyah düz saçları ve siyah giysileri vardı. Spor ve havalı gösteriyordu onu.
"Şuan farklı bir boyuttasın, çimen. Senin kim olduğunu bulmaya çalışıyoruz" dedi. Bir diğeri.
Sonrada "Ben Simurg" dedi.
Kötü bir bakışla "simurg mu" dedim ve devam edecekken sözümü kesti.

"Evet bir kuş türü" dedi ekliyerek. "efsanevi kuş" dedim. Hepsinin yüzünde beliren alaylı bakış sinirimi bozmuştu. sonra ona baktım. Beni buraya kadar getirip öldürmeye çalışan kişiye. Ayaklarını üst üste atmış elindeki bıçağa bakıyordu. Bir çakıdan büyüktü, kırmızıydı. Bir bıçağa benziyordu ama değildi. Ayağa kalkıp ellerini uzattı "Gavin" dedi.

"Arian soyundan gelen Gavin" diye ekledi. Ellerimi uzatacakken kolumdan çekip ayağa kaldırdı. "Boyut ne" dedim gözlerinin içine bakarak. Ses tonumu yükseltmeden kısık bir ses tonuyla sorduğum soruyu adının simay olduğunu söyleyen kız cevap verdi.

"Farklı varlıkların bulunduğu yer" dedi. "kurt adamlar vampir gibi mi?" dedim. Bu sefer sorduğum soruya başka biri cevap vermişti. Beyaz giyinmiş beyaz saçları olan biri cevap vermişti.

"Hayal gücünün alabileceği herşey" dedi ve gülümsedi. Ardından "Hoşgeldin çimen"dedi. Gavin ona bakarak "efendim farklı biri" Yaşlı adam ona bakarak " Beni takip et" dedi.

Gavin kolumu tutarak yaşlı adamı takip etmeye başladık. Uzun ve ince olan koridorlar meş'alelerle aydınlanıyordu. Yaşlı adamın adım attığı yerde yeni bir meş'ale yanıyordu. Gerçekten sihir var mıydı? bunlar nasıl yana biliyordu? Gavin kolumu bırakmıştı daha rahat yürüyebiliyordum. Yürürken. Etrafıma bakmayı ihmal etmiyordum. Karanlık olmasına rağmen geçtiğimiz yerleri ezberlemeye çalışıyordum. onlara güvenmezdim. Sonuçta az önce beni öldürmeye çalıştı yine yapabilirdi. Aniden duran Gavini fark etmemiş ve çarpıştım.

"seni öldürmeye çalışmadım bayıldın!" dedi. Bunu söylerken farklı bir bakışı vardı. Sinirli değildi. Gözlerimin içine bakıyordu. Önüne dönüp yürümeye devam etti. Yürümeye devam ederken

"Güçlerim ona karşı işe yaramadı" dedi. Yaşlı adama soruyor gibiydi. Fakat yaşlı adam cevap vermedi. Biraz sonra durdu. Gelmiştik.

Ama nereye?

ne için?

Aklımdan geçenler olamazdı. Eski bir yerdi. Gri olan duvarlar yeşil sarmaşıklarla süslenmiş yada gizlenmiş gibiydi. Tavandaki avize gibi görünen camlar ve duvardaki meİçerier...

Boyut denilen bir yerdi burası. Boyutlar hakkında bir çok bilgim vardı. Hep araştırma yapıyordum. Korkutucu yerine daha büyülü ve sihirli bir yer olduğunu hayal etmiştim.

Yaşlı adam. Önünde durduğumuz büyük kristale benzeyen kapının üzerine elini koymuş açılması için bekliyordu. Bir süre sonra kapı açıldı. içeriden gelen soğuk hava üşümeme neden olmuştu. İçeri doğru yürümeye başladık.Etraf çok farklıydı. Tavandan aşağı doğru inen kristaller, yerde parlayan elmaslar ve tam ortada duran yaşlı adamlar bana bakıyorlardı.

-Bunlar da kimdi böyle?-

Ortadaki adam kollarını açarak "Roza dedi. Herkes şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.

Sesizlik oluştu bana doğru gelerek sıkıca sarıldı. Ardından omuzlarımdan tutarak,

"Ne kadarda benziyorsun ama sen o değilsin acaba onun kadar güçlümüsün bir bakalım" dedi

ne demeye çalışmıştı Arkamdan gelen ayak sesleri ve ortada beliren bir küre oluştu. Arkama döndüğümde kimse yoktu. Gitmişlerdi. Kimse yoktu.

Etrafıma bakındığım da yaşlı adamların fısıldamasıyla küre daha farklı bi hal alarak değişti.
"Ellerini üzerine koy dedi." Bana sarılan yaşlı adam. Ellerimi kaldıramıyor korkuyordum.
İkinci defa " ellerini üzerine koy!" diye bağırdı.

Birden ellerimi üzerine koydum kalbim hızlı atıyor ve çok korkuyordum. Dikkatlice küreye bakıyordum. değişiyordu yaşlı adamlardan gittikçe yükselen fısıldamalar duyuyordum ne Söylediklerini anlamıyor ve küreye dikkatlice bakiyordum.
Farklı bir dil olmalıydı.

Küre gittikçe ısınıyor ve birden buz gibi oluyordu renk değiştirmesi öncekinden daha hızlı olmuştu yaşlı adamlar seslerini duyabiliyordum fısıldamalar yükseliyor anlamını bilmediğim kelimeler tekrarlanıyordu artık. Birden ortam yavaşladı ve büyük bir patlama oldu yaşlı adamlar şaşkınlıkla bana bakıyordu kapının açıldığını gördüm bana doğru yaklaşan ayak seslerini. Kalbim korkudan Çok fazla atıyordu hızlı atmaktan acıyordu.

yeter artik!

Elimdeki küre patlamış ve beni duvara yapıştırmıştı. sırtım acıyordu. Gavin yanımdaydı elini boynuma doluyarak kucağına aldı ve
"iyi misin " dedi.korkmuş bir yüz ifadesiyle.

- İyi değildim Kesinlikle iyi değilim Vücudum ağrıyordu ve korkuyordum aglayabilirdim ama ağlamayacaktım.

"İyiyim indir beni!"dedim.

"Bana tutun düşeceksin" dedi.

yaşlı adamlara doğru baktım Herkes birbirine bakıyordu

"yasak" dedi ve devam etti.

"Bütün yetenekler tek vücutta bunun olması imkansız! roza değil o başka biri. Roza öldü."

"Başka bir roza olamaz mı" dedi gavin.

Roza da kimdi?
Neden bahsediyorlardı?
ben neden soru sormuyordum ki?

Burada konu benle ilgiliydi ve Herkes farklı isimler ve bilmediğim kelimeler kullanıyorlardı. "Ondan daha güçlü" dedi ve devam etti. "Bir İblis ve bir meleğin kanını taşıyor boyuttaki en büyük güçlerden birine sahip"

"Yoksa o kişi mi?" Dedi gavin şaşkın bir şekilde

"Elementleri oluşturacak ve boyutları yönetecek kişi" herkes korku içerisinde bana bakıyordu.

"İblisleri seçerse"dedi gavin.

O zaman biteriz iyi olan herşey ama herşey biter. Ve onlar kazanır...












GİZLİ GERÇEĞİM (duzenleniyor)Where stories live. Discover now