"Benim gibi biriyle olabileceğini düşünmen komik hyung." Dedi sesini güçlü çıkarmaya uğraşarak. Bir fısıltıdan farksız çıkması ise sonrasında fazlasıyla utanacağı bir şeydi.

Bir anda Yoongi'nin ayakkabılarının kendi spor ayakkabısına sürtülmesiyle irkildi ve bu da Yoongi'nin 'gerçekten mi?' diyen derin gözleriyle buluşmasına sebep oldu. Ayakkabıları hala Jimin'inkine sürtülürken Jimin kendisini geri çekemedi. Sanki hiç farkında değilmiş gibi davrandı. Karıncalanan vücudu ona hiç yardımcı olmuyordu.

"Komik. Gerçekten de." Yoongi gözlerinin içine baktı. Jimin'in tekrar gözlerini kaçırıp pipetle oynamasını izledi. Ayakkabıları çıplak bacaklarına değdi. Sürtmeye devam etti. Kör bir noktada olmaları bir şanstı.

Jimin kendini geri çekemedi. Bacaklarına sürten ayakkabılara odaklandı istemeden. Yoongi'ye bakamıyordu. Gözleri buzu erimiş ve seyrelmiş kahvesinin içindeki pipetindeydi. Bacaklarının arasında büyümeye başlayan organını hiçe saymaya çalıştı ama kendisini geri de çekemiyordu ki. Çok zayıftı. Yapamıyordu. Yoongi'nin ise hiç acıması yoktu. Ayakkabısıyla kot şortunun üzerinden sertleşmeye başlayan penisine masaj yapmaya devam ediyordu. Bakışları Jimin'in vücudunu deliyordu ve Jimin'in aynı güçle karşılık vermesi imkansız gibiydi. Resmen belli belirsiz tanıdığı bir insan yüzünden gündüz vakti, insanların içinde sertleşmişti.

"Ben..." Jimin hala Yoongi'ye bakamıyordu. Her şey çok saçmaydı. Bu hale geldiğine inanamıyordu. Yoongi'nin onu bu hale getirdiğine inanamıyordu. Yoongi'nin ayakkabıları şimdi üst baldırlarına sürtüyordu. Arkasına yaslanmışken Jimin'in her hareketini, tepkisini izlemesi yardımcı olmuyordu. "Ben bir tuvaleti kullanacağım." Birden sandalyesini geriye çekince, Yoongi'nin ayağı da yok olmuştu. Jimin nefes nefese kalmıştı ve ikisinin de buna şahit olması utanç vericiydi. Yoongi'ye bakmadan ufak çantasını almayı unutmayarak lavabolara doğru koşar adımlarla yürürken tişörtünün uzunluğuna şükretti.

Lavabo boştu. Jimin vakit kaybetmedi. Kırmızı fayanslar beyaz ışığı iyi yansıtmıyordu. Etraf loştu ve yine de Jimin aynadan kısaca kendisine bakınca nasıl kızardığını gördü. Fazla uyarılmaktan dolan gözlerini sıkıca kapadı ve altındaki şişliği daha fazla görmezden gelemedi. Boş tuvaletlerden birine girip, kapısını kilitledi ve  eli o anda utanç verici bir şekilde şortunun düğmesini hızlıca açtı. İlk defa böyle bir şey yaşıyordu ve buna izin vermek de onun hatasıydı.

Aynı durum yine yaşansa yine kıpırdayamazdı ve Yoongi'ye izin verirdi. Bu düşünceyle beraber iç çamaşırını indirdi. Derin bir nefes verirken, serbest kaldığında karnına değen penisiyle rahatlayarak ufak bir inleme bıraktı. Vakit kaybetmeden eliyle kavradı ve nasıl hoşuna gittiğini hatırlamaya çalıştı. Ucuna titrek ellerle dokunurken sıktı ve inlemesini bastırmak adına diğer eliyle ağzını kapadı.

Aklına Yoongi'nin damarlı, sert ve büyük elleri gelince ise penisini tamamen kavradı.

Lanet olsun, bu çok kötü. Çok.

Hızlı olmaya çalışarak kendini çekmeye başladığında sabırsızdı. Yoongi onu bekliyor olmalıydı. Kesin anlamıştı ve o kendini beğenmiş tavırlarıyla onum dönmesini bekliyordu.

O tavırların Jimin'i daha da etkilediğini kimsenin bilmesine gerek yoktu.

Tatmin olamamanın verdiği hüsranla kafasını sertçe arkasındaki kapıya vurduğunda, gözlerindeki yaşlar görmesini zorlaştırıyordu.

think about me (nothing else) - yoonminWhere stories live. Discover now