Keskin gözleri Jimin'in üzerindeyken neredeyse hiç konuşmuyordu. Şimdiye kadar konuştukları şeyler sırayla hava durumu, kuzey kore - güney kore savaşı , Jimin'in işyerindeki hamile chaewon, Yoongi'nin gastrit problemi ve Jimin'in tavsiyeleriydi.
Randevu sıkıcıydı. Birbirlerini tanımak için çaba harcamıyorlardı. Yine de Jimin, Yoongi'nin kalkmak teklifinde bulunmasını istiyordu. Jimin bunu teklif etmek istese de kaba olmak istemiyordu ve Yoongi'nin de kalkmaya niyeti yoktu. Bu yüzden şık sayılan restorantta yemekleri bitmişken birbirlerini izliyorlardı. Konuşacak bir sürü şey olmasının yanında konuşacak konuları tükenmişti ve Jimin Yoongi'nin de kendisinden hoşlanmadığına neredeyse emindi. Neredeyse. Çünkü adam sanki keskin gözleriyle Jimin'i soyuyordu ve sanki Jimin çırılçıplaktı karşısında. Fakat onun dışında Yoongi'nin Jimin'e sıfır ilgisi vardı. Jimin emindi.
"Kedim, ailem, arkadaşlarım. Vakit buldukça onlarla vakit geçirmeye çalışırım."
Jimin kedilere alerjisi olduğunu söylemek isterken dilini ısırdı. Sanki birlikte yaşayacaklardı. Söylemesi saçmaydı. Bu yüzden samimi olduğunu düşündüğü gülümsemesiyle "Kedilere bayılırım" dedi.
"Mina ile tanışmalısın o zaman"
"Mina?"
"Kedim?"
"Evet, doğru." Jimin boynundaki kolyeye elini atıp farketmeden onunla oynarken Yoongi'den bakışlarını kaçırdı. Mina ile buluşmamı istiyorsa o zaman ikinci bir buluşmayı da istiyordur bu adam diye düşündü. O an aklına Miyeon geldi davetsizce. Neden sevmemişti ki zaten Jimin'i ve neden onu kuzeniyle buluşturmuştu? Jimin ilgisini belli etmişti ama neden ona hayatında aşk istediğini söylediğinde Miyeon bu fikirle gelmişti? En önemlisi, Jimin neden hayır diyememişti? O neşeli, tatlı kızın hep hayatında olmasını istemişti ve Miyeon onunla olmayı aklından bile geçirmemişti. Jimin yöneliminden hiç bahsetmemesine rağmen onu kuzeniyle ayarlamıştı ve bu konuda epey heyecanlıydı ama Jimin'in kalbi çok kırıktı. Miyeon onun gay olduğunu düşündü diye değildi aslında. Böyle konulara takılmazdı ve kendisiyle barışıktı. İşin aslı erkeklerden zaten hoşlanıyordu ve bu onun için düşük bir durum değildi. Onu kıran şey Miyeon'la bunca zamandır flört ettiğini sanarken, onun ona sadece eşcinsel bir arkadaş gözüyle bakmasıydı.
"İkinci bir randevu yok demek oluyor bu sanırım."
"Efendim?"
"Bu suskun ve gergin halin bana hiç şansım yokmuş gibi hissettiriyor."
Jimin'in gözleri siyah saçlı adamın gözlerine kitlendiğinde yutkundu. Yoongi bugün ilk defa gülümsüyor gibiydi. Belki ilk tanıştıklarında ve el sıkıştıklarında da ufacık gülümsemişti. Jimin hatırlayamadı.
Hoseok'a yalan söylemişti. Yoongi de onun tipiydi bir şekilde. Onu Jimin'in tipi yapan özelliği o da bilmiyordu ama öyleydi işte. Bu yüzdendir ki Jimin Yoongi'ye cevap verirken iki defa düşünmek zorunda kaldı.
Keşke kuzeninden bu kadar hoşlanmış olmasaydım ve kalbim bu kadar kırık olmasaydı.
"Randevumuz şimdiye kadar pek güzel gitmiyordu ve bunda hemfikiriz sanıyordum?" Dedi Jimin sesini neşeli çıkartmaya çalışırken.
"Kötü olduğunu düşünmüyordum." Yoongi bugün ilk defa gözlerini kaçırırken, Jimin şaşkınlığını saklayamadı.
"İki saattir buradayız ve hala senin hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum."
YOU ARE READING
think about me (nothing else) - yoonmin
Fanfictionjimin, hoşlandığı iş arkadaşına bir randevu istediğini söylerken, onun kendisine muse grubunun gitaristi min yoongi ile bir randevu ayarlamasını beklemiyordu.
part 1
Start from the beginning
