SİYAM | 1. BÖLÜM

461 15 2
                                    


Oy verip yorum yapın aşkımlar

Ve şuraya tık atıp hesabımı takip edin BeyzaAlkon

Tugay Alfan'dan...

Okuldan yeni döndüm, daha çantamı bile çıkarmamıştım. Yorgun ve bitkindim ama annem kapıdan girer girmez, "Tugay, oğlum git Nil'i akşam yemeğine gelmesi için çağır," dedi mutfak kapısından başını hafif çıkarıp. "Yemek birazdan hazır olur."

Beklediğim gibi.

Bu anı hep beklerim.

"Tamam," diye cevap verdim ve önce okul çantamı gidip odama aceleyle bıraktım. Ve üzerimdeki okul kıyafetlerini ev kıyafetleri ile değiştirip kapıdan dışarı çıktığımda, on üç yaşındaki kapıda hazır kız kardeşim Bige ile neredeyse çarpıştım.

Bu kız insanı deli ederdi.

"Ağabey, ben Nil ablamın evine gitmek istiyorum," dediğinde, göğsümün yarısına gelen kız kardeşime tabii ki izin verecek değildim. Gözleri yıldızlar gibi parıldadı. "Sen gitme. Ben çağırırım."

Saçlarını dağıtıp, "Annem benim çağırmamı söyledi Nil'i," dedim. Onu geçtim ve sokak kapısını açtım. "Sen kendi işine bak, kötü ders notlarınla ilgilen."

Ve dışarı çıkarken onun ağzını somurttuğunu, surat astığını gördüm. Umrumda mı?

Değil.

Asla Nil'le aramıza girmesine izin vermezdim...

Çoktan annemin yanına gidip beni şikayet etmeye başlamıştır. Bige böyle biriydi hep. İstediği hemen olsun. Olmazsa da anneme şikayete gider.

Sokak kapısından çıkar çıkmaz, evimin karşısındaki kapıya ilerledim. Karşılıklı kapılarımızın arasındaki karşı duvarda benim ve Nil'in beraber seçtiği tablolar vardı. Onlara baktım sadece er tablosu vardı ortada. Kenarlarındaki diğer iki tablonun güzelliğiyse tartışılmazdı. Kapının önünde durdum ve cebimden anahtarı çıkardım, kilidi açtım ve kapıyı yavaşça ittim.

Perdeleri ardına kadar açık olan oturma odası, batan güneş nedeniyle bej duvarlar rengarenkti. Pencereden dışarı baktığımda buluttan yazılar gördüm. Gülümsedim.

Ama benim asıl dikkatimi çeken bir tek o'ydu, her zaman olduğu gibi tabii ki de  bu oturma odasındaki üç kişilik kanepede uyuyan o kızdı. Odağım. Dikkatim. Hepsi.

Nil.

Üzerinde lise kıyafetleri var, bütün vücudu lise forması tarafından sarılmış. Onun açık teni özellikle parlaktı ve iyi görünüyordu.

Her zaman eve gelir gelmez üniformasını değiştirmeden sık sık kanepede uyuyakalır. Okulda yorulduğundan. Üşengeçti biraz. Aslında baya baya üşengeç.

Nefesi orantılı, kalın kirpikleri alt göz kapağında hafif bir gölge oluşturuyordu, kırmızı ve yumuşak dudakları kiraz çiçeklerinden daha narindi ve elmacık kemiklerinde belli belirsiz birkaç çil görünüyordu.

Çillerini seviyorum, gökyüzündeki galaksiler yanaklarına konmuş gibiydi.

Salondaki klima açık olmasına rağmen, sonbaharın sonlarındaki sıcaklık, hareket ettiğinde vücudunun her yerinde insanların terlemesine neden olacak kadar bunaltıcı ve çok sıcaktı.

SİYAM +18Where stories live. Discover now