TANITIM

47 6 0
                                    


Neredeyim bilmiyorum. Gözlerim açık ama hiçbir şey göremiyorum. Burnumun kemerinde iğrenç bir koku varken aldığım nefes midemi bulandırıyor. Kollarımı oynatmaya çalışıyorum ama birbirlerine sımsıkı bağlanmışlar. "Beni duyuyor musun?" Almaya çalıştığım nefeslerimin sesleri dışında kulağıma gelen sesle etrafıma bakmaya çalıştım.

Issız sokaktaki nem kokan depoda kıyamet kopmak üzereydi. Harp alanını andıran hızlı nefes sesleri, yerleri kırmızıya boyamış fakat kimin olduğu belli olmayan kan izleri... "Son kez uyarıyorum, o silahı indir." Karşısından gelen ikazı umursamadan ağır metali sıkıca tutmaya devam etti. Namlunun ucu tek kurşunda insanı canından edebilecek bir yere, karşısındakinin iki gözünün arasına, sabitliyken kendi gözlerini öfke bürümüştü.

Ne yapıyorum ben? Tetiği çektiğim an o ölecek, ben katil olacağım ama o çocuk kurtulacak. Kim olduğunu bile bilmiyorum. Tanımadığım biri için bunu yapmalı mıyım? Tanımadığım biri için katil olmalı mıyım yoksa tam şu an kaçmalı mıyım? Alnımdaki sızı gittikçe katlanılamaz bir hâl alıyor, kendi kanım gözümün içine dolmak üzere ama acıya odaklanırsam daha çok acıyacağını biliyorum.

Üç kişiydiler. Saniyeler sonra silah patlayacak; biri ölecek, biri katil olacak, bir diğeri ise kanındaki yüksek doz uyuşturucu yüzünden bu anı uzun bir süre hatırlamayacaktı. Birini kurtarmak için patlayan silah sadece isabet aldığı kişiyi kurtaracaktı. O, orada ölecekti fakat geriye kalan iki çocuk, hayatları boyunca bu anın etkisini taşıyacak ve yaşarken ölmeye mahkûm kalacaklardı.

Kim kazanmıştı?

Yaşarken ölmek zorunda kalan iki küçük çocuk mu,

Ölümüyle beraber o iki çocuğun hayatını da ellerinden alan kişi mi?

TuvalWhere stories live. Discover now