18- Batının Koruyucusu

21 6 7
                                    

Bölümlerin yapay zekayla oluşturulan videosu için profilde yer alan linke tıklayınız...



İmparator, Pronx Garnizonu Komutanı ve Batının Koruyucusu olarak atadığı Yüksek Prens Yihen'i onurlandırmak adına kesenin ağzını açmıştı. Büyük ödüllü bir kılıç turnuvası düzenlenmişti. Kazanana on bin altın verilecekti. Bu galibin direk soylu sınıfına yükseleceği anlamına geliyordu. İmparatorluğun her yerinden silahşorlar akın etmişti. Her karşılaşmanın bir hakemi oluyor ve ilk ölümcül yarayı alan yenilmiş sayılıyordu. Ellerinde tuttukları kılıçlar, kenarları köreltilmiş turnuva kılıçları olsa da deneyimli silahşorların ellerinde gayet tehlikeli olabiliyorlardı. Ölümcül yara; kırık birkaç kemik ya da uzun süre geçmeyecek büyük bir morluk anlamına geliyordu. Katılım bir hayli fazla olmuştu. Bunda en büyük payı erkeklerin şöhrete olan tutkusu alıyordu. 

Turnuva ilk olmasının yanı sıra finalistlere büyük şöhret vaat ediyordu. İmparator Muhafızları bu turnuvaya katılmak için özel izin istemişti. İmparator, Yüksek Soy'dan hiç kimsenin turnuvaya katılmasına izin verilmeyeceğini bildirmişti. Hiç kimse turnuvada dahi olsa Yüksek Soy'a kılıç çekemezdi. Kılıçların kör olmasına güvenen herkes müsabaka esnasında rahat hareket edebilmek için incecik zırhlar giyiyordu. Birinin eline yanlışlıkla yeni bilenmiş bir kılıç geçse zırhları kâğıt gibi parçalayabilirdi. Dokuzların ardından Şehir Muhafızları Komutanı Darren, Grami'nin yetenekli komutanı Rufus, turnuvada bulunan tek Fralon'lu Atopen'de başvuru yapanlardandı. Prens Damian teklifi, savaş alanında kılıç değil gürz kullanıyorum diyerek ret etmişti. Vali Galbero ise kısa bir süre şartları değerlendirip katılmaya karar vermişti.

Vakit ikindiyi geçmişti. Toprak zemindeki finalistler kısa bir dinlenmenin ardından tekrar sahneye çıkmıştı. Gün boyu devam eden karşılaşmaların sonunda yarı finalde İmparator Muhafızı Pantheo, Atopen ile İmparator Muhafızı Kelman ise Vali Galbero ile eşleşmişti. Kuraları bizzat çeken ve müsabakalara hakemlik eden imparator o gün gümüşi bir kıyafet giymişti. Işıl ışıldı. İmparator izleyiciler için basamak basamak yapılan platformun tam ortasında geniş tahtında oturuyordu.

Güneşin yavaş yavaş batmasıyla ilk karşılaşmaya geçilmişti. Tribünler hınca hınç doluydu. Herkes ilk kez düzenlenen bu büyük turnuvanın finalini merak ediyordu. Alanda sıradan halktan hiç kimse yoktu. İmparatorluğun tüm soyluları toplanmıştı. Kimin kim olduğu belli değildi o kadar kalabalıktı ki sadece rütbelilerin kimlikleri açık seçik belli oluyordu. İmparatorluk konseyi üyelerinin, valilerin ve üst rütbeli askerlerin pozisyonlarını bildiren yuvarlak imparatorluk rozetleri vardı.

Pantheo, Atopen'den bir baş uzun ve neredeyse on yaş büyüktü girdiği her mücadeleyi ezici bir üstünlükle kazanmıştı. Pantheo'nun üzerinde İmparator Muhafızları'nın altın sarısı örgü zırhı vardı. Göğüs kalkanı koyu sarıydı. Kalkanının üst kısmına imparatorluk sancağı; sarı bir taç ve etrafını çevreleyen sarı yıldızlar vardı. Bu armayı sadece İmparator Muhafızları'nın kullanmasına müsaade ediliyordu. Alt tarafta ise Vatonen'in kanatları açık kızıl şahini işlenmişti. Atopen ise gümüşi bir örgü zırh ve göğüs kalkanı tercih etmişti. Kalkanında Fralon'un arması, beyaz üzerine işlenmiş gri yunuslar vardı. Kasklarının siperliklerini indirdiler. Başlamadan önce kalkanlarını birbirlerine vurarak selamlaştılar.

Atopen bir an duraksadı, kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Bir an panikledi beklediği gibi etrafında hale oluşmamıştı. Pantheo kılıcını çektiğinde ona minik parıltılar eşlik etti. İlk hamleyi yapan Pantheo arka arkaya Atopen'e güçlü darbeler indirmeye başladı. Aldığı iki darbeden sonra Atopen'de gösterişli bir şekilde parıltılar saçtı. Hızla arka arkaya üç hamle yaptı. Pantheo sonuncusunu güçlükle savuşturdu ama kolundan küçük bir darbe almıştı. İmparatorla göz göze geldiler ve imparator eliyle devam etmesini işaret etti. Pantheo karşı atağa geçerek güçlü darbeleriyle Atopen'i köşeye sıkıştırdı. İmparatorun önüne kadar çekilmek zorunda kalan Atopen ilk fırsatını bulduğunda savunma pozisyonundan çıktı. Ani bir hareketle Pantheo'yu arkaladı. Hareketleri hızlı olsa da Pantheo onu küçük bir kılıç oyunu yaparak alt etti. Atopen tecrübesizliğinin eseri olarak elendi.

The Lost CrownWhere stories live. Discover now