ZEHİR:Bölüm 2

4 2 0
                                    

Çok küçükken daha yeni yeni alışmaya başlamışken insanlara.

Kendime yakın gördüğüm bir kız vardı. Onunla birlikte gece uyumayıp dışarı çıkmıştık. Bahçede yıldızları izlemek ve dilek dilemek için.

Yere uzanmış gökyüzünü izliyorduk. Onun bir ailesi vardı. Ancak bu şehirde hatta bu ülkede yaşamıyorlardı. Ve kızlarını bırakacakları bir yerleri olmadığı için buraya bırakmışlardı. Her ay geliyorlardı. O çok mutlu gözüküyordu.

Benim ise bir ailem yoktu. Her doğum günümde, her bir başkasının doğum gününde dilediğim tek şey bir ailem olmasıydı. İleride güzel bir aile kurmaktı. Bir kızımın olmasını çok isterdim. Ve asla bana yapılanın ona yapılmasına izin vermezdim. Dünyanın en güzel ismini koyardım ona. En güzel kıyafetleri alırdım. Dünyanın en iyi babasını seçerdim onun için. Dileklerim bunlardı.

Bir adım yoktu benim. Adımı ise nefret ettiğim bir çocuk koymuştu.

Yemekhanede yemek yiyorduk. Ve gelip bilerek bana çarptığı için yemeğim dökülmüştü üzerime. Deliler gibi gülmeye başlamıştı. Hiçbir şey olmamış gibi yeniden bir tabak alıp devam etmiştim yemeğime. Ama o çocuktan asla gözlerimi ayırmamıştım. Akşamında ise çocuğun hastanaye götürüldüğünü duydum.

Yemekten zehirlenmişti.  2 gün hastanede yattıktan sonra ilk konuştuğu kişi bendim.

"Sözlerin gibi gözlerinde zehirli senin. Sarmaşık. Adın bundan böyle Sarmaşık. Zehrin kadar çekici panzehrin kadar masum."

Şuan ayaklarımın altındaydı.

Zehir.

Bir adamla dövüşüyordu. Hayır. Birbirlerini öldürmek istercesineydi bu. Ölüm savaşıydı.

Odaya çıktıktan yarım saat kadar sonra çıkmıştı saha gibi bir yere.

Enes hiçbir şey söylemiyor, konuşmuyordu. Sadece bir süreliğine bahisleri almak için yanımdan ayrılmıştı.

Zehir yerdeydi. Ellerinden destek alıp ayağa kalkmaya çalışıyordu. Karşısındaki kişi sert bir şekilde yumruk attı ona. Sonrasında geriye doğru gitti.

Zehir soluklandı. Yavaşça ayağa kalktı. Ve arkasına dönüp yukarıya baktı.

Göz göze geldik. Ya da ben öyle zannetmiştim. Dünde gözleri böyleydi.

Daha sonrasında bir hamle yaptı karşısındaki kişiye. Ellerim istemsizce gözlerimi kapattı.

Enes kollarımdan tutup indirdi gözlerimden ellerimi: "İzle Sarmaşık. Kazanıyor!" dedi.

Pür dikkat onlara baktım. Yanlarıda bir adam düdüğünü çaldı. Ve Zehir'in kolunu havaya kaldırdı.

Kazanmıştı.

Hakemleri olduğunu düşündüğüm adam eline bir mikrafon verdi. Enes hemen baktığımız odanın camını açtı.

"Karım için." dedi Zehir. Tek cümle. Tek nefeste.

Yutkundum.

Bir kadın koşarak Zehir'e sarıldı.

Yutkunamadım.

Enes'e baktım.

"O Zehir. Siz yeniden evliliğinizi düşünseniz iyi olacak. Hatta siz tekrar bir tanışın." dedi ve odadan çıktı.

Saniye durmadım o odada. Çantamı aldığım gibi fırladım dışarıya.

Hayır kıskanmıyordum. O benim formaliteden kocamdı. Bende aynı şekilde onun karısı.

Dışarıya attım ve hemen taksi çağırdım. Taksi beni Allahtan çok bekletmedi ve geldi.

"Nereye bırakayım abla?" diye sordu şoför.

"Adresi bilmiyorum ama sana yolu tarif edebilirim." diyerek cevap verdim.

Kafasını salladı. Ona tane tane anlattım ve beni evimin önüne getirdi. Parayı verip hemen indim.

Bahçeye girdiğimde kapıda biri vardı.

"Sarmaşık!" Emir.

"Senin ne işin var evimde?" diye sordum.

"İnsan bir haber verir. Bir davetiye gönderir. Ben evleniyorum gelsenize diye." diyerek adım attı bana doğru.

Emir. Evlatlık alındıktan sonra başladığım okulumdaki takıntılı derecede aşık olan çocuktu. Hiç değişmiyordu ve neredeyse 5 yıldır peşimden koşuyordu.

"Kimseye haber vermedim. Sana özel değil." diyerek cevap verdim.

"Hani içeriye davet yok mu?" diye sordu. Arsız.

"Hayır git artık şuradan. Tatsızlık çıkmasın." diyerek kovdum onu. Ama kımıldamadı bile.

"YA BEN ONCA YIL PEŞİNDEN KOŞAYIM SENİN! SEN GİT ELİN OĞLUYLA Kİ HATTA HİÇ TANIMADIĞIN BİRİYLE EVLEN!" diyerek bağırdı.

"Si-" diyecekken sözümü kesti bir ses.

"Karıma sesini yükseltme." Zehir gelmişti.

"Ve sen, canım karıcım. Küfür senin ağzına hiç yakışıyor mu?" diye sordu. Derin bir nefes aldım.

Yüzüne baktığımda gözleri yine kıpkırmızıydı.

Emir güldü.

"Sarmaşık, bula bula bunu mu buldun cidden? Zehir olmalısın. Ben de Emir. Yıllardır peşinden koşuyorum karının ama bir kere yüz vermedi. Büyü yapmış olmalısın. Ya da o zaten hep böyle insanlardan hoşlanırdı." diyerek boş yapmaya başladı Emir. Takıntılıydı. Hâlâ bir ergendi.

"Sen kendin yolu bulabilir misin?" diye sordu Emir'e.

"Tekrar geldiğimde beni umarım kovamzsınız. Kahveni içerim Sarmaşık. Sözün vardı." dedi ve gitti.

İçeri girdik ve kendini hemen koltuğa attı.

"Evimizin önünde bir daha peşindeki köpekleri görmek istemiyorum." dedi ve iyice yayıldı.

"Ah pardon. Evimizin önüne sadece senin sevgililerin gelebilir. Değil mi?" diye sordum.

Aniden ayağa kalktı.

"O kız yüzünden gittin." dedi. Düşünüyordu.

Bir şey söylemeden yukarı çıktım ve kapıyı kilitledim.

Benim ağlama seansı başlamıştı.

"Şuan sıra bende Sarmaşık. Sıra bende." dediğini duydum Zehir'in.

🍸

ABOOOOSSSS

nabayssunuuuzzzzz?

ya bu tutsyn aetık diğerlerini silerim yoksaaa

seviliyorsunuuzz

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PanzehirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin