Bölüm 2: Osmanlı'nın kutlu düğünü

10 3 0
                                    

Sultan Murat sessizce kitabını okurken kapıkulu ağası kapısını çaldı ve içeriye girdi.

"Hünkarım, Gülnuş Sultan geldiler."

"Gelsin." Gülnuş Sultan içeriye girdiğinde huzura durdu. Sultan Murat elindeki kitabı kapatıp divanın üstüne bıraktı.

"Murat." Dedi Gülnuş Sultan.

"Ben bir şeyler duydum." Murat derin bir nefes verdi.

"Mihrişah'tan mı bahsediyorsun?" Dediğinde Gülnuş başını eğip burnundan güldü sinirle.

"Murat bu gerçek mi? Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Bunu senden duymak isterdim bir başkası yerine, açıklamayı çok görecek kadar mı önemsemedin beni?!" Dedi sitemkar bir sesle.

"Açıklayacak bir durum yoktu Gülnuş, Fülhane'yi nasıl kabul etmiştin?"

"O senin nikahlın değil! Ama bu hatuna nikah kıyacakmışsın, hatun prenses. Bana bir düğünü çok görmüştünüz Murat, şimdi düğün hazırlığı yapıyorsun!"

"Hünkarım böyle emretti Gülnuş, hasta yatağındaki babama nasıl karşı gelirdim!"

"Tek sebep devlet meselesi olduğu için yani, Sultan Mustafa Han'ımız böyle emrettiği için değil mi? Başka bir sebebi yok değil mi?" Diye sordu sesini yükselterek.

Gülnuş ise istediği cevabı alamadı, Sultan Murat sorulan soru karşısında susuyordu! Başka bir sebebi yok demesi gerekmez miydi? Niye susuyordu? Bu durum Gülnuş Sultan'ı çileden çıkartıyordu, yoksa Sultan Murat prensesi seviyor muydu?

"Yok desene Murat! Konuşsana ne diye susarsın?" Sultan Murat hala konuşmuyordu.

"Murat bitti mi bizim aşkımız? Onca senemizi nasıl bitirirsin?" Sultan Murat derin bir nefes verdi.

"Gülnuş kalbini kırmak istemiyorum, çekilebilirsin!" Dedi hafif yüksek sesiyle.

Gülnuş'un kalbi zaten çoktan kırılmıştı, Murat'ın onu kovması da zoruna gitmişti. Ne olmuştu bu adama, Saruhan'daki şehzade bu adam mıydı gerçekten?

Sultan Murat ne aşkından bahsediyorsun diye bağırmak istemişti suratına, Gülnuş ne aşkından bahsediyordu ki?

Valide Sultan, şehzadesi Murat'a kendi soyundan Çerkes bir kız bulmuş ve onunla nikâhlamak istemişti. Sultan Murat'ta gençliğin verdiği durum ile sesini çıkarmamıştı. Onun için bundan fazlası değildi ki durum, tek amacı vardı sadece Gülnuş ve Fülhane'nin gönlünü de eşit bir şekilde kırmamaktı. Bu zamana kadar bunu yapmıştı.

Şimdi ise Mihrişah vardı, onun gönlüne taht kurmuş. Yirmi altı yaşında gençliğinin yaşayamadığı hisleri şimdi yaşamaya başlayan ve bunu çok isteyen biriydi. Bunu da prenses ile yapmak istiyordu, bir başkasıyla değil.

.....

13 Haziran 1487

Mihrişah Hatun

Bugün payitahta düğün vardı, tek payitahtta değil Osmanlı Devleti'nde düğün vardı. Çünkü bugün Sultan Murat Han evleniyordu.

Sultan Murat Han benimle evleniyordu, bugün benimde düğünüm vardı. Üzerimde aylardır her yeri ilmek ilmek yapılmış mavi bir gelinlik vardı. Gelinliğim şimdiye kadar gördüğüm en güzel gelinlikti. Hazırlandığım daireden çıkıp hatunlar eşliğinde Valide Sultan dairesine geldim.

İçeriye girip Valide Sultan'ın huzuruna durdum, Menekşe Sultan'ın uzattığı eli öpüp anlıma koydum, sonrasında onun sağ tarafında duran Ayşe Sultan'ın, sonrasında ise sol tarafındaki Hümaşah Sultan'ın elini öptüm.

Devr-i SaltanatWhere stories live. Discover now