Kayıp Bağ

152 9 56
                                    

6 Temmuz 2008

Sarışın genç adam malikanenin önünde durdu. Pencerede gördüğü kadın silüetine: geride bıraktığı sevgilisine bakıyordu. Uzun kumral saçlı, mavi gözlü ve yanaklarına tanrı tarafından hediye olarak verilmiş çilli bir kadındı. En azından genç adam öyle söylerdi.

Kadının boş bakışları dışarıda onu izleyen adamın üzerinde gezindi. Kadın bir süre pencerenin önünde durdu ama sonra perdeleri kapatıp kayboldu. Adam boğazını temizledi ve kapıya ilerledi. Boğazı yanıyordu ama hastalıktan değildi, korkudandı. Kadının ona sırt çevirmesinde korkuyordu, 3 aydır eve dönmemişti ve hiçbir şey eskisi gibi değildi. Adam tekrar, tekrar ve tekrar öksürdü.

Kapı hafif aralıktı, muhtemelen kadın onun geldiğini görmüştü ve açmıştı. Sarışın adam koridor boyunca ilerledi, arkasında bıraktığı evden eser yoktu. Ağlamalar, yalvarışlar, cam kırıkları içinde bıraktığı ev sessiz ve sakindi. Bu alışılmadık bir şeydi.

Merdivenleri ağır ağır çıktı, gözleri genç kadını arıyordu ama bulsa bile yüzüne bakamazdı. Odasına doğru ilerledi ve kapı aralığından odaya baktı, sevgilisi yatakta oturuyordu. İçeri bir adım attı ama vazgeçti.

"İçeri gel." diye seslendi kadın. 3 ay sonra ilk defa sevgilisinin sesini duyuyordu.

Kalp atışları hızlandı, belli ki kadın yüzleşmek istiyordu. Kadına doğru yürüdü ama ayakları sanki kalkmak istemiyormuş gibi yerden sürünüyordu. Sonunda kadının önünde durdu ve ona baktı. 

"Victoria...özür dilerim." diye fısıldadı. Sesini kendisi bile zar zor duyuyordu. Kadın, adamın yüzüne bile bakmamıştı. Şimdiye kadar bağırıp çağırması, küfürler yağdırması ve belki de birkaç tokat atmasını bekliyordu. Ama kadın sessizdi ve o da bundan korkuyordu. Ona duyduğu özlem bastırmıştı ama biliyordu ki bu özlem bir süre daha devam edecekti.

Adam tekrar fısıldadı, bu sefer daha yüksek sesle: "Özür dilerim, seni incitmek istemedim."

Kadın burukça gülümsedi ve kaşlarını kaldırdı. Yüzünü ona çevirmemişti hâlâ  "Sen buradan ayrılırken sana ne söylediğimi hatırlıyor musun?"

Draco gözlerini kapadı, sözlerini çok net hatırlıyordu. Sertçe yutkundu, boğazı aniden kurudu.

"Sana o kapıdan çıkarsan bir daha yüzümü göremeyeceğini söylemiştim." Kadın gülümseyerek söyledi. Sıcak bir gülümsemeden çok duygusuz bir gülümsemeydi bu. "Seni terk etmekten bahsetmemiştim.Eski beni bir daha asla bulamayacağını kastetmiştim."

Draco yavaşça nefes verdi, duygularını kontrol etmek için mücadele ederken göğsü kabarıyordu. "Eski sen umurumda değil," dedi sesi çatlayarak. "Sadece iyi olmanı istiyorum, iyi olmamızı istiyorum. Ve belki de yeni bir sayfa açmamızı istiyorum."

"Ama ben iyi değilim." Diye yanıtladı kadın. Draco, kadının acı çektiğini biliyordu ve onu böyle görmek onu çok üzüyordu. Belli belirsizce elini omzuna uzattı ama kadın geri çekildi."Bana dokunma"

Eli havada dondu, yüz hatlarını umutsuz bir ifade kapladı. "Çok özür dilerim," diye fısıldadı kısık sesle, elini indirerek.

"Yanıma otur ,sana bir şey göstereceğim."

Adam yavaşça yanına oturmadan önce bir an tereddüt etti. Havadaki gerginliği hissedebiliyordu ama içindeki merak duygusunu da bastıramıyordu.

Çekmeceden bir fotoğraf çıkardı ve ona verdi. "Sen gittikten sonra hamile olduğumu öğrendim"

Elindeki fotoğrafa bakarken Draco'nun nefesi kesildi. Farkına vardığında gözlerinden yaşlar süzüldü. "Bu... benim mi?" Sesi ancak fısıltı halindeydi.

"Evet, evet, senin çocuğun, senindi." dedi yatağa geri otururken.

Draco sertçe yutkundu, boğazı sevinç ve korku karışımıyla dolmuştu.  Göz yaşları içerisinde kadına sarıldı, eve geri döndüğünde böyle bir haberle karşılanacağını bilmiyordu. "Seni seviyorum Victoria, seni ve bebeğimizi çok seviyorum. Söz veriyorum hep yanında olacağım."

Kadın adamı dinlemiyordu. "Ama sonra ne oldu biliyor musun?" Eliyle bir mumu söndürür gibi yaptı "Sonra her şey puf oldu."

Adamın nefesi kesildi ve tekrar gözlerinin içine bakmadan önce hızla fotoğrafa baktı. "Ne oldu?" diye sordu sessizce, kalbi göğsünde çarpıyordu. "Sen...?" Kelimeyi söyleyecek gücü kendinde bulamadı. Kadının saçma bir şey yapmasından korkuyordu.

Kısa bir sessizliğin ardından kadının gözleri ilk defa adamınkilerle buluştu. Gözlerinde öfke, acı ve kırgınlık vardı... belki de pişmanlık.

"Kürtaj yaptırdım," dedi acı acı gülerek.

_____

Evet aşırı tramvalarla dolu, yine duygularınızı mahvedecek bir hikayeyle geldim

Zaten ilk bölümden durumun ciddiliğini anlamışsınızdır

Hassas olanları şimdiden uyarayım, hikayeye devam etmeyin

Beğendiniz miii

NEPENTHEWhere stories live. Discover now