İstenmeyen Gelin

-28-

''BEJNA!''

İşte bu bağrışla genç adamın ayaklarına  kadar yuvarlanmışti genç kız. Gürültüyü duyan kadınların hepsi salondan Teresa bakmak izin çıktıklarında yerde yatan Bejna'yı ve onun başında donuk şekilde duran  Miraç'ı gördüler. Bu görüntüyü gören  Heja hatun yaşının izin verdiği kadarıyla hızlı yürüyerek merdivenlerin oraya adımladi ve onun arkasından da bir kaç hatun daha geldi onlar indiğinde çoktan Miraç ,Bejna'yı hiç düşünmeden kucağına almaya çalıştığında anası konuştu.
''Oğul dur!'' Anasının bu dediğine anlamayarak genç kızı kucağına alabilmek için diz çöktüğü yerden kafasını kaldırıp baktı ve sinirle konuştu.

''Ne dur dersin ana görmüyor musun halini!''
Neden oğlunun kızgın konuştuğunu biliyordu Heja hatun ama böyle devam ederse Delâl hatun veya onun yanındaki kadınlar yanlış  anlayabilir ve saçma salak dedikodular çıkara bilirlerdi. Yaparlardıda
''Konakda Azad ya da Yekta varsa onlar kaldırsın şimdi boşa laf yaparlar.''

Anasının bu dediğine baya sinirlenmişti genç adam tamam anası haklı olabilirdi ama şuan hiç umrunda değil di!
''Kan! Kafasının altından kan geliyor!''

Heja Hatunun kardeşi olan Diva Hatunun korkuyla dediği şeyle Miraç daha fazla dayanamayıp eğildi ve Besmele çekerek bir kolunu başının altından diyer kolunu bacaklarının altından geçirdi ve kaldırdı.
Konak kapısına doğru ilerlerken Diva hatun tekrar konuştu.
''Yeğen dur.''  Miraç tekrar sabır dileyerek .
''Ney teyze ney!''  Diva hatun omzuna sardığı polarını yeğenin yanına giderek kucağın daki kızın bacaklarına ört'tü . Yeni fark etmişti Miraç genç kızın bacaklarının bu kadar açıldığını sağol .Diyerek hızlıca konaktan çıktı kapının önünde olan arabasının yanına.

Korumalardan birine ''Açın şu kapıyı!''
Arka kapı açıldığında dikkatlice genç kızı koltuğa yatırdı . ''İstiyorsanız ben süreyim arabayı.'' Miraç korumayı dinlemeden arabanın önüne gelerek . ''Gerek yok.''
Dedi ve sürücü koltuğuna oturup hızlıca arabayı çalıştır ve gaza basıp hastanenin yolunu tuttu arada bir dikiz aynasından genç kıza bakıyordu ve şunları söylüyordu .
''Dayan imkansız sevdam dayan.''
Genç kız baygın olduğu için bu kadar rahat diyordu bunları. ''Dayan güzelim lütfen!''

Tüm arabaları sollayıp gidiyordu şuan adı kadar emindi ona sövdüklerine.
Sonunda hastaya geldiğinde hızlıca arabayı durdurup indi aranın etrafından dolanarak arka kapıyı açarak genç kızı kucağına aldı ve hastaya girdi. 

''YARDIM EDİN! SETYE GETİRİN!''
Sanki canı kopuyordu şuan. Yanına hemşireler setye'yle geldiğinde hemen sedyeye koyup anlattı.
''Merdivenlerden düştü düşmeden önce topallıyordu!'' Bir kapının önüne geldiklerinde bir hemşire ona dönüp.
''Efendim siz durda durun lütfen.''
Hemşire gidecekken Miraç tekrar konuştu.
''Kafasından kan gelirdu lütfen dikkat li olun.''

Hemşire anlamıştı neden bu kadar telaşlı olduğunu gülümseyerek. ''Merak etmeyin eşiniz emin ellerde.''

Genç adam kala kalmıştı hemşirenin bu cümlesiyle. Diyememişti ki o benim eşim değil diye sadece sessizce ve hayal kırıklığıyla.
''O benim eşim değil ki.''

Sağ taraftaki sandalyelerin yanına gelip oturdu. Arkasına yaslan dı kollarını göğüsünün üstünde bağlayıp düşünmeye başladı.
Acaba sevdasını gizli yaşamak yerinde dile getirseydi şuan nasıl olurdu? Keşke Bejna reşit olduğunda karşısına çıksaydı şuan evli olurlar miydi veya evli olup burda onun doğumunu mu beklerdi?
Aklına bu düşünceler gelmeye başladığında hemen toparlandı , elini yumruk yapıp kafasına vurdu.