başka şeyler daha aldık, ikimizde aldıklarımı ödedik ve çıktık mağazadan.

gezmeye devam ettik. Biraz dinlenmek için bir cafeye oturduk ve kahve istedik.

kahvelerimiz geldi hem içip hemde konuşuyorduk.

telefonum çalmaya başladı, rüzgar arıyordu açtım.

"efendim"

"güzelim napıyorsun?"

"cansu ile dışardayız sen"

"bende dışardayım, konağa geçerim birazdan"

"tamam canım, görüşürüz"

"görüşürüz karıcım"

telefonu kapattım ve çantama koydum. Kahvelerimiz bitmişti cansu hesabı ödedi.

poşetlerimizi aldık arakamı dönmemle birine çarpmam bir oldu.

"önüne baksana be!"

"asıl siz önünüze baksaydınız ya hanımefendi"

cansu hemen lafa atladı

"boran defol git! yürü yenge gidelim"

"haa sen rüzgar'ın eşisin"

dedi bana ben ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"evet ne olmuş?"

"yakında görüşeceğiz seninle"

dedi o gitmeden cansu beni kolumdan çekerek götürmüştü.

avm'den çıktık karşımızda rüzgarı gördük. Yanına gittik kaşları çatılmış bir şekilde bakıyordu.

"rüzgar sen b-"

"duru arabaya binin!"

sesi sert çıkmıştı tırsmadım değil. Onu ikiletmeden arabaya bindik.

kapıdan çarpıştığım adam çıktı, neydi adı ya.

heh boran, yanında adamlarıyla rüzgar'ın yanına geldi.

"ooo rüzgar merhaba"

"ben sana demedim mi lan benim mekanlarıma ayak basmayacaksın diye he!?"

"dedin demesine ama bak ayağımı bastım"

"boran siktir git şurdan bak elimde kalacaksın!"

"ha unutmadan karında güzelmiş keşke ben-"

"lan senin ben amına koyayım!"

rüzgar bir anda adamı dövmeye başladı.

"senin sülaleni sikerim orospu çocuğu!"

hızlıca arabanın kapısını açtım ve indim. Rüzgar'ın kolundan tutup çekiştiriyordum ama gelmiyordu.

"rüzgar dur! Yapma!"

rüzgar adamı dövmeye devam ediyordu.

"rüzgar! yapma dur artık!"

en son adamı bıraktı ama adam kendinden geçmişti nerdeyse.

"seni bir daha ne kız kardeşimin ne de karımın yanında görürsem elimden kurtulamazsın şerefsiz!"

elimi sertçe tuttu ve beni arabaya bindirdi. Elim acımıştı ama ses etmedim.

ben ve cansu arka koltukta oturuyorduk, rüzgar ön koltukta oturuyordu arabayı da altay sürüyordu.

konağa geldiğimizde arabadan indik, rüzgar elimi tutmuştu yine sıkıyordu ve elim acıyordu.

rüzgar ağaWhere stories live. Discover now