Hepsi şaşkınlıkla bakarken Ayhan Bey "Nasıl hepsi 100?" diye sordu. Burukça baktım ona bakışlarımdan rahatsız olup gözlerini kaçırdı. "Arzu Hanım derslerime önem verirdi Ayhan Bey" eskiden Arzu'nun beni kızı olarak görmediğinden ve bu şekilde vicdanını rahatlattığından ona aHanım dememi isterdi. Şimdi ise Ayhan Bey benden nefret ettiği için ve bir kızı olduğu düşünceisne inanamadığı için ona Bey demiştim. Onunla dahaa önce hiç konuşmadığımdan bey dememiştim ama şimdi rahatsız olmaması için Bey ekini eklemiştim.

    Aynı zamanda ikisini de aynı katagoride gördüğümü belli etmek için de aynı cümlede ikisine de aynı ekleri takmıştım. Ne kadar acıydı anne ve babana bile resmi olmak. Ayhan Bey'de yaptığım imayı anlamış bir şekilde kaşlarını çatmıştı. Araz şoku anca atlatabilmişti ki "Lan benim en yüksek notum 70." dedi ve Kayra ensesine bir tane geçirdi. 

    Bartu ise sadece anlık bir şaşırma geçirmiş hemen toparlanmış ve boş boş bakmaya devam ediyordu "Peki prensesin diğer okulu nereden öğreneceğiz?" ona bakmadan "Telefonu verirseniz gösterebilirim" dedim. Uraz'ın telefonu vermesi ile telefondan bakmaya çalıştım. Telefondan bakamayacağımı anladığımda Araz'a döndüm "Bilgisayar var mı?" diye sordum. Koşarak üst kata çıktı. Bir kaç saniye sonra bilgisayar gelmişti.

    Bilgisayarın dilini İngilizceden Fransızcaya çevirdim. İngilizcem ne kadar iyi olursa oldun Fransızcanın yerini tutmuyordu. Okulun sitesine girdim ve kullanıcı kısmına Arzu'nun özel kodunu girdim. Bu kod sitenin gizli kısmını açıyordu. Bu gizli kısımda ise benimle ilgili bildiği ne varsa yazmıştı. Yaptığı şeyin mantığını hala kavrayabilmiş değildim. Acaba beni okulu için kullanacağı bir denek olarak falan mı görüyordu? Ondan bunu bile beklerdim o yüzden kendi düşünceme şaşırmadım.

    Parmaklarımı klavyede onların göremeyeceği hızla gezdirdiğimden hepsinin tepemde olması çokta sorun değildi. Hesaba girdim ve kendim için açılmış sekmeğe tıkladım. Bu sefer bilgisayarı Bartu'ya uzattım. Yüzündeki alaylı ifadeyi bozmadan bilgisayarı aldı.

Bartu'dan

    Prensesin uzattığı bilgisayarı aldıktan sonra acele etmeden yavaş hareketlerle tekli koltuğa oturdum. Kızın okuduğu lise beni oldukça şaşırtırken notları beni hayrete düşürmüştü ama polisliğin verdiği tecrübe ile duygularımı dışa vurmadan durabilmiştim. 

    Kızın Bülbül Kolejinde okuduğuna inanmıştım ama yine de onun sinirlerini bozmak hoşuma gidiyordu. Herkesin heyecanla bana baktığını görünce bakışlarımı bilgisayara yönelttim. Kolejin sitesinde diğer taraflar beyazken bu sekme nedense kırmızıydı. 

    Bakışlarımı yazılara yönelttim. "Ayza Nil Yıl 2021" yazı bir günlük gibi başlamıştı ve ben sebepsizce gerilmiştim. "Bugün kızım ve Araz doğdu" Araz'ın "Oğlum değil" diye mırıldanması kulaklarımı doldururken devam ettim "Herkes çok mutluydu. Ayhan her zaman bir kız babası olmak istemişti ve sonunda istediği olmuştu" bu sefer Ayza "Ama bu... Bu site güncellenmiş!" diye yükseldi.

    Herkesin kaşları çatılırken ben devam ettim "Ayhan kızına sevgiyle bakarken ben ona öfkeyle bakmıştım ama mutluydum da çünkü sonunda kaçabilecektim. Kaçmak için her zaman bir kız çocuğu olmasını beklemiştim çünkü kız çocuğu demek benim varisim olacak biri demekti. Oğullarım da varis olabilirdi tabi ama benim gibi asla olamazdı. Ayza ise benim gibi biri olabilirdi. Ayhan'dan kaçmak için Haluk'u kullandım. Kaçtıktan sonra bu zamana kadar şanslı sanılan kızımın testleri başlamıştı" bakışlarımı Ayza'ya çevirdim bana en yakın yerde o oturuyordu. Ellerini hareket ettirdi, başta anlayamasam da beden dili kullandığını fark etmiştim "Yapma" ardından bana baktı anladığımı fark edince devam etti "Lütfen. Bana acımanızı istemiyorum" demesiyle kaşlarım çatıldı. Bu sefer onu dinlemeye karar verdim çünkü gerçekten çok masum  bakıyordu.

    Hızla aşağı kaydırdım. Son tarafta bugün 17 yaşına girdi yazıyordu oradan okumaya devam ettim "Bugün 17 yaşına girdi. Doğum günü hediyesini pek beğenmedi. Şımarık kız ben ona 17 yıldır her zaman aynı hediyeyi almıştım ve o hepsinde ağlamıştı. Ama gururluydum da çünkü bugün ağlamadı. Yüzünü de buruşturmadı ya da yalvarmadı. Sessizce bekledi sadece. Artık yerime geçmeye hazırlanıyordu. Geri zekalı sevgilisi bana onun hakkında her şeyi söylediğinden hazır olduğuna  emin olabiliyordum" tekrar Ayza'ya döndüm. Gözleri dolmuş sol bileğine bakıyordu. Gözlerinden  yaşanmışlık akıyordu.

    "Sonra beklemediğim bir şey olmuştu. Doğum gününden sonraki gün sol bileğini kesmişti" demem ile herkes dururken Ayza ağlamaya başlamıştı. Uraz hızla gidip Ayza'nın sol bileğini açtı. Sadece bileği değil bileğinden yukarı dümdüz bir çizgi vardı. Kayra şokla "Bunu nasıl yapabildin?" diye sormuştu. Ayza tek kelime etmeden ağlamaya devam etmişti. Babama döndüm ve gözlerinde anlayamadığım bir duygu vardı.

    "Doktorlar neden yaptın diye sorunca ben yapmadım diye ağlayarak yalvarmıştı. Ben ise evde sadece ikimizin olduğunu ve başkasının yapamayacağını söylemiştim. Geçen gün ise kızım kaçmıştı. Babasına kaçtığını fark etmiştim ama onu durduramamıştım. Yine de rahattım çünkü Ayza orada da rahat bulamayacaktı kim bilir belki geri dönmek isterdi? Biliyorum şuan bu yazıyı okuyorlar." Ayza ellerini başına koymuş gözleri kapalı dinliyordu beni. Uraz ve Kayra Ayza'nın bileğini görünce yıkılmıştı zaten. Araz ise hıçkırarak ağlıyordu, babam... Babamı çözemiyordum işte.

    "Merhaba sevgili oğullarım... Sizden nefret ediyorum. Merhaba Ayhan senden kurtulduğum için çok mutluyum.  Ve merhaba sevgili kızım... Umarım en yakın zamanda tekrar buluşuruz, ha bu arada buraya gelme sebebiniz Ayza'nın tıp bilgisiydi ya. Evet bizim kızımız çok zeki annesine çekmiş" son kısım ortaya bomba gibi düşmüşken kimse bir şey diyememişti. Ayza hızla "Ben bileğimi kesmedim!" dedi ardından yukarıya çıktı.


Ayza Nil (Gerçek Ailem)Where stories live. Discover now