teacher's pet

478 63 51
                                    

Elini kaldırdığını görmemle odak noktam yüzüme yaklaşmakta olan eli olurken sözlerim havada asılı kalmış, kaşlarımı çatıp akan birkaç gözyaşım çenemden süzülmüştü.

Kendimi korumak amaçlı kollarımı havaya kaldırsam da ne bir vuruş ne de bir acı hissetmiştim. Kollarımı indirip karşımdaki bedenlere bakmadan önceki son duyduğum ses ise Bay Kim'e aitti.

"Öğrencime dokunursan, o eli kırarım."

Duyduğum sözlerle göz kapaklarım titremiş, kollarımı yavaşça indirip önümdeki bedenlere bakmıştım.

Bay Kim...sinirli görünen yüz ifadesi ile Woojin'e bakıyordu. Bileğini o kadar sıkıyordu ki elindeki damarlar daha da belirginleşmiş, Woojin'in de yüzünü buruşturmasana sebep olmuştu.

Kantine ölüm sessizliği hakim olurken, Woojin elini sinirle kurtarıp bariz bir şekilde çenesini sıkmış ve gizlemediği siniri ile Bay Kim'in yüzüne bakmıştı.

"Bu kadar sahiplenici olduğunuzu bilmiyordum Bay Kim." Dudakları seğirirken deli gözlerle bakışlarını onda tutmayı sürdürmüştü.

"Sırf bir iki söz söyledik diye diğer öğrencilere nazaran ona ayrıcalık mı göstereceksiniz? Tch, olmadı bakın şimdi. Buradaki herkesin birbirine eşit davrandığını sanıyordum."

"Ben buna ayrıcalık değil farkındalık diyorum Woojin, zihnim sığ değil."

Nefeslerim titrekleşirken sessiz bir iç çekmiştim. Sikeyim...öyle bir gurursuzluk vurmuştu ki içime, öyle bir güçsüzlük vurmuştu ki kendimden bir kez daha utanmıştım.

Kendini koruyamayan, dalga konusu olan Jeon Jungkook, öğretmeni Bay Kim'e sığınmıştı. Neydi bu? Bu günün ana teması mı?

İstemiyordum, yapamadığım şeyleri başkası yapsın istemiyordum, bazı şeyler yüzüme çarpsın istemiyordum, yeni olaylar çıkıp herkesin önünde küçük düşmek istemiyordum.

Peki Bay Kim? Eğer Woojin bana tokat atacak olmasaydı sessizce çekip gider miydi yanımızdan? Beni böyle korumak için illa çok daha önemli şeylerin mi olması lazımdı?

Üzülüyordum, sikeyim ki inkar edemeyeceğim şekilde üzülüyordum böyle yapmasına.

"Yaptığınız apaçık bir tehditti Bay Kim. 'O eli kırarım' sözünüzü gidip şikayet etsem-"

"O sözü gidip sana ve arkandakilere çok güvenen o müdüre anlatsan elbette haklı çıkarsın, yanılıyor muyum?"

Woojin'in sözü havada asılı kalırken sırıtışı yüzünden silinmiş, sert bir soluk almıştı. Bir şey dememişti çünkü biliyordu ki daha fazla konuşursa batıracaktı.

"Jeongguk...iyi misin?" Duyduğum fısıltılı söz ile bakışlarım yanımdaki bedeni bulmuştu. Jimin üzgün ve bir o kadar da meraklı bakışlarımı bana gönderirken elini yavaşça omzuma koymuştu.

Görüş açımın bulanıklaştığını fark ederken sinirden ve ağlamaktan dolayı titreyen elimi kaldırıp yanaklarımı silmiş, yutkunarak başımı olumlu anlamda sallamıştım.

Bakışlarım etraftaki insanları bulurken bize bakarak bir şeyler fısıldadıklarını görmemle yumruklarımı sıkmış, bakışlarımı onlardan çekmiştim.

Bakışlarımı kaldırıp Bay Kim'e baktığımda göz göze gelmemiz bir olmuştu. Sert bakışlarındaki ufak yumuşamayı görür gibi olmuştum ama bulanık bakan gözlerim beni yanıltıyor da olabilirdi.

"Benimle gel Jeon."

Bay Kim iri elini bana uzatırken bakışlarım yavaşça eline kaymış, dudaklarımı yalamıştım. Ne yapacaktı? Beni de alıp müdüre giderek her şeyi söyleyecek miydi? Hayır, Bay Kim aceleci işler yapmazdı.

Whimsical Pleasures | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin