Aşk nedir? Kimine iyi gelebilir bu kelime. Güzel gözükür göze; kimineyse sadece acı verir. Sevmez aşkı. Melisa'da ilk başlarda severdi aşkı fakat daha sonra gerçekleri gördü...
Melisa'dan Sabah kalkmıştım, elimi yüzümü yıkadım ve aşağıya indim. Üzerimde hâlâ pijamalırım vardı önemsemedim, aşağıda koltukta kıvrılmış olan üçlüyü gördüm. Mutfağa girdim ve sucuklu yumurta yaptım. Tam içeriye gidecek iken kapıda beni bekleyen Kerem'i gördüm. Elini kapıya koydu, boynunu tutuyordu. Anlaşılan tutulmuştu, teklifte bulundum.
-Kerem kahvaltıdan sonra masaj yapayım mı?
-Hım hımmm. Uykulu sesi ile çok tatlıydı,masayı yerleştirdim. Salona geçtim yine, bu sefer uyanmışlardı.
-Günaydın!
-Günaydın. Enerjik sesime karşı uykulu sesle cevap verdi Mert abi. Arda ise boş duvara dalmıştı, yanına gittim ve ellerimi birbirine vurdum. Korkudan zıplamıştı, ben ise gülme krizine giriyordum.
-Korktum!
-Ee zaten onun için yaptım! Arda bana bir yastık fırlattı ve masaya geçti. Yemeğimizi yerken Arda'nın telefonu susmuyordu, mesajlar dolup taşıyordu. Arda ise sırıtarak okuyordu.
-Hayırdır Arda? Kerem atladı lafa.
-Hiç abi bir arkadaş! Aynen Arda
-Bende arkadaşlarımla konuşuyorum ama böyle sırıtmıyorum. Lafa bu sefer ben girdim.
-Benim Arda'ma karışmayın, hem oda sevebilir. Mert abi tam bir öz abi gibiydi.
-Hay yaşa abi ya! Arda itiraf etti sonunda
-He sen kabul ediyorsun. Kerem bu sözleri söylerken, bende imalar yapıyordum.
-Perde ne kadar güzelmiş! Konuyu değiştirdi, Mert abide başka bir konu açtı.
-Ne zaman eve döneceksiniz? Bu kararı vermiştik,
-Bu gün abi. Ben cevap verdim, Mert abi kafasını salladı.
-Tamam. Birazdan çıkıcaktık.
-------
Şuan arabayla eve gidiyorduk, Kerem bir teklif sundu.
-Yavrum, seni annemlerle tanıştırayım mı?
-Olur ne zaman?
-Yorgun değilsen bugün!
-Tamam ama dinlenmemiz gerek!
-akşama doğru çıkarız o zaman.
-Tamam. Eve gelmiştik, hızlıca duşa girdim. O sırada Kerem annesine müsait olup olmadığını sordu. Çıktım ve üstümü giyindim, ardından duşu Kerem'e bıraktım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Cropum biraz uzundu, eteğim ise dizimin üstündeydi. Kerem'de üstünü giyinip gelmişti, bir yarım saat sonra yola çıkıcaktık. Son kontrolleri yaptık ve arabaya bindik. Akşam yemeğine yetişicektik ve biz trafiği hesaba katarak saat altıda yola çıktık. Erken çıkmamıza rağmen trafik hâlâ vardı. Sıkıntıdan dolayı bir şarkı açtım, daha düne kadar efkarlandığımız şarkılarda eser yoktu. Gelen şarkı ile sesi açtım.
Aşk kaç beden giyer? Aşk kaç beden giyer? Aşk kaç beden giyer? Aşk kaç beden giyer?
Seversen yanılmadan, korkmadan korunmadan Döktüğün o yaşsa da ah mah olmaz Gerçeğiyse duygunun aldanışlara kanmaz Aşk demek emek demek, vah vah olmaz
Ten taşırsa hisleri, yaşarsa sisleri, kalp burda der mi? O, yabancı sözlere, yalancı gözlere, güm güm eder mi?
Bir kalp kaç defa sever Orda bana da var mı yer? Söylesene sevgilim Aşk kaç beden giyer?
Her bedeni aşk sanan Kaç tene o can değer Aldatansa sevgilim Bu oyunu kaybeder
Seversen yanılmadan, korkmadan korunmadan Döktüğün o yaşsa da ah mah olmaz Gerçeğiyse duygunun aldanışlara kanmaz Aşk demek emek demek, vah vah olmaz
Ten taşırsa hisleri, yaşarsa sisleri, kalp burda der mi? O, yabancı sözlere, yalancı gözlere, güm güm eder mi?
Bir kalp kaç defa sever Orda bana da var mı yer? Söylesene sevgilim Aşk kaç beden giyer?
Her bedeni aşk sanan Kaç tene o can değer Aldatansa sevgilim Bu oyunu kaybeder
Bir kalp kaç defa sever Orda bana da var mı yer? Söylesene sevgilim Aşk kaç beden giyer?
Her bedeni aşk sanan Kaç tene o can değer Aldatansa sevgilim Bu oyunu kaybeder
Söyle hadi durma aşk kaç beden giyer? Söyle hadi durma aşk kaç beden giyer?
Aşk kaç beden giyer?
Şarkıyı söylüyordum, en sevdiğim Hadise şarkıları arasındaydı. Kalan bir 30 dakika yolumuz vardı. Çok geçmeden o da bitti, arabadan indik. Akşam karanlığında fazla görünmese de bahçeli müstakil evdi. Kapıyı çaldık, ben heyecandan titriyordum.
-Heyecanlanma güzelim.
-Elimde değil Kerem. O sırada kapıyı 9-10 yaşlarında bir kız çocuğu açtı. Çok tatlıydı, Kerem'e sımsıkı sarıldı. O an onun Reyyan olduğunu anladım, sonra bana baktı.
-sen Melisa abla olmalısın!
-Evet, ben oyum. Sonra bana sarıldı, ve tekrar döndü.
-Abimi hep aradığımda senden bahsediyordu!
-Abicim, hadi içeri geçelim. Yavaş adımlarla içeriye geçtik, annesinin hazırladığı yemekler çok güzel kokuyordu. Ardından annesi geldi,
-Hoşgeldin kızım.
-Hoşbulduk efendim.
-Aa kızım bana anne de lütfen.
-Tamam siz nasıl isterseniz. Ardından masaya geçtik, ben mutfağa geçtim yardım için. Birkaç tabak vardı, masaya yerleştirdim. Yemeğe geçtik, sohbet havadan sudan ilerliyordu. Babası dönüp sordu.
-Ailen nasıl kızım?
-Benim ailem vefat etti.
-Ben özür dilerim.
-Yok efendim, birşey olmaz. Bugün için mutlu göründüm ama ağlayacağımdan emindim. Yemeklerimiz bitti, biz mutfakta uğraşıyorduk.
-Nasıl tanıştınız kızım?
-Ortak arkadaşımız sayesinde. Kafasını olumlu salladı, bardakları çıkardım ve çayı doldurdum. Bahçede ki oturma alanına gittim ve ikram ettim. Çaylarımızı içtik ve artık uyuma zamanıydı. Ben Reyyan'la kalıcaktım, odaya pembe renk hakimdi. Koltuğa yattım ve Reyyan ile sohbete başladık.
-Abla sen abimi seviyor musun?
-Çok seviyorum.
-O da seni seviyor! Her aradığımda senden bahsediyor. Genişçe gülümsedim
-Senden de çok bahsediyor Reyyan, seni çok seviyor!
-Cidden mi? Heyecan içerisinde sormuştu.
-Evet hemde çok seviyor!
-Hım hımmm iyi geceler yenge! Yenge demesi çok hoşuma gitmişti.
