11) Takıntılı

134 11 0
                                    

İSKENDER'DEN 

sabah erkeler olarak zaman makinesinin yanına gittik büyük bir akım yüzünden zarar görmüştü onlara yardım ediyorduk 

salih * oğlum şu tornavida ile sık orayı *   dedi sıktım ve tüm parçaları birleştirdik suyumu aldım ve kafaya diktim bir sişe bitti ve ilere devam ettik

sinan* hocam bakarmısınız şurdaki boşluk akımı topluyor ve portal ile akımı her yere yayıyor onun yerine bir şey taksak akımı döndürse * dedi 

fikri * çok iyi fikir * dedi ve onu yaptılar sonra monte ettik

fikri * sıraa iskenderin marifetinde  * dedi aleti kaldırdım ve yerine taktım onlar oraya sabitledi ve eve döndük mutfağa ilerledim elif mutfaktaydı yemek hazırlıyordu 

* asya nerde * dedim

elif * bandanasını almaya gitti * dedi sinan geldi ve elife yardım etmeye başladı fikri hoca ile babam zaten kafeye gitti arda yatmış telefon oynuyordu odama doğru yol aldım gömleğimin ilk 2 dümesini açtım odaya geldiğimde asyanın elinde defterim vardı yutkundum çekmeceler açıktı yastığım altındaki fotoğrafı vardı defteri bıraktı onun havuzun önünde bikinili otururken çizdiğim resime bakıyordu soluğum taştı kalbim güp güp atıyordu korku bedenimi boydan boya sardı düşnvcelerin dansı kafamda bitmek bilmiyordu etrafa göz gezdirdim çekmece açıktı ve içinden onun fotoğrafları taşmıştı tüm defterler açılmıştı gözlerime bakmaya çalışıyordu bakamıyordum

asya * iskender sen sapıkmısın ya * dedi sinirle 

* asya dinle * dedim 

asya * ne dinleyeceğim her gün fotoğraflanmışım ya haberim yokmuş özel hayatım nerde gizlilik nerde * dedi bağırarak  

* dinle açıklayabilirim * dedim

asya * ya utanmıyormusun bi kızı yarı çıplak çizmeye * dedi gözlerim doldu ama haklıydı hakkım yoktu böyle bir şeye 

asya * takıntılımısın oğlum sen ha bunlar ne * dedi  ve çekmecedeki fotoğafları yere serpti her gün çektiğim fotoğrafalar 

asya * onu geçtim bu ne * dedi ve onu üzerini değiştirirken gördüğümde çizdiğim resmi gösterdi 

asya * onurumu iki paralık mı etmeye çalışıyorsun * dedi sinirle elif sinan ve arda da gelmişti 

sinan* asya dinlesen mi * dedi

asya * ne dinlemesi ya benim canım arkadaşım beni her gün fotoğraflıyor ben ona en iyi sırdaşım diyorum her olur olmaz anımı çiziyor ve beni bundan haberim olmuyor mahremiyet nerde * dedi sinan da asyaya anlatmaya çalışıyordu ama olmuyordu asya nuh diyor peygamber demiyor bana olan nefretini kusuyordu aşırı sapıkça bir şeydi evet kimsenin bir kızı iç çamaşırlarıylayken çekip resmini çizmeye hakkı yoktu 

asya * bizde seni farklı sanırdık iskender  * dedi ve önüme geldi olabildiğine sert bir tokat attı çenem acıdı ama kalbim daha çok acıyordu hızla evden çıktı elif arkasından gitti sinan ve arda yanıma gelcekken 

* hayır yanlız kalmak istiyorum *  dedim çıktılar kapıyı kilitledim ağlamaya başladık sevdiğim ellerimden kaydı masadaki sürahiyi aldım yere fırlattım yumruğumu duvara geçirdim ve ağlayarak geri yere oturdum ve ağlamaya başladım fotoğralarına gözüm kaydı yeri kaplamışlardı kim olsa yanlış anlardı ki bu hayranlıktan ve aşktan öteyi bu takıntıydı en yakına zamanda gidip ona açılmalıydım 

TOZKOPARAN İSKENDERWhere stories live. Discover now