1. Fıstık

627 66 64
                                    

Gözüme gelen güneşe elimi siper ederek engel oldum. Başımın ağrısıyla yüzümü buruştururken kafamı hızla arkamdaki demire vurmaya başladım.

"Geri zekalı, beyin kanaması geçireceksin." dedi can dostum Erhan, sanki ben bu ihtimali bilmiyormuşum gibi. Parmaklarımla şakaklarımı ovalayıp öfkeyle ona döndüm.

"Beynim akıp gitse bile daha iyi bu acıyı çekmemden."

"Gökçe kahve almaya gitti ayıkırsın biraz."

"Onu bekleyene kadar tüm acıyı çektim zaten amına koyayım."

"Biz mi dedik sabah kadar zil zurna içip gel diye yavşak. Herifteki cesarete bak vize sabahı komaya girip gelmiş." dedi Harun karşı taraftan.

Yattığım bankın üstünde doğrulup ayağa kalktım. Tabi kalkar kalkmaz başıma giren ağrıyla tekrar yerime oturmak zorunda kalmıştım orası ayrı mesele.

"Önce bi gönyede dur dingil, ayakta duramıyor daha." Erhan'ı duymazdan gelip kaşlarımı çattım.

"Ne vizesi kardeş?"

"Cebir vardı ya bugün vize haftasına girdik ya geri zekalı." Harun parmağıyla kafama fiske atınca yüzümü tekrar buruşturdum.

"Bunu dün götümle içerken niye demediniz? Saat kaçta bari onu deyin."

"Beşte giricez."

Kolumdaki saate baktım. Hala altı saatim vardı. Sadece konuları anlatacak birini bulmam gerekiyordu. Telefonu açıp sohbetleri kaydırdım.

1. dönm srşın Aslı, sen değil.

Esmer güzelimm;) sen kimsin amına koyayım.

Harbiden 90 beden sohbeti açıp son kelimeyi yıldızladım. Sonrası için gerekli olurdu elbet.

Fiziği iyi ulan. Ders olan fizik mi yoksa diğer türlü mü?

Alt dönem Banu ouyy, bunu hatırladım. İşin kötü yanı kızın da derslerle alakası benim gibiydi.

Cebirci Ahmet ismi okur okumaz çalışma motivemi kaybettim. Sana döneriz Ahmet. Sen Z planısın.

Matçı fıstık🔥 profil fotoğrafını büyütmemle gördüğüm kişi yüzümde kocaman bir sırıtışın yayılmasına sebep oldu.

Tekrar sohbete girip yazmaya başlayacaktım ki kızın ismini bilmediğimi fark ettim. Üstteki konuşmaları kaydırsam da her yere fıstık yazdığım için hiçbir anlamı kalmamıştı.

Furkan:
Selam Furkan ben hatırladın mı fıstı-

Aylardır konuşmamışız fıstık biraz hayvanca olur sanki. Ürkütmeyelim kızı baştan.

Furkan:
Selam makineden Furkan ben hatırladın mı :)

Yazdığımın iki tik oluşunu izledim. Oh be interneti açıkmış. İki tik görüldüye dönünce yerimde heyecanla kıpırdadım.

Matçı fıstık🔥:
Selam, hatırladım.

Ne bu soğuk cevaplar? Son yazışmalarımız da gayet iyi. Reelde mi bir şeyler yaşadık acaba? Neyse, şansımı sonuna kadar deneyeyim.

Furkan:
Nasılsınn

Matçı fıstık🔥:
İyiyim Furkan. Sen nasılsın?

Havalara bak. İki n'yi babamızın hayrına yazıyoruz sanki. Derin bir nefes alıp yazmaya devam ettim.

Furkan:
Okuldaysan bi kahve ısmarlayayım sana.
Okulda mısın?

Gerginlikle dizlerimi titrettim. Hadi kızım, tüm gün seni mi bekleyeceğiz?

Matçı fıstık🔥:
Okuldayım. Eğitimin önüne gel.

Hah şöyle ya. Ne gizem kastın. İkimiz de bana hayır diyemeyeceğini biliyoruz zaten.

Telefonu cebime koyduktan sonra Erhan'ın omzunu sıkıp sırıtmaya başladım.

"Ben hallettim oğlum işimi, siz kendi derdinize yanın."

"Ne yaptın lan?" diye sordu Erhan merakla.

"Matı iyi olan birini buldum sıfırdan cebir cilalar bana siz alttan alırken ben BC'yle geçerim artık."

"Kıza bir şey ısmarla bari,"

"E herhalde oğlum, hayvan mıyız biz?"

Saçımı görünmez bir aynanın önünde düzeltiyormuş gibi yönlendirdim.

"Dur, Gökçe kahve almıştı onu bekle ayıp olur."

"Siz içersiniz kardeşim benim acilinden bir randevum var." dedim göz kırparak. Elimi ceketimin ceplerine sokup hızla eğitim fakültesinin yolunu tuttum. Yolda giderken okula yeni gelen taze kanlar radarıma girmeye başlamıştı. O kadar saf ve keşfetmeye hazırlar ki eminim benim rehberliğimde üniversiteyi gezmeye can atarlardı.

Ellerimi kaldırıp kendimi hafifçe tokatladım. Kendine gel. Önceliğimiz cebirden geçmek. Bu mevzuyu sonra düşünürüz.

Tabii üzerime dikilen kaçamak bakışları görmezden gelmek benim için de zordu. Ortalamanın üstünde bir tip olduğum için genelde girdiğim ortamlarda dikkatleri üzerime çekerdim. Ve bu durumun getirdiği ayrıcalıkları kullanmaktan da hiç çekinmezdim. Yakışıklı veya güzel bir yüze sahip olmak hayata her şekilde önde başlatıyordu. İç güzellik safsataları çirkin insanların uydurduğu şeylerdi.

Hızla kızın benim için ayırdığı yere oturdum.

"Hangi konular dahil?" diye sordu.

"Nasıl?"

"Sınavda hangi konular çıkacak?"

"Ne sınavı?"

"Buraya sana konu anlatmam için gelmedin mi?" Geldim de bu kadar açık söylenir mi bu? Sonuçta onca kişi içinden seni seçtim bu da bir jest değil midir?

"Seninle konuşmak için geldim," diye bastırarak belirttim. Elimi masanın üzerinden onun eline yaklaştırıp gözlerimi kısarak ona baktım. "Tabi bu yardımını jest olarak kabul ederim orası ayrı."

"Bunlara gerek yok Furkan."

"Neye?"

"Tüm bu flört saçmalığına. Sana acıdığım için çalıştırmak istedim zaten. Düşündüğünün aksine insanlar karşılıksız da iyilik yapabiliyor." Kaşlarımı çatarak dediklerini dinledim.

"Ne alakası var? Öyle bir niyetim yoktu. Sadece çalışırken sohbetinden hoşlandığım biriyle olmak istedim." Karşımdaki kız alayla güldü.

"Öyle mi? Peki benim adım ne? Sohbetimi çok sevdiğinden bunu da biliyorsundur. Değil mi?"

"Biliyorum tabi canım." Sorun şu ki bilmeyi bırak aklıma bir kız ismi bile gelmiyordu. Kafamı çevirip etrafıma bakındım. "Lis..."

"Anlamadım?"

"lis...Melis?" Kaşları kuşkuyla havaya kalktı. "Değil Melis olamaz zaten. Seni denedim." Elimi çeneme atım biraz düşündüm. "Zey..." tereddütlü bakışlarımla onun mermer gibi katılaşmış suratını inceledim. "Zeynep sanar bi insan ilk bakışta. Çok Zeynep havan var ama o da değil tabii ki de. Ben olsam Zeynep koyardım."

"Lütfen kendini daha fazla küçük düşürme. Adım Sibel. Her neyse işte, seni buraya flört etmek için davet etmedim. Sana matematik öğretebilirsem herkese öğretebilirim benim için de faydası olur yani."

Karşılıksız iyilikmiş peh. Neyse, sesimi çıkartmadan faydalanıp gitmem herkes için en iyisi olacaktı.

***

YAZI TURA BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin