14. Bölüm

53 17 0
                                    

Ellerim gergin bir biçimde klavyenin üzerinde dolaşırken Serdar'ın aramasını açıp yayınlarıma döndüm.

Gözlerim, yanda duran küçük aynada aşırı şekilde belli olan mavi saçlarıma gitti. Allah'ın malı! Ne alaka boyuyorsun sen saçını ya?

"İyi misin, kardeşim?"

"İyiyim, iyiyim. Her saat başı arıyorsun eyvallah."

Gülmeye çalışarak konuştuğumda Serdar da gülmüştü. "Çok şükür. Bir ihtiyacın olduğunda ara."

"Ararım, sağ ol kardeşim."

Telefonu kapatıp yayıncı sayfama döndüm. Hatırlayamadığım kısımlar için yayınlarımı izlemeyi düşünmüştüm ama bu pek iyi bir fikir gibi durmuyordu.

Onlarca yayın videosu vardı ve üç saatin aşağısında da yoktu. Dudaklarım bükülürken çok izlenen ve yaklaşık üç ay önce çektiğim birine girdim.

Sıradan bir yayındı. İnsanların gönderdiği videoları izliyordum. Neden bu kadar izlendiğini anlamadığım sırada bir bildirim sesi geldi.

Ekrandaki kocaman yazı gözlerimi belertmeme sebep oldu.

Babacığın mı?

Dudaklarımı yalayıp ekrandaki benin ne kadar şaşırdığını izledim. Doğal olarak...

Babacık her kim ise bayağı bir yakın konuşuyorduk. En sonunda ise bana yayına dönmemi söyleyip gidiyordu.

Amına koyayım, bu ne lan?

Çatık kaşlarım ile bir önceki yayına girdim. Yine sıradan başlamıştı, herhangi bir babacık vakası çıkmayınca bir öncekine girdim. Bu da normalden çok izlenmişti.

Yayının ortalarına doğru götürürken en çok izlenen sahnelerden birini açtım.

"Kim lan bu?"

O gün ne yaptığımı sormak için on bin lira göndermişti hem de!

Şaşkın şaşkın yayını izlerken az sonra bir kez daha gönderip bu sefer de okyanusta damla bile olmadığını açıklamıştı.

Ya tam bir stalker ya da aptal. Başka açıklaması olamaz.

Dudaklarım bükülürken telefonum tekrar çaldığında arayan numaraya baktım. Telefonum o arbedede çalınmış mı kaybolmuş mu artık her ne olduysa gitmişti ve şimdi numaraların büyük çoğunluğu yoktu.

"Alo?"

"Ali?" Ah, Korel'di.

"Benim, Korel."

"Ben nasılsın diye aramıştım. Bir ihtiyacın var mı ya da kötü hissediyor musun diye."

Dudaklarımda bir gülüşün olmasını engelleyememiştim. Beni düşünmesi her nedense hoşuma gidiyordu.

"Teşekkür ederim, beni düşündüğün için."

"Görevim, lütfen."

Kıkırdadım. Gözlerim kısılırken bakışlarım ekrana gitmiş aklıma gelen ile kaşlarım havaya kalkarken hemen sormuştum.

"Aslında... Sana bir soru sorabilir miyim?"

"Tabii, dinliyorum."

Bunu Serdar'a da sorabilirdim ama büyük ihtimalle boş ver deyip geçecekti. Neden bilmiyorum ama bunu sanki Korel'e sormam gerekiyor gibi hissediyordum.

Üstelik o benim sıkı bir takipçimdi ve telefon numaramı verecek kadar yakın olduğuma göre ona güveniyordum da.

"Eski yayınlarımı izliyordum da, belki bir şeyler hatırlarım diye. Burada babacık diye biri var. Bu bir piar çalışması falan mıydı?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 28 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YAYINCI -GAYWhere stories live. Discover now