Sinemle ilk kantine inmiştik. Çok güzel ve büyüktü kendimize birer tost alarak boş bir masaya oturmuştuk.
"Sonraki ders ne" "Bilmem"
Yavaştan tostumu yemeğe başlamıştım. Bu 20 dakikalık tenefüstü ve harika hangi ders olduğunu bilmiyorduk.
Birden Demir Hoca'nın kantine girmesiyle tost boğazımda kalmıştı.
"Kızım yavaş"
Demir Hoca bana bakınca daha da çok öksürmeye başlamıştım. Sonunda suyumdan içip bakışlarımı diğer yöne çevirdim. Yine o tarafa baktığımda bize doğru geliyordu. Ayvayı yedin kızım
"İyi misin Asyacım. Az önce boğuluyordun da"
"İyiyim hocam" kızaran yanaklarımla konuşmuştum. Bu adam bu kadar havalı olmak zorunda mıydı?
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
-Demir Hoca-
Demir Hoca yanımızdan ayrıldığında Sinem bana dönüp konuşmuştu
"Sende bi şeyler var"
"Nasıl yani"
"Adama nasıl baktığını görmedim sanma"
"Ne diyorsun ya kızım boş konuşma hem o bizim öğretmenimiz"
Büyük gözlerle Sineme bakarken kıkırdamıştı ve yine koluna vurmuştum. Yüzünü buruşturarak
"Acıyo ya hayvan"
"Oh oluyo sana"
Zilin çalmasıyla koşarak kantinden sınıfa doğru gitmiştik. Kalbim yine teklemişti. Geç kalıcqktık. Sonunda sınıfın önüne geldiğimizde Sineme kapıyı aç işareti yaptım
"Aa ben niye açıyomuşum" diyip kapıyı tıklatmış ve beni kapıya doğru ittiğinde içerdeki Demir Hocayla göz göze gelmiştik. Yaktım seni Sinem
"Derse niye geç kalıyorsunuz?" konuşan kalın sesle irkilmiştim.
"Özür dileriz hocam" konuşmamla
"Geçin yerinize" demişti.
Yerimize geçtiğimizde adamın yüzüne bakamıyordum.
"Yandık kızım hem müdürün hem en sert hocanın hem de sınıf öğretmeninin dersine geç kaldık. Umarım ilk defa olduğu için affeder"
"Ne diyorsun sen ya daha ilk günden başıma gelmeyen kalmadı sanırım"
"Daha ne yaşadın ki? Hem o kadar da sert tepki vermedi. Garip...yoksaa o da seni-"
Sinem'in ağzını kapatmamla yine Demir Hocayla göz göze gelmiştik
