Jisung acı içinde bağırırken alnından akan sıcaklığı hissetmişti. Kurtulmak için son gücüyle saçlarındaki bileği yakalayarak çevirdi ardından kasıklarına tekme attığı oğlanı yere fırlatmıştı. Hızlı davranıp çıkışa koşarak açtığı kapıdan dışarı çıktı. Merdivenlerden yukarı çıkmakta zorlanan oğlan bilincini açık tutmakta direniyordu. Güverteye yaklaştığında duyulan sesleri seçemeyen Jisung yüzünde hissettiği rüzgarla etrafı görmeye çalışıyordu. Ona doğru koşan aşık olduğu korsan bir şeyler bağırıyordu ama prens'in gözleri kararırken duyması imkansızdı.

"Jisung ne oldu sana bebeğim" Korsan düşecek olan oğlan'ı kucaklayarak yere oturmuştu. Bir eli prens'i tutarken diğeri yaralarını kontrol etmek adına vücudunda geziyordu.

"Minho onu içeri götürmelisin daha fazla koruyamam sizi"

"Çok kan var, ne yapacağım" Korsan sadece kucağındaki oğlan'a bakarken Changbin'i duymuyordu.

"MINHO O KIÇINI KALDIRMAZSAN HEPIMIZ ÖLECEĞIZ" Üstüne doğru gelen adama kılıcını savururken bağırmıştı Hyunjin.

Kendini biraz olsun toparlayan korsan tutuşunu sıkılaştırarak kucağındaki prensle birlikte ayaklandı ve hızlıca merdivenlere yürümüştü.

_________________________

Korsan sıkıca sarıldığı beden'in hareketlendiğini hissederek gözlerini açmıştı. "Jisung iyi misin?" Prens'in mırıldandığı şeyi anlamak için saçlarını okşayarak yaklaştı biraz daha oğlan'a.

"Su"

Duyduğu şey korsan'ın yataktan kalkıp masaya yürümesine yetmişti. Bardağa doldurduğu suyla geri Jisung'un yanına döndü ardından gözlerini zorlayarak açan prens'in oturmasına yardım etmişti. Sırtındaki yastığı düzeltirken yanına oturmuş, suyla dolu bardağı prens'in dudaklarına yaklaştırmıştı. Boşalan bardağı yere bıraktıktan sonra onu izleyen oğlan'ı aniden kendine çekerek göğsüne yatırdı. "Sonunda bana döndün".

Kollarını korsan'ın boynuna dolayan prens bir kaç saniyelik rahatlamadan sonra başına saplanan ağrı son yaşadıklarının hatırlatıcısı olmuştu. "Minho neler oldu? O..ne istiyordu benden?""

Kollarını gevşeterek uzaklaştı biraz Minho, artık prens'in yüzünü görebiliyordu. "Canını yakan herkesin bedelini hayatlarıyla ödeyeceğine emin olabilirsin güzelim. Piç kurusu ödedi bile. Sıradaki Yun Hee"

"Anlamıyorum, Yun Hee kim? Neden ölmemi istiyorlar?"

İç çekip bir kaç saniye nerden başlayacağını düşünmüştü korsan. "Yun Hee güçlü korsanlardan birinin kızı. Babası ölünce ekiplerini kendi yönetmeye başladı. Bir ara arkadaştık ama garip davranmaya başlayınca uzaklaştım. O piçi yakalayıp konuşturduğumuzda Yun Hee'nin ismini verdi, seni öldürme emrini vermiş. Sebebini onun boğazına yapışınca ögrenirim"

Jisung'un her cümlede kaşları daha çok çatılmıştı, dudaklarını büzerek somurtuyordu. "O cadının neden ölmemi istediğini bilmiyor musun yani?"

Minho yüz ifadeleri değişen oğlan'a bakarken kaşları havalanmıştı."Nasıl yani? Sen biliyor musun?"

"Sevgilini öldürmek isteyen bir kadının nedeni sana takıntılı olmasından başka ne olabilir!"

Korsan sırıtarak prensinin çok sevdiği yüzünü avuçları arasına almıştı. "Çok tatlısın, doğru bana takıntılı olduğu için yapmıştı ve canını yaktığı için cezasını aldı"

"Ne?"

"İki gündür uyuyorsun güzelim. Bize saldıran Yun Hee'nin ekibiydi, piçin işini kolaylaştırmak için zaman kazanmışlar. Hazırlıksız olduğumuz için zorlandık ama tuzaklarına düşerek elimize geçtiler. Yun Hee de dahil hepsi denizin dibini boyladı. Aslında öldürmeyecektim ama krndileri kolay yolu seçti"

"Ha?" Prens'in şaşkınlıkla aralanan dudaklarını fırsat bilen korsan başını hafifçe eğerek sıcak dudakların üzerine kapatmıştı kendi soğuk dudaklarını. Daha fazla özlemini içinde tutamazdı. Bir kaç saniye dinlendirdiği dudaklarını hareket ettirerek küçüğünün alt dudağını esir aldı. Şaşkınlıktan kurtulan prens üst dudağını yakaladığı oğlan'ın hızına ayak uydurmuştu. Beline sarılı kolların onu kendine çekmesiyle hareket ederek kucağına yerleşmişti korsan'ın prens, bacaklarını okşadığını hissediyordu şimdi Minho'nun ellerinin.

Etkili ve hasret dolu öpüşmeden nefesleri tükenince ayrıldı iki oğlan. Korsan alnını prensinkine yaslayarak okşadığı bacağı hafifçe sıkmıştı.

"Orada ölüme yakın olduğumda bile seni düşünmem beni deli yapar mı?"

Prens'in konuşurken dudaklarına çarpan nefesi korsanda tekrar onu öpme hissi uyandırıyordu. Göz altınsa baş patmağını gezdirdikten sonra kelebek bir öpücük bıraktı küçüğünün dudaklarına Minho. "Seni öyle kanlar içinde gördüğümde nefessiz kaldığımı sandım, ben yeni nefes aldığımı hissediyorum güzelim"

Kucağında değilmiş gibi daha çok sokuldu korsan'a prens. Başını omzuna koyarak gözlerini kapatmıştı. "Her şey bitecek değil mi? Artık canımız yanmayacak"

Prens'in belini onu rahatlatmak ister gibi yavaş hareketlerle okşamaya başlamıştı korsan. "Bitecek güzelim"

.

.

.

Pirate minsung çekiyor da çekiyor

10 bin okuma olmuş teşekkür ederim<3

10 bin okuma olmuş teşekkür ederim<3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Pirate / minsungWhere stories live. Discover now