UZAKLARDAKİ ISLIK

17 2 0
                                    

Onu uzaktan izliyordum. Aslında onu hep uzaktan izliyorum. Ona ulaşabilecekken ulaşamamak beni kahrediyor. Uzun kahverengi saçları rüzgarda o her adım attığında uçuşuyor ve beynimi tamamen bulandırıyordu. Kaç dakikadır yürüdüğünden dolayı alnından akan terleri buradan bile görüyordum. Yanı başımda sadece koşarken bu kadar terliyorsa kim bilir ... 

Biraz sonra gerinirken omzunu acıtmış olacak ki ufak bir ah sesi çıktı. Tanrım bu kızın ne işi vardı benim kraallığımda , benden hiç haberi yok muydu etrafta tehlikeli biri gezerken bu kadar ateşli olmak zorunda mıydı ? 

Yardım edemezdim lakin onun o kendi çabasıyla gerinirken zorlanması yüzümde ufak bir gülümsemeye neden oluyordu. Ah ! seni korkutmaktan çekinmesem nasılda ellerimin aldıntaydın!

Arkasında bulunduğum ağaca oturarak yaslandım. Ona görünmeden her hareketini inceledim. Kızım gerçekten de çok güzeldi.  İtalya'nın her sabahında yanlız başına koşuya çıkan kızım bugün arkadaşlarıyla çıkmıştı.  Arkadaşları ona nazaran koşmuyor daha çok yürüyorlardı.

 Arkadaşlarıyla beraber bir banka oturmadan önce dağılmış olan saçlarını yukarda toplayarak derin bir nefes aldı.  İki arkadaşıda onun çok hızlı koşmasından yakınırken o ise güneşinde vurduğu güzel tebessümüyle arkadaşlarının isyanını dinliyordu. Suyundan birkaç yudum içtikten sonra etrafı kolaçan etti. Bugünlerde sanki onu izlediğimin farkındaymışçasına sürekli etrafı kolaçan ediyor bir yerlere tek başına gitmekten çekiniyordu. Bu beni biraz güldürdü açıkçası çünkü her gün onunla beraber uyuduğumun farkında değildi. 

" Ah benim tatlı kızım evine bile senden daha hakimim birileriyle dolaşman ne fayda eder. " 

Dikkatini arkadaşlarına vererek onları dinlemesi beni kızdırırken o ilahi gülümsemesini tekrar gözler önüne serdi. Lanet olsun , gerçek bir melekti. Benim meleğim. Ve bu meleğe yapacaklarımda beni şeytan yapıyordu. Buna değer mi diye sorarsanız , tereddütsüz evet derim. Onun için cehennemde ki zebanilerden olmaya bile razıydım artık...

Diğer kızlara dönüp 

"Siz önden koşun ben biraz daha gerinip size yetişirim. " dedi. Diğer iki kız onaylayıp giderken o ise ormanın derinliklerine doğru yani benim tarafıma doğru cesur ama endişeli adımlarla geldi. 

" Orada olduğunu biliyorum. " cesurca söylediği söz ellerinin titremesine tezatlık yaratıyordu. Lakin geri adım atmayacağı belliydi. Bu yüzümde tehlikeli bir sırıtış peyda ederken o devam etti;

"Ve ya ben delirdim . Çünkü izlenildiğimi zannediyorum. " tam olarak karşımdaydı ona cevap vermedim . Şimdilik beni görmemeliydi. Fakat gördüğünde kaçamayacak kadar sıkı tutucam o saçlarını. 

İkimizin sessizliği ilerden giden kız arkadaşlarının onun ismini bağırmasıyla bozuldu.  Kızım geri attığı bir adımla benden tarafa tekrar baktı. Alamadığı cevabın huzursuzluğu şimdiden onu yiyip bitirmeye yetmişti. Bu sefer merakını giderecektim . Hızlı bir şekilde koşarken ormanın içinden ıslığımı çalmaya başladım. Rüzgarda sallanan saçlarıyla beraber ıslığımı duyduğu anda bedeni de durdu. Birkaç saniye öylece durdu daha sonra arkasına dönme cesaretini gösteremeden tekrar koşmaya başladı. 

Oturduğum yerden kalkıp az önce düşürdüğü kolyesini almaya gittim. Yerdeki ışıltılı kolye ona babasından kalma tek hatıraydı. Bunu kaybettiğine çok üzülecekti ama ona vereceğim zaman şimdiden tarihini aklıma kazımıştı.

Dönüş yolunda Andrew 'in beni arayıp bugün ki tahsilin gece denizden olacağını bildirmesiyle büyük bir iç çektim . Anlaşılan minik kızım bu gece bensiz uyuyacaktı. 

KANLI NOTALARWhere stories live. Discover now